Üniversite yıllarımızın unutulmaz filmlerinden biriydi. Şimdilerde daha rahat değerlendirebiliyorum. 1941 yıllarının "Casablanca" filminin unutulmaz yıldızı "Ingrid Bergman"; demek 20 yıl sonra bile alımından hiçbir şey kaybetmeksizin "Goodbye Again" adlı filmde de güzelliğini sürdürebilmişti.  
O günlerin yenilikçi yazarı "Françoise Sagan'ın "Aimez Vous Brahms/Brahms'ı Sever misiniz" adlı romanından aktarılmış bir "Holywood" filmiydi bu anlattığım. Bakmayın yenilikçi yazar diyerek tanıttığıma, bu tanım gerçeği yetmez ki;  "Françoise Sagan" 1950'lerin ortalarında yazdığı  "Bonjour Tristesse/Günaydın Hüzün" adlı romanıyla Fransa'da fırtınalar koparmıştı.
Siyasi bir ajitasyon
Şimdi nereden çıktı bu "Brahms", bu "Sagan" filan diyerek söylenmeye başlamayın. Bakınız şu içinde bulunduğumuz 2020 yılı büyük sanatçı "Beethoven'e" adanmış durumda. Yani 2020 yılı "Beethoven" yılı olarak kutlanacak. Bu arada Avrupa Birliğinin resmi marşının; "Beethoven" tarafından yazılmış "9. Senfonı'nin" ana teması olduğunu ek bir bilgi olarak anımsatırım. Dolayısıyla yazımızın konusunu "Beethoven" olarak seçmekle doğru ve haklı bir girişimde bulunduğumuza inanmaktayım.
Peki; kimdir bu ateşli cumhuriyetçi ve inançlı devrimci?  Yalnız müzik alanında değil, toplumsal davranışları açısından da çağının çok ilerisinde düşüncelere sahip bir yapıdadır "Beethoven".  Devrimci senfoni olarak tanımlanan 5. Senfoni için bir müzik otoritesi; "Bu müzik değil, siyasi bir ajitasyondur, ezgileriyle bizlere dünyamızın iyi olmadığını ve onu değiştirmemiz gerektiğini söylemektedir" demektedir.
Saray görevini reddetmiş
Yaşamı boyunca özgün düşüncelerinden bir an bile vaz geçmeksizin o günlerin soylularından olabildiğince uzak kalmaya çalışmış, kralın önerdiği saray görevlerini de kibarca reddetmiştir. Çağdaşı "Goethe" bestecimizin sanatına hayran olmakla birlikte hırçınlıklarından ötürü onu "Vahşi" olarak tanımlamaktadır.  Eklememiz gerekecektir; hırçınlıkları özellikle sağırlık başlangıcıyla daha artmıştır.
Duygusaldır. 9. Senfoni'nin final bölümünde izleyicilerin salonu inleten alkışlarını duyamayıp ancak uyarıldıktan sonra durumu algılayıp göz yaşlarına boğulması günümüze kadar gelen bir anekdottur.
Sevelim, sevmeyelim, hoşlanalım ya da hoşlanmayalım klasik müzik yaşamımızın her anında vardır; evrenseldir. Bazen bir cep telefonu çaldığında, bir okul zilinde bazen de telefonun bekleme konumunda bu ezgileri dinleriz. Farkında olmaksızın bir film müziğinde, bir reklam spotunda klasik müziğin içinde oluruz.
Tüm eserlerinde var
Beethoven; insanların eşitliğine inanmış, özgür ve aydınlıkçı düşüncelerin büyüklüğünü ön planda tutmuş bir kişiliğe sahiptir. Taşıdığı bu düşünce yapısını gerek müzikalite gerekse söz olarak tüm eserlerinde yansıtabilmiştir.
Böylesine büyük bir sanatçının müzik dünyasını etkilememiş olmasını düşünemeyiz. Nitekim; senfoni alanında "Brahms'ın" da "Beethoven'den" etkilenmesi doğaldır.
2020  "Beethoven Yılı" kutlu olsun. Esenlikle kalınız...