2. ve 3. Ligler de start aldı. Televizyondan izleme şansımız olmadığından, stada gitmek mecburi oluyor. Pazar günü Ci Group Buca ile Çankaya FK arasında oynanan karşılaşmasındaydım. İlk dikkatimi çeken şey, tribünlerdeki taraftarların azlığı idi. Buca'nın içini dışını ayrıntısıyla bilmediğimden, karşılaştığım 2 Bucaspor taraftarına bazı sorular sordum.
Taraftarının çoğunluğu Ci Group Buca'yı benimsememiş. Zamanında Göztepe'nin Aliağaspor'u alıp, amatörden kurtulmasını çok eleştirmişler ve şimdi kendilerinin de aynı duruma düşmelerini istemiyorlarmış. O kişiler amatör kümede mücadele edecek olan öz Bucaspor'u desteklemeye devam edeceklermiş. Ci Group Buca ismini değiştirip, Bucaspor yapmak istiyordu. Bu gelecek seneyi de bulabilirmiş.

Taraftar 3 farklı tribünde maç izliyordu. Maraton, karşı tribünleri ve kale arkası. Buralara giren taraftarlar farklı gruplardanmış. Yani Bucaspor 3'e bölünmüş durumda. Bunu 1'e indirmeli, hepsi aynı tribünde izlemeli ve birlikte tezahürat yapmalı. Bu takımları için de daha iyi olur.

***

Geleyim saha içine. 1. Lig maçlarını sürekli eleştiren biriyim, çok yavaş oynandığı için maçlar. Bu maç öyle olmadı. Baştan sona heyecan fırtınası içinde geçti. Dişe diş bir mücadele vardı. Her topa bastılar, birbirlerine adeta nefes aldırmadılar.

Özellikle Çankayalı oyuncular sert oyunu benimsediler. Fizik olarak üstündüler. İlk 11'de yer alan futbolcular Buca'ya nazaran daha uzun boyluydular. Topa daha fazla hâkim oldular. Kanatlardan çok yüklendiler fakat ceza alanı içerisinde tamamen etkisiz kaldılar. Tam saha pres yaptılar, defansı da ileriye çıkarıp, sıkıştırmaya çalıştılar. Genelde başardılar da. Ama bu sistemde oynamak o kadar kolay değil. Defans oyuncuların hem akıllı olmalı hem de hızlı...

***

Çankaya, sisteminin dezavantajını daha 5. dakikada yaşadı. Defans arkasına sarkan Gökhan Erdöl, topu sürdü, kaleye yaklaştı, vuruşunu yaptı, takımını öne geçirdi.

Konuk takım yüklenmeye çalıştı, defans arkasını hep boş bıraktı. Bu sefer de 7. dakikada Berke defans arkasına sızdı ama gol atmayı başaramadı. Kaleci Burak bu sefer başarılı idi.

Buca, hızlı hücumlar dışında da ataklar yaptı elbet. Rakibine göre daha az kaleye gitse de, gol pozisyonları buldu ancak ceza alanı içerisinde çekilen şutlar kaleyi bulmadı.

Çankaya'nın futbolu gitgide daha da sertleşti. Hakem Raşit Yorgancılar düdüğünü pek kullanmadı, taraftarı biraz çileden çıkardı. Gerçi hep faul çalsa, maç bu kadar zevkli ve heyecanlı olmazdı büyük bir ihtimalle. Ama yine de oyuncuları bazen uyarmalı, dikkatli oynamaları gerektiğini söylemeliydi.

20. dakikada Bertuğ defans arkasına sarkan ve kaleci ile karşı karşıya kalan oyuncu idi. O da kaçırdı.

22. dakikada ceza alanı içerisinde Mutlu topa kafa vuracakken Benjamin Fuchs ayak kaldırdı, Mutlu yerde kaldı. Penaltı düdüğü çaldı ve sonrasında maça denge geldi.

Gökhan Erdöl'ün bir yıldız gibi parladığı bir maçtı. 30'da uzaktan şut denedi, Burak uçtu, parmaklarıyla dokundu, top direğe çarpıp, kornere gitti. 34'te, Salih Sarıkaya'nın kısa düşen geri pasını aldı, ceza alanına girdi, yerde kaldı ve penaltı aldı. Penaltıyı da kendisi attı, duble yapmış oldu. 38'de de Fuchs'un ortasına kafayı vuran ve golü atan isim yine Gökhan'dı. Daha ilk maçta hat trick yapmış oldu.

***

İsmi geçmişken Benjamin Fuchs'tan da bahsedeyim. İsmi yabancı. Doğduğu yer Almanya, uyruğu Avusturya. Çünkü babası Avusturyalı ama annesi Türk olunca, Türk statüsünde oynayabiliyor. Senelerce de ülkemizde Türk pasaportuyla top koşturdu. Birkaç sene önce Konyaspor'da oynarken, Fenerbahçeliler onu yabancı sanıp, yabancı sınırını aştığı gerekçesiyle, kural hatası yapıldığını iddia etmişlerdi.

***

45'te Berke bir kez daha kaleci ile karşı karşıya kaldı, topla oynamayı başaramadı.

İlk yarının uzatmalarının da son dakikasında, son atakta, kafalardan seken topa Çankaya'dan Canberk koştu. Kalesini terk eden Ceyhun'dan önce topa dokundu. Havalanan top kaleye doğru indi, direğin üzerine çarptı ve oyun alanına geri döndü. Bu pozisyon Çankaya'nın ilk tehlikeli atağı idi diyebilirim, penaltısından sonra.

***

İkinci yarı Çankaya baskısını arttırdı, Buca'yı kendi yarı alanına hapsetti adeta. Ama yine pozisyon bulmakta zorlandı. Buca'nın, ilk yarı kadar çok ve net olmasa da gole yaklaştığı zamanlar oldu.
74'te, defansına yardıma gelen Gökhan, güzel bir hareketle rakibinden sıyrıldı, orta sahaya doğru ilerledi ve defans arkasına, Berke'ye pas attı. Berke süratini kullanıp, rakibini ekarte etti, kaleciyle karşı karşıya vuruşunu yaptı, Burak'ı geçemedi.

75'te fark 1'e düştü. Beraberlik için yüklenmeye başladı. Ama 86'da oyuna giren Enes, 2 dakika sonra attığı gol ile galibiyeti sağlama alan isim oldu.

***

Ligin ilk haftasında sarı lacivertli takım çok iyi bir görüntü verdi, gelecek adına taraftarını ümitlendirdi. Diriydiler ve güçlüydüler. Özellikle defansını öne çıkaran takımların canlarını da çok yakacaklarını gösterdiler. Süratli oyunculardan kurulu ve hızlı hücumda oldukça başarılılar. Şampiyonluğu konuşmak için daha erken, diğer takımları da görmek gerekir.