Haber Ekspres olarak, öncekilerde olduğu gibi buna da davetliydik ama ekipten hiçbirimiz gidemedik...
Gündem haftada bir değişmiyor ki, neredeyse saat başı başka 'flaş' denilen önemli bilgiler geliyor.
Ama açıklamaları sizlerle paylaşacağımı önceden açıklamıştık. Özetle belirteyim:
Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği açıkladı: 'İstanbul'da İnsani Geçim Ücreti 3067 lira!'
Sanki başka kentlerde çok daha ucuz, değil mi?
Haberleri takip ettim, bir iki belirli kişinin dışında yandaşlardan hiç ses seda çıkmadı. Şimdi açıklamaya gidelim:

Mutlaka azaltılmalı

Uygulamada işverenlerin daha duyarlı olmaları konusunda çağrıda bulunan derneğin İGÜ sayesinde iş görenlerin ücretlerinin iyileştirilmesini amaçladığını ifade eden Karahan, günümüzde dünyada gelir dağılımındaki adaletsizliğin iş görenlerin aleyhine hızla bozulduğunu hatırlattı ve 'İstanbul için iki çocuklu bir ailenin çalışanının alması gereken asgari düzeyde İnsani Geçim Ücreti (İGÜ) 2781 lira. İki çocuklu, eşi çalışmayan bir bireyin alması gereken AGİ 286 lira. Toplamda 3067 lira İstanbul'da İnsani Geçim Ücreti'nin karşılığı' dedi, ama sonrasını da getirdi:
'Devletin asgari ücretten almış olduğu vergiyi mutlaka ama mutlaka azaltması gerekmekte.'

Seçim seçmene yarıyor

Karahan, seçim dönemlerinde asgari ücret konusunda vaat yarışı yaşandığını anımsatarak, 'Varsın çalışanlarımız hak ettikleri ücretleri alabilsinler, buna da seçimler malzeme olsun. Neticede dar gelirli çalışanlarımızın hanesine giren gelirde kısmi artış olursa, bu ülkenin toplumsal barışına da yansıyacak' diye konuştu.

Ahlaksızlığın daniskası!

Su', 'ateş' ve 'ahlâk' dostluk kurmuşlar. Bir gün ormanda dolaşmaya çıkmışlar. Fakat bir müddet sonra içlerine bir korkudur düşmüş. Orman çok büyük ve çok karmaşıkmış. Her türlü ihtimâle karşı birbirlerini kaybederlerse, nasıl bulacaklarını düşünmeye başlamışlar.

Soruların önemi

Ateş ve ahlâk suya sormuşlar: 'Kaybolursan seni nasıl bulacağız?'
Su cevaplamış: 'Nerede bir şırıltı duyarsanız ben oradayım', demiş.
Sıra ateşe gelmiş.
Su: 'Seni yitirirsek ne yapalım?' diye sormuş.
Ateş:
'Duman gördüğünüz yerde ben varım!', cevabını vermiş.
Sıra ahlâka gelince cevabı şu olmuş:
'Beni asla kaybetmeyin; eğer kaybederseniz, bir daha asla bulamazsınız!'

Çevremize bakalım

Atatürk de bizler gibi sporcunun olduğu gibi insanın da ahlaklısını sevdiğini her zaman açıklamıştı.
Peki çevrenize, daha doğrusu son zamanlarda medyada yer alanların davranışlarına bakın ahlaklı olup olmadıklarına karar verin!
Bazıları için 'Ahlaksız!' diyeceğinizi düşünüyorum. Biliyorsunuz ahlak da, namus da, irade de, davranış biçimi de, kafada başlar. Bazıları için neden 'beyinsiz!' deriz?
Algılama güçlüğü çektiği için mi?
Hayır!
Kafasızca davrandığı, her şeye inandığı için...
PKK ile IŞİD ya da diğer terör Örgütleri arasında ne fark var?
Hiç gibi bir şey!
Dikkat edin bakın bunlar kandan beslenir. Yine dikkat edin ve irdeleyin;
Yakalanan canilere bakın!
Tanıyanlar ve komşuları, birlikte çalıştığı kişilerin tamamına yakını 'Hayret! Çok iyi biriydi, karıncayı ezmekten bile çekinirdi!' derler.
'Tavuk bile kesemez!' diyenden tutun da, çok merhametli ve yardımsever olduğuna kadar her türlü duygusal sözcüğü sıralarlar...

Yağma politikalarıyla mücadele

Yerel seçimler yaklaşırken meslek odaları, sendikalar gibi zmir Barosu' da  bir açıklama gerçekleştirdi. Okunan metinden pasajlar vereyim:

Kim başkan olmalı?

'Bu süreçte kim belediye başkanı olsun?' sorusundan daha çok, 'Nasıl bir belediye başkanı istiyoruz?', hatta 'Nasıl bir kent yönetimi istiyoruz?'sorularına yanıt aramanın daha doğru olduğunu düşünüyoruz. Bilindiği gibi AKP iktidarının 16 yıllık geçmişi süresince ele alınması gereken en önemli konuların içerisinde ekonomi politik kararlar yer almaktadır. Bu süreç içerisinde hepimizin bildiği gibi sürdürülebilir olmayan rant politikaları esas alınmış, günü kurtaran ülkenin geleceğini düşünmeyen bir savurganlıkla uygulana gelmiştir. Günümüzde yaşadığımız derin krizin esas nedeni budur. Ranta dayalı ekonomik politikalar sadece kriz yaratmamış, bu süre zarfında kentlerimizde, doğal yaşam alanlarımızda geri dönülmez çok önemli zararlara yol açmış, açmaya da devam etmekte. Başta İstanbul kenti olmak kentleri yaşanmaz hâle getirenler, gözünü yeni rant alanlarına çevirirken İzmir ve çevresini ilk hedef olarak belirlemiştir.'

DİP EKSPRES
İzmir'e ilişkin rant projeleri

Bu arada şu görüş de ileriye sürülüyor: 'Yakın zamanda İzmir ve çevresine ilişkin rant projeleriyle, İzmir'in doğal yaşam alanları yapılaşmaya açılarak, kent ve çevresinde paraya dönüştürülecek ne kadar alan varsa, sonuçlarına bakılmaksızın enerji yatırımları (JES, RES, Termik Santraller vb.), taş ocakları, altın, nikel vb madencilik çalışmalarıyla plansız bir şekilde yok edilmeye çalışılıyor. Bizler meslek odaları ve emek örgütleri olarak kentlerin, doğal yaşam ve tarım alanlarının, ormanların yanı sıra kent dokusunun ve kent kültürünün de gelecek kuşaklara aktarılacak biçimde korunmasının önemli olduğunu biliyor ve bunu her ortamda dile getiriyoruz. Bu konuda da demokrasi ve hukuk çerçevesinde mücadelemizi sürdürüyoruz.'