Sevgili okuyucularım, bir ay önceki köşe yazımda şöyle demişim: “Akşamları dizileri bir nebze daha nefes aldırıcı, ders verici, tabii seçiminize göre. Bir yılın ardından fark ettim ki izlediğim diziler sosyal içerikli. Toplum katmanlarında oluşan her tür iyiliği ve kötülüğü ortaya koyuyor. Kendinizi, çevrenizi gözlemlememize ve sorgulamanıza sebep oluyor. Favorilerim dizilerim oldu… “.  Bu yazdığım diziler, yaz dönemine girip sezon finali yaparken gerçek hayatta olanlarla ilgili diziler ekranlarda boy göstermeğe başladı. Sedat Peker dizisi, her pazar izlenme rekorları kırarken, 40 yaşından büyük olan bizlerin masal gibi dinlediklerinin, gerçek olduğu da kanıtları ile bir bir ortaya çıkmaya başladı. Mafya-Siyaset-Ticaret konulu dizi de yok yok..

*

Bu dizi de karakter rolü oynayan “Gazeteci (!)” ortaya çıkan ses kayıtları ile deşifre olunca, inkâr yolunu seçse de kanıtlar ortaya çıkınca, diziye şimdilik veda etti. Ses kayıtlarının olduğu SBK ön plana çıktı. Sanki dizi içinde dizi. SP bu konuda daha önce iddialar ortaya atmıştı. Tefeci olarak nitelendirdiği, SBK’nın önce tutuklanıp, mal varlığına tedbir getirilip, sonra tedbirin kaldırılıp yurt dışına kaçması için yargının, siyasetin devreye girdiğini söylemişti. İddialarının ispatı için yol da göstermişti. Bu konuda harekete geçmesi gereken kurumlar ölü taklidi yaptığı için henüz o konuda bir gelişme yok.

*

Ünlü yazarlarımızdan Behçet Kemal Çağlar’ı bir gün “yalan” konusu ile ilgili bir seminer vermesi için davet ederler. Salon tıka basa doludur, içeri girer, salondaki insanlara bakarak “Seminere birazdan başlayacağız fakat önce bir şeyi öğrenmem lazım. Tevfik Fikret’in son şiiri olan Yalana Övgü’yü kaçınız okudu?” Salondaki insanların çoğu el kaldırır. Yazar konuşmasına devam eder, “Doğru yere gelmişim, Tevfik Fikret’in öyle bir şiiri yok.”  

Yalanın sonu yok da, gerçeklerin bir gün mutlaka ortaya çıkması gibi bir özelliği var. Hayırsever iş adamı olarak sunulan SBK’nın da gerçek yüzü, ortaya çıkan olaylarla bir anda anlaşılıverdi. ABD maliyesini dolandırma ve kara para aklama suçlusu olarak, ABD tarafından çıkartılan kırmızı bülten nedeniyle aranırken, Avusturya’da tutuklandı. ABD’de hakkında açılmış başka davalar da olduğu anlaşıldı. Şu anda iade sürecinin nasıl işleyeceği belli değil. Ancak anlatılanlarla ABD de Mormon tarikatından birilerinin hayali ihracatla Amerikan maliyesini dolandırdığı, bu paraların Türk vatandaşlığına geçirilen bir Ermeni iş adamı(!) tarafından SBK’ya aktarıldığı, bunların da mal edinmek suretiyle aklandığı iddiaları var. Sonra bu mallara çökme, işlerin yürümesi için verilen rüşvet yine mafya-siyaset-ticaret ekseninde olanlar… Eğer SBK iade sürecinde ABD ye gönderilirse, elimizde ikinci bir Zarrap vakası var… Dizideki karakterlerden gazeteci ile yaptığı konuşmanın kaydında, bu işlere bulaşan, bize adı açıklanmayan siyasetçiler olduğu söyleniyor.  

*

Gerçek gündemimiz pandemi, pahalılık, yoksulluk, işsizlik iken; hayalimizin bile alamayacağı büyük paraların döndüğü yolsuzlukları, büyüklere masallar gibi, dizi kıvamında hayretle izliyoruz. Doğruyu söylemesi gerekenler yalan, yalan söylemesi beklenenler doğruyu söylüyor. Sadece Marmara denizinden değil, her taraftan kötü kokular geliyor. Dilerim bu dizilerin sezon finali, ülkemizin ve insanımızın mutlu sona ulaşacağı bir şekilde olur. Yoksa ölmüşüz ama, ağlayanımız yok…