Duwarmish Kızılderililerinin Reisi Seattle 1854 yılında topraklarını satın almak isteyen ABD devletine uzun bir mektup yazdı. Günümüzün çevre anlayışının çok ötesinde bir bilinci sergileyen bu mektuptan sadece iki paragrafını sizler için aldım:

… Beyaz adam, anası dünyaya ve kardeşi gökyüzüne sanki satın alınabilen veya yağma edilebilen bir mal gibi, koyunlara ve parlak boncuklara davrandığı gibi davranır. Onun bu iştahı ve hırsı bir gün dünyayı yiyip bitirecek ve geriye sadece çorak bir çöl bırakacaktır.

… Bizim çocuklarımıza öğrettiğimizi, siz de kendi çocuklarınıza öğretin: Dünya anamızdır. Dünyaya ne kötülük olursa, oğullarına da aynı kötülük olur. Eğer insanlar yere tükürürlerse, kendi yüzlerine tükürürler. Biz bunları biliyoruz. Dünya insanlara ait değildir. İnsanlar dünyaya aittir. Bütün her şey, aileyi bağlayan kan bağı gibi, birbirine bağlıdır.

İnsanoğlunun para hırsı tükenmiyor. Bugün dünyanın her yerinde rant uğruna çevre katlediliyor. Dünyanın oksijen kaynağı Amazonlar her geçen gün rant uğruna yok oluyor. Sonrada dünyanın ısısı 2 derece artarsa küresel ısınmada dönüşü olmayan noktaya geleceğiz, dünya çöle dönecek hayat bitecek diye yakınıyoruz. Bunu yaklaşık 2 asır önce ilkel denilen Kızılderili şefi söylemiş, yukarıda okudunuz.

***

AKP tarafından çıkarılan 2003 yılında 4916 sayılı yasa ve 2004 yılında 5177 sayılı yasa ile maden sahaları yabancı sermayeye açıldı. Yer altı kaynaklarımız Cumhuriyetin 80 yılı sadece kendimize aitti. Bugün ülkemizde faaliyet gösteren 11 yabancı şirketin elinde 100 bin kilometrekare ruhsata bağlanmış maden sahası bulunuyor! Bu maden sahaları Türk toprakları üzerinde olmasına rağmen Türkiye’nin egemenliğinden çıkmış, yabancı şirketlerin ve ülkelerin egemenliğine geçmiş durumda. Bu ruhsatlar ve araziler üzerinde ortaya çıkacak uyuşmazlıklarda çözüm mercii Türk mahkemeleri değil uluslararası Tahkim Kurulu olacaktır.

***

Çevre katliamı ile gündeme gelen Kaz dağları altın madeni daha öncekilerin önüne çıktı. Kaz dağları'nı yok eden, 195 bin ağaç kesen Kanadalı Alamos Gold firmasının Türkiye'deki şirketi olan Doğu Biga Madencilik devletten tam 865 milyon (Trilyon) lira teşvik almış. Evet bu şirket Kanada'dan gelecek, ülkemin ağacını kesecek, ormanını yok edecek, toprağını zehirleyecek ve biz buna tam 865 milyon lira teşvik vereceğiz bu katliamı yapabilmesi için….

Bu firma 7 yıl boyunca sigorta teşviki alacak. %80 vergi indirimi alacak. Gümrük vergisinden muaf olacak, KDV'den istisna tutulacak... Tüm bu kıyakları yaptığımız şirketten ne kazanacağız biliyor musunuz? Çıkardığı altının sadece %4'ünü. Yani adamlar her türlü teşvikten yararlanacak, 2400 ton altın çıkaracak ve bu çıkardıkları altının sadece 96 tonu Türkiye'ye bırakılacak, geri kalanını ellerini kollarını sallaya sallaya götürecekler... Geriye katledilmiş ormanlar, siyanürle zehirlenmiş bir çevre ve yeraltı suları bırakacaklar. TBMM Genel Kuruluna sunulan ve Çanakkale halk sağlığı, doğası ve çevresi açısından son derece önemli olan araştırma önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

***

Çanakkale bizim için bir devrin bittiği yerdi. Hani Çanakkale geçilmezdi? 100 yıl önce topla, tüfekle alamadıkları yerleri, şimdilerde taş bile atmadan alıyorlar. Kanla, canla, bedel ödeyerek koruduğumuz vatanımızı yabancılara devrediyor, hem de neredeyse üstüne para veriyoruz. Burada akıl ve mantık var mı? Burada vatan sevgisi, ülkemin yüce menfaatleri var mı? Durun daha bitmedi, ayni yörede çinko madeni için de ruhsat verildi. Doğa katliamı hız kesmeden sürecek. Bunlara dur diyemezsek, geride bize sadece çöl ve üstüne zehir kalacak. Bu çölde Arabınki gibi petrol de yok. Son ağaç kesildiğinde, son kuş uçup gittiğinde başımıza neler getirildiğini anlarsak, çok geç olacak. Vesilesiyle ülkemizin kurban olmaması dileklerimle, kurban bayramınızı kutlarım.