Daha önce bir yazımızda ayrıntılı olarak anlattığımız Cassini-Huygens Görevi, NASA, ESA (Avrupa Uzay Ajansı) ve İtalyan Uzay Ajansı'nın ortak bir çabasıdır ve Satürn etrafında yörüngede dolanarak, çevresini ayrıntılı bir şekilde keşfeden ilk çalışmadır.

Uzayda geçirdiği 20 yıldan sonra, NASA'nın Cassini uzay aracı, olağanüstü keşif yolculuğunun sonuna geldi. Aracın Satürn'e gitmesini sağlayan itici roket gazının hemen hemen tümünü tükettikten sonra operatörler, özellikle de buz yapısında olan Enceladus ve yanında, okyanusları bulunan Titan gibi Satürn'ün uydularının gelecekteki araştırmalarda bozulmadan kalmasını sağlamak için Cassini'yi gezegene doğru kasıtlı olarak düşürdüler.

Cassini, 2010 yılından başlayarak, Satürn ve Titan'daki mevsimsel değişiklikleri yedi yıl boyunca izlerken, birçok uyduya uçuşlarını gerçekleştirdi. Görevin bu aşamasında, gezegenin atmosferine dalarak bitme aşamasına kadar uzay aracının tüm itici gazlarını boşaltmak amaçlandı. Nisan 2017'de Cassini, beş ay boyunca yaptığı dalışların ardından gezegen ve halkaları arasından geçen 22 yörüngeden oluşan bir dizi hareketi sürdüreceği bir yörüngeye yerleştirildi. Grand Finale yani Büyük Son olarak adlandırılan görevin bu son aşaması, gezegeni ve halkalarını, şimdiye dek hiç olmadığı kadar yakından gösteren gözlemleri getirdi.

15 Eylül 2017'de uzay aracı devasa gezegen Satürn'e son kez yaklaştı. Ancak bu karşılaşma diğerleri gibi değildi. Bu kez Cassini, antenini Dünya'ya gösterebileceği sürece bilimsel verileri anında göndererek gezegenin atmosferine canlı yayın yaparak daldı. Kısa süre sonra, Cassini yandı ve bir göktaşı gibi parçalandı.

Cassini, sonuna kadar heyecan verici bir keşif göreviydi. Görev, uzay aracının 15 Ekim 1997'de gönderilmesiyle başladı ve Avrupa Huygens sondasını da birlikte taşıyarak 30 Haziran 2004'te Satürn'ün çevresinde yörüngeye oturdu. Dört yıllık asıl görevinden sonra Cassini'nin turu iki kez genişletildi. En önemli keşifleri, Enceladus adlı uydudaki hidrotermal etkinlik belirtileri ve küresel okyanusu, ayrıca Titan'da sıvı metan denizlerini bulmasıdır.


Uzay aracı sonunda yok olup gitmiş olsa da, yani devasa gezegenin kendisi, manyetosferi, halkaları ve uydularını içeren, Satürn ile ilgili muazzam veri koleksiyonu onlarca yıl boyunca yeni buluşlar üretmeye devam edecek.


Büyük Son


Nisan 2017'den bu yana Cassini uzay aracı, 20 yıllık görevinin en heyecanlı bölümünü yaşadı. Cassini, her hafta Satürn ve halkaları arasındaki yaklaşık 2.000 km genişliğindeki boşluk boyunca dalış yaptı. Başka hiçbir uzay aracı bu eşsiz bölgeyi daha önce keşfetmemişti.

22 Nisan'da Cassini'nin yörüngesini yeniden şekillendirmek için, Titan adlı uydunun yakınından geçirilerek onun çekimi kullanıldı. Böylece uzay aracı, gezegenin buzlu halkalarının üzerinden geçerek halkalar ve Satürn'ün arasından geçişe başladı. Yaklaşık beş ayı aşan süre boyunca bu biçimde yapılan 22 geçiş sırasında, uzay aracının Satürn'ün bulutlarının üstündeki yüksekliği, yaklaşık 1.600 ila 4.000 kilometre arasında değişiyordu. Cassini bazen halkaların iç kenarına yakın, kimi zaman da gezegenin atmosferinin dış sınırlarına yakın geçişlerde bulundu. Son 5 yörünge geçişinde uzay aracının yörüngesi Satürn'ün en üst atmosferinden geçerek, sonunda 15 Eylül'de doğrudan gezegene düştü.

Cassini'nin Büyük Son'u, uzay aracının Satürn'e yaptığı son dalıştan çok daha fazlası anlamına gelmiştir. Bu olağanüstü olay, altı ay boyunca yapılan keşif ve bilimsel bulguların tamamlandığı zamandır.

 

Benzersiz bilim


Cassini uzay aracı, görevin daha erken aşamalarında elde edilmesi çok riskli olan inanılmaz derecede zengin ve değerli bilgileri topladı:

Uzay aracı, Satürn'ün çekimi ve manyetik alanının ayrıntılı haritalarını yaptı. Bu da gezegenin iç yapısının nasıl olduğu konusunda değerli bilgiler elde edilmesini sağladı. Ayrıca muhtemelen bu bilgiler, Satürn'ün hızlı dönüşüne ilişkin karmaşık gizemi çözmeye yardımcı olacak.
Son aşamada yapılan dalışlarda elde edilen bilgiler, halkalarda ne kadar malzemenin bulunduğuna ilişkin bilgilerimizi büyük ölçüde arttıracak ve kökenlerini anlamamıza daha da yardımcı olacak.
Cassini'nin parçacık algılayıcıları, Satürn'ün manyetik alanı yüzünden atmosfere doğru akan buzlu halka parçacıklarını örnekledi.
Kameraları Satürn'ün halkalarının ve bulutlarının inanılmaz derecede yakın görüntülerini elde etti.

Cassini'nin elde ettiği son görüntüler, gezegene düşmeden birkaç saat önce Dünya'ya gönderildi. Ancak uzay aracı, gezegenin atmosferine girerken, Dünya'ya, gerçek zamanlı, canlı yayınla yeni veriler gönderdi. En önemli ölçümler, bağlantı kesilinceye kadar Satürn'ün atmosferini örneklemiş olan kütle spektrometresinden geldi. Bu bilgi atmosferin bileşimine ilişkin çok değerli bilgiler içeriyor.

Böyle önemli bir görevin sona ermesi üzücü olsa da Cassini'nin son aşama uçuşu, Güneş Sistemimizde üstlenilen bilimsel olarak en zengin gezilerden biri olması açısından muhteşem bir son olmuştur. 1997'de gönderilmesinden 2017'deki bu benzersiz Büyük Son bilimine kadar, Cassini-Huygens görevi olağanüstü başarılara imza attı.


Görev neden bitirildi?


2017 yılına gelindiğinde, Cassini, Dünya'dan ayrıldıktan sonra yaptığı yedi yıllık bir yolculuktan sonra, 13 yıl Satürn'ün etrafındaki yörüngede zamanını geçirdi. Uzay aracı rotasında yaptığı ayarlama ve değişiklikler için roket yakıtını kullandı ve yakıtı çok azaldı. Sonuçta yakıt bittiğinde, görev operatörlerinin uzay aracının hareketlerini kontrol etmesi olanaksız olacaktı.

Satürn'ün iki uydusu Enceladus ve Titan'ın son 10 yılda elde edilen Cassini verileri, bu uyduların yaşanabilir ya da en azından yaşama elverişli olabilecek ortamlara sahip olma potansiyelini ortaya çıkardı.

Cassini'nin bir gün bu uydulardan biriyle çarpışması olasılığını önlemek için NASA, uzay aracını Satürn atmosferinde güvenli bir şekilde düşürmeyi seçti. Bu, Cassini'nin bu uydularda yaşanabilirlik ve potansiyel yaşamla ilgili olarak gelecekte herhangi bir araştırmanın verilerini kirletmesini önlemiştir.

Sonuç olarak NASA, 4 milyar dolarlık, çok işe yarayan ve önemli bilimsel sonuçlar elde edilmesini sağlayan bu değerli uzay aracını, uydularda yapılacak gelecekteki araştırmaların verilerini etkilememek için gözden çıkarmıştır ve bu gerçekten çok büyük bir özveridir ve bilime verilen değeri gözler önüne sermektedir.

İnsanlık bunun gibi nice çalışmaları gelecekte de geliştirerek sürdürecek ve belki de bu sayede hem evreni daha iyi anlayabilecek, hem de gelecekte yaşanmaz hale gelecek gezegenimizle birlikte yok olmayı kabullenmek yerine, evrene yelken açmak için gereken bilgiyi de adım adım elde edecektir. Bir gün yuvamız olan yeryüzü yok olduğunda, insanlık evrende bir yerlerde yaşamayı bu sayede sürdürüyor olacak.

Kaynak: nasa.gov