Bildiğiniz üzere, Cemil Tugay’ın Büyükşehir Belediyesi denizcilik şirketine, belediye veya denizcilik deneyimi olmayan bir inşaat mühendisini genel müdür olarak atamasının yankıları henüz dinmemişken, İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Işıkhan Güler’in de Ankara’dan arkadaşı şair İnönü Alpat’ı yönetim kurulu üyesi yapmasıyla İzmirli bürokratlar kıyıma uğrarken, neden liyakatsiz bürokrat atamaları yapılıyor diye sormuştuk.
Şimdi ise 450-500 çalışanı bulunan ve maaşları ödemekte zorlandığını bildiğimiz İZDENİZ Genel Müdürü’nün danışmanları gündemde. Kamu zararı olduğu halde, Büyükşehir Belediyesi’nin neden bir marina işlettiğine önceki dönemde anlam veremeyen Cemil Tugay’ın buna son vereceğini düşünmüştük. Ancak yeni atadığı genel müdür, marinaya yapılan onca masraf yetmezmiş gibi, bir de kendisine “Marina Danışmanı” atadı. Üstelik denizcilikten anlamadığı için bir gemi teknik danışmanı, gemi operasyonları için ise iki ayrı danışman daha görevlendirdi. Gün içinde defalarca sefer yapan kaptanlar, bir de iş bilmeyen danışmanlara laf anlatmaktan yorulmuş durumda.
Diğer şirketlere kıyasla fazlaca yöneticinin olduğu İZDENİZ’in, danışmanlar tarafından yönetilmesi, birim yöneticilerini de son derece rahatsız etmekte. Ayrıca bu kişilerin hangi liyakat kriterlerine göre şirkete alındığı, kamu şirketinde bu kadar fazla danışman kadrosunun bulunmasının gerekçesi ve maaşlarının hak edişler üzerinden nasıl ödendiği gibi konular, şirket içinde huzursuzluk yaratıyor.
Geçtiğimiz dönemde yapılan Karantina ve Göztepe iskelelerinin neden tadilata girdiği de muamma. Önce tadilata alınıp seferlerin azaltılması kararlaştırılan bu iskeleler için, daha sonra seferleri aksatmadan tadilat yapılmasına karar verilmesi, kurum yönetiminin ne yaptığını bilmediği izlenimini uyandırıyor.
Akıllara durgunluk veren bir diğer karar ise tüm İzmir’in deniz sefer planının değiştirilmesi oldu. Trafik çilesi her geçen gün artan İzmir’de, deniz ulaşımının daha etkin kullanılması için halkın teşvik edilmesi gerekirken, seferler azaltıldı ve ring seferleri başlatılarak yolculuk süresi uzatıldı. Böylelikle, deniz ulaşımını kullanan yurttaşlara adeta eziyet edildi. Daha sonra “Yolcularımızdan gelen yoğun istek üzerine” denilerek eski sefer tarifesine geri dönülmesi, yönetimin bir kez daha tutarsız kararlar aldığını gösterdi.
Yazımızdan sonra gelen bilgilere göre, şirket içi huzursuzluklar giderek artmakta ve birim yöneticileri, üst yönetimin tutumları nedeniyle tek tek işten ayrılmaktadır. İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı, yalnızca arkadaşlarını genel müdür, yönetim kurulu üyesi ve danışman olarak atamakla kalmayıp, alt yöneticilere de müdahale etmektedir. Şirket içinde uzun yıllardır çalışan, alanında uzman personeller atama beklerken, Halkevleri eski Genel Başkanı Dilşat Demir Karakaş’ın eşi Onur Karakaş’ın, hiçbir deneyimi olmamasına rağmen dışarıdan Halkla İlişkiler Şefi olarak atanması dikkat çekiyor. Ayrıca, Ankara’dan İzmir’e yeni taşınan Genel Müdür Gökhan Marım’ın eşinin de İZSU’da işe başladığı gelen duyumlar arasında.
Halkevleri’nin 10 Temmuz 2023 tarihli haberine göre, İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Işıkhan Güler ve Genel Müdür Gökhan Marım, Halkevleri yönetimine seçilenler arasında:
https://halkevleri.org.tr/2023/07/10/halkevleri-olaganustu-genel-kurulu-tamamlandi-simdi-halkevcilik-zamani/
Hem şirket yöneticiliği, hem akademisyenlik, hem de Halkevleri Merkez Yönetimi’ne nasıl zaman ayırdıklarını bilemiyoruz. Ancak asıl merak ettiğimiz mesele şu: İzmir’de denizcilikten ve belediyecilikten anlayan kimse kalmadı mı da, Ankara’dan liyakati olmayan kişiler atanıyor?
Bunca yıl emeğiyle bir yerlere gelmeye çalışan liyakat sahibi personellerin, yalnızca CHP’li oldukları için dışlandıklarını düşünmeleri, haksız bir kanı mı?