Daha önce hiç bilmediği arıcılık sektörüne girmeye karar veren Hafize Ağartır, çevresinden gelen "Arıcılık kim, siz kim" eleştirilerine aldırmadı, 4 yıl önce 5 kovanla çalışmalara başladı. Şimdi 35 kovanla arıcılık yapan Ağartır, daha önce 'Yapamazsın' diyenlerin şimdi bilgi almak için kendisine başvurduğunu söyledi.
Bayındır ilçesinde yaşayan Hafize Ağartır, 7 yıl boyunca bir hastanede yardımcı personel olarak görev yaptı. Daha sonra hamile kalan ve kızı Elif'i (5) dünyaya getiren Hafize Ağartır, işine dönmedi. Ancak ev ekonomisine katkı sunmak isteyen, bu nedenle farklı arayışlar içerisine giren Ağartır, eşi Serkan Ağartır'ın (37) arıcılık fikrine sıcak baktı. 4 yıl önce 5 kovanla arıcılık yapmaya başlayan Ağartır, önce büyük zorluklar yaşadı. Arıcılık yapmaya başladığı zaman, bazı kişilerin kendisine güldüğünü, "Arıcılık kim siz kim" sözleriyle dalga geçtiklerini, ilk zamanlar arı sokmaları nedeniyle de zor günler yaşadığını söyleyen Hafize Ağartır, zamanla mesleğe alıştı.

Daha önce yapmadım

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin arıcılık ile ilgili projelerinden destek alan Ağartır, şimdi arılardan çeşitli ürünler elde ediyor. Bal alırken tezek yerine doğal olduğu için çam talaşı ile yaktığı ateşten çıkan dumanları kovanlara sıkarak arıların sakinleşmesini sağlayan Ağartır, "Ben daha önce böyle bir iş yapmadım. Arıcılıkla ilgili geçmişim yoktu. İşi bıraktıktan sonra 'Ne yapabilirim, evime nasıl katkı sunabilirim, nasıl sağlıklı ürünler üretebilirim' diye düşündüm. Bu iş 'Kendi evimize sağlıklı arı ürünlerini nasıl getirebilirim' sorusu ile başladı. Daha sonra bu alanda attığım adımlar, beni Ege Üniversitesi'nden bu işe teşvik eden bilim insanlarımızla buluşturdu. Bilim insanları bu işin nasıl yapıldığına dair bana çok faydalı bilgiler verdi. Onların sayesinde arı ürünlerini üretmeyi öğrendim" dedi.

İlk zamanlar zorlandım

İlk zamanlar arı çıtasını bile kaldırmadığına dikkat çeken Hafize Ağartır, "İlk başladığım zaman çok zorlandım. Bilmediğim bir hayvanla çalışıyorum. İlk zamanlar arılar beni çok sık sokuyordu. Arı ısırmalarının da şifa olduğunu öğrendikten sonra daha çok bu işe sarıldım. Önceleri ısırıldığımda çok korkuyordum. Birden fazla arının ısırdığı zamanlar oldu ama zamanla bu duruma alışıyorsunuz. Tepki vermemeye başlıyorsunuz. Çünkü arı öyle bir canlı ki sizin korktuğunu anlayabiliyor" dedi.

Arı zehri de üretecek

Hafize Ağartır, organik arıcılık belgesi alacağını belirterek, "Örneğin eğitimlere gittiğimde, katılımcıların genelde erkek olduğunu görüyordum. Kadın olarak bu işi yaptığımı söylediğimde, buna ilk zamanlar çok fazla inanmıyorlardı ama beni tanıdıkça bu işi yaptığıma inandılar. Bundan sonraki hedef arının daha kaliteli olan ürünlerini, doğal ve organik olarak üretmek. Organik arıcılık belgelerini almak istiyorum. Zaten organik yapıyoruz, bunu belgelendirmek istiyoruz" dedi.
Yalnızca bal değil, kısırlık ve alzheimer gibi hastalıklara şifa olan apilarnil (erkek arı larvası) ürettiklerini de anlatan Ağartır, gelecek yıl ilk defa arı zehri üreteceklerini belirtti. Hafize Ağartır, arıdan bal, polen, propolis, bal sirkesi, bal sabunu, propolisli diş macunu, bal sirkesi de üretiyor. Çam balının bir kilogramı 50 TL'ye, propolisli diş macunu 7,5 TL'ye, 250 mililitrelik bal sirkesi 30 TL'ye,  20 mililitrelik propolis damla ise 50 TL'ye satılıyor.