17 Aralık'ta başlatılan operasyonun Cemaat destekçilerini vurduğu olarak yorumlanan Koza Altın Madeni'ne ait Çukuralan işletmesinin kapatılması bir başka gerçeği daha ortaya çıkardı. Nisan 2010'da faaliyete geçen şirketin 2,5 yıl boyunca nasıl çalıştığı sorgulanırken, bölgede on binlerce ağacın katliamına da seyirci kalındığı ortaya çıktı.

Çukuralan'da ki işletmenin doğaya verdiği tahribatı ve orada ki işleyişi yakından görebilmek için Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven de maden alanına gitti. Madene ait kamyonların boş olduğunu ve şoförlerinin başında hazır beklediğini gözlemleyen Özgüven maden kapısında güvenlik önlemlerinin üst düzeyde olduğunu ifade etti.

Güvenlik görevlilerince içeriye kimsenin alınmadığı ve fotoğraf çekimine izin verilmediği işletme ile ilgili görüş bildiren Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven; "Kozak Yaylasının ortasında kimsenin geçmesine izin verilmeyen alan güvenlik görevlilerinin koruması altında. Yaklaşık 3 yıldır faaliyet gösteren maden sahası mühürlenmiş durumda. Kimler oraya nasıl müsaade verdiler, şimdi neden mühürlediler. Gördüğüm kadarıyla büyük bir katliam yaşanmış. Bunun hesabı mutlaka verilmeli" dedi. Özgüven koca bir ormanın katledildiğini, alanda sıkı güvenlik önlemleri alındığını da ifade etti.

ÇAM FISTIĞI'NDA REKOLTE DÜŞTÜ


Kozak Yaylası sakinleri, üreticileri ve bilim insanları ile görüştüğünü bildiren Özgüven, birçok üründe özellikle de çam fıstığında yüzde 90 rekolte düştüğünü belirterek; "Bu düşüşte bir çok sebebin yanı sıra siyanürle altın çıkaran maden'in büyük rol oynadığı bilim insanlarınca söyleniyor. Dünyaca ünlü Kozak yaylalarında üretici çaresiz durumda. Özellikle Çukuralan'da yüz binlerce ağaç kesildi. Buradan Ovacık'a kamyonlarla cevher taşınması sırasında oluşan toz zerrecikleri köylünün yaşamını felç etti. Ürünlerde verim düştü, kümes hayvanları zarar gördü. Bölge de kanser riski kat kat arttı" dedi.


EKOSİSTEM YOK EDİLMİŞ

2012 Şubat ayında bölgede yapılan keşfe katılanlardan Av.Arif Ali Cangı, jeofizik mühendisi Erhan İçöz, Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel gördüklerini;  “On binlerce ağaç kesilmiş. Pasa dağları oluşmuş. Açık Ocak 300 metreye kadar inmiş, ağaçlar kesilerek bir orman ekosistemi yok edilmiş. Bunların Ovacık’a kamyonlarla taşınması sırasında oluşan toz emisyonları fıstık çamlarına zarar vermiş" diyerek Çukuralan'da ki tahribatının çok büyük olduğunu dile getirmişlerdi.

HAYRATTİN KARACA'YA DA İZİN VERİLMEMİŞTİ


Çıkan bu haberlerin ardından bölgede incelemelerde bulunmak isteyen 2012 Alternatif Nobel Ödülü sahibi TEMA Vakfı onursal Başkanı Hayrettin Karaca ve TEMA temsilcileri, şirket yetkilileri tarafından engellenmiş ve dava açılmıştı. Dikili'de görülen davada Karaca; “Oradaki ekolojik sistemin uğradığı zararı görmek istedim. Yolda giderken doğadaki tahribatı görünce mahvoldum. İnerek fotoğraf çekmeye başladım. Bir süre sonra araçlarla birileri gelerek, ‘Buradan sonra gidemezsiniz’ dediler. 3-4 kişi de üzerime yürüyünce, geri dönmek zorunda kaldık. Ben doğayı korumaya ömrümü adadım. Yavuz hırsız ev sahibini bastırmak istedi. Ülkemi bu duruma düşürenlerin cezalandırılmalarını istiyorum” ifadelerini kullanmıştı. Duruşmaya Hayrettin Karaca'ya Alternatif Nobel Ödülü veren İsveç Right Livelihood Award Foundation temsilcisi Agneta Johansson ve İsveçli bir gazeteci de katılmıştı.