Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici'nin, Eğirdir Gölü'nün yıllar içindeki su kaybına ilişkin bilimsel araştırmasının sonuçları açıklandı. Uzun yıllar göldeki su eksilmelerini yerinde tespit ederek takip eden Kesici, su kaybının iki Kovada Gölü, iki Gölcük Gölü kadar olduğunu kaydetti. Çalışmada, göldeki su kaybının temel nedeni olarak tarım arazilerinin göl suyuyla vahşice sulanması gösterildi. 3 insanın el ele tutuşup ancak etrafını sarabileceği büyüklükteki borularla 10 yılda milyonlarca metreküp su çekildiği kaydedilen bilimsel çalışmada, çevre kaynaklardan yeterince beslenememesi ve küresel ısınmanın da etkisiyle, göl yüzeyinin 10 yılda 520 kilometrekareden 436 kilometrekareye düştüğü, derinliğinin ise 16 metreden 6 metreye gerilediği belirtildi. Bölgede sazlık adalarına dönüşen alanlar ve dev borular görüntülendi. Göl çevresinde bir zamanlar balıkçılıkta kullanılan tekneler ve sandalların kıyıda kaldığı, göl çekilmeden önce teknelerin yüzdüğü, balıkların yaşadığı alanların lastik tekerli araçlara yol olduğu gözlendi.

Hayat veriyor

Göl çevresindeki köylerde oturanlar ise yaşamlarını göle göre şekillendirdiklerini, gölün kuruması halinde hayatın sona ereceğini kaydetti. 30 yıldır bölgede yaşayan Ziraat Yüksek Mühendisi Özgür Çağatay, gölün kurumasındaki tek sebebin borular olmadığını, dolaylı da olsa mutlaka etki ettiğini kaydetti. Su kaynaklarının önünün kesildiğini öne süren Çağatay, gölün çevresinde 30 gölet yapıldığını, bunun doğal kaynakların önünü kestiğini ifade etti. İklimin de etkili olduğunu anlatan Çağatay, "Buharlaşan su yeniden yerini bulmuyor. Su kaybediliyor. Burada tarım ve hayvancılık yapılıyor. Hatta buradan içme suyu kullanılıyor. Gölün su rezervini oluşturan kaynaklar nereye gitti, onu bulmamız lazım. Göl kurursa hayat biter. Burada balıkçılık yapılıyor. Eskiden olduğu gibi balık da çıkmıyor" diye konuştu. Çiftçi Musa Uysal da çocukluğunun gölün çevresinde geçtiğini söyledi. Boruların da etkisi olabileceğini, tek sebebin borular olmadığını anlatan Uysal, "Kovada Barajı'na giden kapakların sürekli açık kalması nedeniyle suyun sürekli oraya akması önemli bir etken. Ayrıca yağış da olmuyor. Etrafta göletler var. Göl şu anda kamış ve balçıkla dolu. Rakım olarak Kovada Gölü bizden aşağıda olunca, buradaki su da oraya akıyor. Balıkçılık da yapamaz olduk. Göl kurursa hayatımız biter" dedi.