İzmir Kuşcenneti sazlıkları için kuraklık tehlikesi bulunduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Sıkı, Uluslararası Paris, Bern ve Ramsar Sözleşmesi ile kendi mevzuatımız olan SİT Kanunu, Kara Avcılığı Kanunu ve Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği gereği İzmir Kuşcenneti'nin korunması gerektiğini hatırlattı. Temmuz ve ağustos aylarında tatlı suyun sazlıklara akıtılmadığı belirten Prof.Dr. Sıkı, kuruma tehlikesine dikkat çekerek, "Tatlı su ekosistemini teşkil eden sazlıklar ve uçak tavasının yarısı tamamen kurumuş, kurumayan kısımlardaki su seviyesi de 15 santimetreye kadar düşmüş olup kurumayan kısımlardaki tatlı su balıkları ne yazık oksijensizlik nedeniyle ölmüştür" dedi. 

Kuşcenneti sazlıklarında 2013 yılı yazında da kuraklık görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Sıkı, "Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğüne 'İzmir Kuşcenneti'ndeki kuraklığı bitirin' talimatından sonra 2014 ve 2015 yılında yazın sazlıklarda kuraklık tehlikesi yaşanmamıştır. Bakanın talimatından sonra 2016 yılında Haziran ayının son haftasında kuzey tahliye su kanalında su seviyesi düşmeye başlamış ve Sol Sahil Sulama Birliği tarafından S-47 kanalından vermeyi taahhüt ettiği tatlı su da sazlıklara verilmeyince, sazlıklardaki yazın görülen kuraklık tehlikesi ne yazık ki ortaya çıkmıştır" diye konuştu. 

Önümüzdeki yıllarda da sazlıklarda kuraklıkla karşı karşıya kalmamak ve buradaki hayatın devamı için; DSİ 2'nci Bölge Müdürlüğü ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı 4'üncü Bölge Müdürlüğü arasında imzalanan protokole uyulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Mehmet Sıkı, "Bununla birlikte İzmir Kuşcenneti'ni Koruma Birliği ile Menemen Sol Sahil Sulama Birliği arasında imzalanan 'Kuşcenneti'ne tatlı su sağlama protokolü'ne sadık kalınarak ilgili bütün kurumların İzmir Kuşcenneti'nin yaşatılması için tatlı su sağlama konusunda daha hassas olması gerekmektedir. Yoksa yarın çok geç olabilir" dedi.