HALİL ÖZCAN - Menemen Değirmendere Köyü Süleymanlı regülatörü bitişiğinde ve Gediz Nehri'nin yaklaşık 750 metre yakınındaki tepede TCDD Genel Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan yıllık 1 milyon 600 bin ton kapasiteli kırma, eleme mekanik plent hazır beton projesine, İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 2017 Ağustos'ta 'Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir' kararı verdi.  Menemen Belediyesi, Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi, Menemen Şoförler ve Otomobilciler Odası, Menemen Ziraat Odası, Menemen Minibusçüler Odası, Menemen Sanatkarlar Odası, Menemen Esnaflar Odası ve Menemen Ticaret Odası, Menemen Çevre ve Dayanışma Platformu'nun üyeleri ve avukatları öncülüğünde karanın iptali istemiyle İzmir 3. İdare Mahkemesi'nde dava açıldı. 3. İdare Mahkemesi, Valiliğin verdiği 'ÇED gerekli değildir' kararını Şubat 2019'da iptal etti. TCDD, iptal kararının bozulması için temyize gitti.

Danıştay Tetkik Hakimi'nin düşüncesi dinlendikten sonra, karar veren Daniştay Altıncı Dairesi'nce, "Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü. İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. İzmir 3. İdare Mahkemesi'nce verilen 20/02/2019 tarih ve E2017 / 1897 , K2019 / 253 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine , 2577 sayılı  İdari Yargılama Usulü Kanununun 20 / A - 2- ( i ) maddesi uyarinca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 26/06/2019 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi." ifadelerine yer verildi.

Gediz Nehri'ne çok yakın

Danıştay'ın yerel mahkemeyi haklı bulup kararı onamasındaki bazı maddeleri şöyle, "Özetle projenin Menemen ilçesinin doğusunda yer aldiği, kuzey köşesinden kuş uçuşu yaklaşık 500 metre kuzeyde Manisa-Menemen Karayolu'nun, yaklaşık 750 metre kuzeyinde ise Gediz Nehri'nin bulunduğu, Değirmendere Mahallesi, 3356201 erişim ruhsat numarali sahanın eğimli bir tepe üzerinde yer aldığı, arazi üzerinde yer yer bahçeler, yapılaşmalar, tarımsal alanlar ve makiliklerin var olduğu, dava konusu taşınmazın Gediz Nehri'nin çok yakınında yer aldığı ve arkeoloji ile sanat tarihi açısından oldukça yoğun bir dokuya sahip olduğunun tespit edildiği, Antik Yunan ve Roma Dönemlerine ait arkeolojik ören yerleri açısından son derece zengin olan bölgede yoğun bir şekilde Ortaçağa ait taşınmaz ve taşınır arkeolojik kültür varlıkları içerdiği, bu arkeolojik kalıntlarin 1. (Birinci) ve 3. (Üçüncü) Derece Arkeolojik Sit alanı nitelikleri taşıdığının görüldüğü, dava konusu projenin 'll-A grubu maden ocaği, kırma-eleme ile mekanik plent ve hazir beton tesisi etkinliği olduğu anlaşılmıştır.

Toz hesapları doğru yapılmamış

Çevre mühendisliği açısından söz konusu işletmenin yaratacaği en önemli kirleticinin toz olduğu ve kontrol sonrası ince tanecikler uzun mesafeler taşınabilmekte, insan ve bitki yaşamı üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilmekte olup, Proje tanitım dosyasi incelendiğinde toz hesaplarının doğru yapılmadığı ve Projenin uygulanması sirasinda oluşacak toz konsantrasyonlarinin en kötu senaryoyla en yakındaki alicı noktasinda oluşturacaği konsantrasyonlariniın olumsuz etkilerinin olacağının belirlendiği, dava konusu proje mahallinde yapılan keşif sirasinda ruhsat alanına komşu ve ulaşım yolu etrafinda tarim arazilerinin bulunduğunun görüldüğü, yörenin özellikle zeytin, meyve, tahıl ve sebze yetiştiriciliğinin yoğun yapıldığı bir tarımsal üretim bölgesi olduğunun gözlemlendiği, ruhsat alanının yakin çevresinde zeytinlik vasfında alanların bulunduğu, bunun yanı sira ruhsat alanı içerisindeki makilik alanlarda delice veya aşılanmiş münferit zeytin ağaçlarının bulunduğunun görüldüğü, Proje alaii komşu parsellerde 250-300 m mesafede zeytin, 500-600 m mesafede ise sebze ve tahil ekim alanlarinin bulunması sebebiyle Toz emisyonu açısindan PTD de öngörülmeyen zararlar söz konusu olacağından dava konusu proje alanı için verilen Çevresel Etki Değerlendirme Gerekli Değildir kararının uygun olmadığı kanaatine varıldığı anlaşılmıştır. Mevcut proje tantım dosyasi esas alinmak suretiyle 'ÇED Gerekli Değildir' kararı verilemeyeceği sonucuna varıldığından , İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin belirtilen nedenle iptaline karar verilmesi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyoruz." ifadelerine yer verildi.

Urla'daki 'ÇED iptal kararı' onandı

Urla'da kurulmak istenen taş ocağı için İzmir Valiliği'nce 'Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) gerekli değildir kararı verildi. Mahalle sakinleri, ÇED'in iptali için İzmir 2'nci İdare Mahkemesi'nde açtığı davayı kazandı. Yapılan itiraz üzerine dosyayı inceleyen Danıştay 6'ıncı Dairesi, yerel mahkemenin kararını onadı.

Urla'ya bağlı Kadıovacık ve Balıklıova mahalleleri arasında kurulmak istenen kalker ocağı ve kırma eleme tesisi için 'ÇED gerekli değildir' kararı verildi. İzmir Valiliği'nin bu kararı sonrası İzmir 2'nci İdare Mahkemesi'nde iptal davası açan mahalle sakinleri ve çevreciler, uzun bir mücadelenin ardından, projenin iptal edilmesini sağladı. Mahkeme, krokiler üzerinden incelediği proje sahasının, zeytinliklere 3 kilometreden daha az mesafede olduğunu belirledi. Keşif yapılmasına gerek görmeyen mahkeme, 'ÇED gerekli değildir' kararını iptal etti. Mahkemenin kararını Balıklıova sakinleri geçen 25 Nisan'da pişi yaparak, Kadıovacık'ta yaşayanlar ise keşkek pişirip dağıtarak kutladı. Ancak İzmir Valiliği, yerel mahkemenin kararına itiraz etti. İzmir 2'nci İdare Mahkemesi'nin kararının, usul ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasının istendiği itiraz sonrası dosyayı inceleyen Danıştay 6'ncı Dairesi, temyiz edilen kararda bozma nedenlerinin hiçbirisinin bulunmadığını belirterek, usul ve hukuka uygun olduğu vurgulanan kararı onadı.