HALİL ÖZCAN - İzmir Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Zuhal Of, İzmir'de uyuşturucu madde kullanım oranının yüksek olduğuna dikkat çekti. Bunun için amatör spor kulüplerinin yerel yönetimler tarafından desteklenmesi gerektiğini ifade eden Of, 'Kenar mahallelerde insanlar çocuklarını parka göndermeye korkuyor. Spor kulüpleri, dağcılık gibi faaliyetlerle çocuklarımızın geleceğini kurtarabiliriz' dedi

Emekli anaokulu öğretmeni Zuhal Of, üç dönemdir Cumhuriyet Kadınları Derneği İzmir Konak Şube Başkanlığını yürütüyor. İlk olarak 1997'de Ankara'da kurulan derneğin bir yıl sonra İzmir Konak'ta ilk şubesi açılmış. Kadınlarla ilgili çalışmaların yanında çocuklar ve gençlerle ilgili yeni projelerinden bahseden Of, yaptıkları araştırmalara göre İzmir'de uyuşturucu madde kullanımının yüksek olduğuna dikkat çekti. Özellikle kenar mahalle semtlerinde ailelerin çocuklarını parklara gönderemediklerini belirten Of, yerel yönetimlerin amatör spor kulüplerine destek vererek çocukların geleceğini değiştirebileceğini söyledi.

Derneğinizin amacı nedir?

Cumhuriyet Kadınları Derneği'nin kuruluş amacı, Kurtuluş Savaşı'yla kazandığımız ekonomik ve siyasi bağımsızlığımızı Cumhuriyet devrimlerini savunmak, korumak ve gelecek kuşaklara daha iyi bir Türkiye bırakmak. Etkinliklerimiz buna göre yapılır. Bir çok basın açıklamaları, eğitimler, paneller gerçekleştiriyoruz. Vatanımızın bağımsızlığına, bütünlüğüne yönelik yapılan saldırılara ve haksızlıklara CKD olarak etkin bir şekilde mücadelemizi veriyoruz. Hedefimiz toplumu birleştirmek ve bütünleştirmek. Aynı zamanda kadın erkek eşitliği konusunda diğer bir takım kadın örgütleri daha farklı görüşü savunur. Cumhuriyet Devrimi'ni gerçekleşrirken Kurtuluş Savaşı'ndan itibaren başlayarak hatta onun öncesinde de vatan mücadelesi verirken erkek-kadın birlikte mücadele ettik. Cumhuriyet Devrimi'ni kazandığımızda da incelediğimizde kadınların ciddi bir emeği ve mücadelesi olduğunu görüyoruz. Bugün kadına yapılan bir takım cinsel ayrımcılıklar, tecavüzler ve şiddete ancak toplumda kadın ve erkek birlikte çalışarak mücadele edebiliriz. Onları bu şekilde püskürtebiliriz. Daha refah bir ülke yaratabiliriz. Çalışmalarımız bu yönde.

ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERİMİZİN YANINDAYIZ

Herhangi bir destek alıyor musunuz?

Gerek çevre, gerek ekonomik olarak ülkemizin belirli sorunlarında derneğimiz hep önde olmuştur. Onlarca yıldır Amerikan destekli PKK'ya karşı mücadele veriyoruz. Yüzlerce şehidimiz, gazimiz oldu. Örnek ve toplumda duyarlılık olsun diye gazilerimize verilmek üzere akülü sandalye kampanyası açtık ve bir kaç ay içinde toplanan 5 sandalyeyi götürüp ihtiyaç sahibi gazilerimize verdik. Özel günlerde şehit ve gazilerimizin çocuklarını unutmamak için farklı etkinlikler düzenliyoruz. Zeytin Dalı Harekatı'nda sembolik de olsa topladığımız yardımları Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı'na gönderdik. Kurtuluş Savaşı'nda biz bunu bu şekilde başardık. Başkalarında boyun eğerek değil. Cumhuriyet Kadınları Derneği, yabancı vakıflardan gelen fonları reddeden ender derneklerden biridir. Hiçbir şekilde yabancı bir kuruluştan fon almıyoruz. Çünkü onlardan aldığımız fonların karşılığı onların düdüğünü çalmaktır, onların söylediğini tekrarlamış olmaktır. Kendi düşüncelerimize ked vurmaktır. Dolayısyla tam bağımsızlığı savunan bir dernek olduğumuz için de kendi gücümüzle, üyelerin verdiği bağışlarla etkinliklerini yürütüyor.

Kaç üyeniz var?

Son dernekler yasası değişikliğiyle birlikte gerçek üye sayımız sadece Konak'ta 500'den fazla. Yaklaşık bu kadar da pasif üyemiz var ama onları da dönüştürüyoruz. Üyelerimiz artmaktadır.

EMPERYALİZMİN HEDEFİNDEYİZ

İzmir'de kadına şiddet ve boşanma oranları fazla. Bunla ilgili çalışmanız var mı?

Bugün Türkiye'nin yaşadığı ekonomik kriz, yaşanan siyasi kriz. Türkiye bugün emperyalizmin hedefinde. Cumhuriyet devrimlerinde Atatürk'ün ilkelerinden ayrıldığımızda görüyoruz ki sadece kadın değil bütün bir toplum bundan zarar görüyor. Evet kadına şiddet artıyor, taciz ve tecavüzler artıyor. Diğer taraftan baktığımızd işçi ve çocuk ölümleri. Vatanımızın PKK ve FETÖ'ye karşı verdiği mücadele. Toplumda sadece kadına yönelik şiddet değil ülkemiz emperyalizmin kıskacında. Bugün onun bilincine varmak lazım. Kadına şiddet eskinden yine vardı ama bu kadar çok değildi. Çünkü Cumhuriyet Devrimi'ni yerinden oynattığınız zaman tarikatlara, cemaatlere eğitimi teslim ettiğinizde bunlar kaçınılmaz oluyor. Tarikatların, cemaatlerin ve paralı eğitimin kaldırılması lazım. Başta eitim ve sağlık olmak üzere her alanda Cumhuriyet Devrimi'nin kalelerini savunarak kadının ilerlemesini ve çağı yakalamasını sağlayabiliriz. Şiddeti uygulayan çocuğu kadın doğurdu. Eğitilmiş ve aydınlanmış bir kadın kendi çocuğunu gerçekten iyi yetiştirebilir ve geleceğin iyi kuşağı haline getirebilir. Eğitim almamış, tarikat ve cemaatlerin kıskacında büyütülmüş ve eğitilmemiş bir kadının çocuğu çıkar şiddet uygular.

SİSİ DAĞITACAĞIZ

Cumhuriyet'in ilk yıllarında kadın daha çok ön plandaydı ve Türk kadınına verilen haklar dünyada yoktu. Kadınlar son zamanlarda yine arka planda kalmaya başladı. Bunun sebebi nedir?

Cumhuriyet'in ilk yıllarına bakıldığında kadın, hayatın her alanına ortak edilmiştir. Atatürk, 'Mümkün müdür ki toplumun yarısını oluşturan kadınları dışarda bıraktığımız zaman ileriye gitmemizin imkanı yoktur' diyor. Toplum iki cinsten meydana geliyor ve paylaşılıyor. Ekonomik ve siyasi olarak o döneme baktığınız zaman kadınların kendi mücadelesinin yanında Atatürk de özel olarak kadını topluma kazandırmıştır. İzmir İktisat Kongresi'ne baktığımızda kadın unsuru var. Cumhuriyet Devrimi'ne baktığımız zaman bilimde ve siyasette iz bırakan kadınlar yetişmiştir. Bugün, toplumun üstündeki sis perdesinin kalkması gerekiyor. Geriye bir gidiş olduğu açık. O zamanki meclise bakıyoruz, şimdiki meclise bakıyoruz, o dönemde kadın oranı daha yüksek şimdi daha düşük. Mevcut kadın milletvekillerin de Cumhuriyet kadınını ne kadar temsil ettiği tartışılır.
Kadın hakları kadın hakları deniliyor da bir takım gerçek sorunlar arkaya bırakılarak parlatılmış bir takım argümanlar öne çıkıyor ama esas iktidara gelme ya da işine ortak etme dediğimiz zaman bakıyorsunuz kadın bir kenarda kalmış. Zar zor işte bir belediye meclis üyeliği almıştır. Bu seçimlerde kadın muhtar sayımız arttı. İnanıyorum Türk kadını başaracaktır.

KADIN BELEDİYE BAŞKANI DA ÇOK YOK...

İzmir parmakla gösterilen bir şehir. İnsanlar daha bilinçli. Kadın belediye başkanı sayısı az değil mi?

Selçuk, Narlıdere, Karaburun belediye başkanları kadın. Görünüşe çok aldanmamak lazım. İzmir emperyalizmin kıskacında ve biraz daha kirlenmiş bir şehir. Ne yazık ki İzmir'de de bir takım aldatılmalar var. Süslü laflarla kadınlar hep övülür ama bir kenarda tutulur. Siyasete baktığımız zaman herhangi bir vatandaşın belediye başkanı olma şansı var mı? Milletvekili olma şansı var mı? Çünkü ranta dökülmüştür. Seçilen milletvekillerinin, milletvekilleri sıradan vatandaşlar değil. İzmir'de sorun yokmuş gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Burada da işsizlik var hem de ortalamanın üstünde. Burada da insanlar sokaklarda dileniyor. Liman kenti oluşu, sanayi bölgesi, tarım bölgesi olması önemli. Kadınlar çalışma hayatında var. Ama sorun yokmuş gibi göstermek hatalı olur. Kooperatifçilik var ama yeterli değil. Sadece İzmir'de değil Ege Bölgesi'nde kadın üretimden gelir.

Başkan Soyer'le görüştünüz mü?

İzmir'deki kadın kuruluşlarıyla birlikte bir ziyarete katıldım. Onun dışında görüşmemiz olmadı. Daha işin başında bir şeyler yapmaya çalışıyor. Uygulamalarını göreceğiz. Bizim bir üyemiz Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi. Orada kadın sorunlarını dile getirmeye çalışıyor. Biz de takipteyiz. Bizlerin destek vererek gerektiği yerde zorlamamız gerekiyor.

Kadın sorunlarıyla ilgili belediyeden beklentiniz var mı?

İzmir, Türkiye'de sivil toplum örgütlerinin en fazla olduğu şehir. Elbette isteklemirimiz olacak. Maddi desteğin ötesinde üretici kadınlarla bizlerin dayanışması sağlanabilir. Çok sayıda kadın evine katkı sağlamak için üretiyor. Sıkıntıları var. Sivil toplum örgütleriyle beraber bu sorunları dile getirip çözebiliriz. İzmir aynı zamanda bir yaşlı kentidir. Yaşlılara dair sorunlar çok var. Anne-baba bakımı genellikle biz yaşlı kadınlara kalıyor. Bu sorunlara çözüm getirebilecek isteklerimiz var. Belediyenin bünyesinde yaşlı bakım evleri profesyonel olarak geliştirilebilir. Hatay'da bir tane var ama bunlar çoğaltılabilir. Özellikle alzhaimer astaları için bu çok önemli. Günlük işlerde çalışmak zorunda olan kadınların çocukları için kreş açılarak ya çok düşük ya da ücretsiz bakımları sağlanabilir.

YARDIM DEĞİL, İŞ VERİLMELİ

Nasıl çözüm bulunabilir?

Günlük ev temizliğine giden kadınların çocukları sokakta kalıyor. Zaten çok düşük ücretle çalışıyorlar. Çocuklarına kim bakacak? Kadın sorunu dediğimiz bunlardır zaten. Sadece kadına şiddet gibi olgularla kadın sorunu çözülmez. Gıda yardımı yapmakla da çözülmez. Genç bir kadın her türlü işi yapabilecektir bu kişiye gıda yardımı yerine iş verilsin. Şu ağacın kökünü temizle desinler ki iş karşılığı yardım olsun. Toplumu sadakaya alıştırdılar.
Parkların, çocuklarımızı rahatlıkla gönderip oynayabileceği yerler olması lazım. Küçücük parklar var ama bakımları yetersiz. İzmir'in kenar semtlerinde insanlar çocuklarını parka bırakmaya çekiniyor. Maalesef İzmir'de uyuşturucu ticareti ve kullanımı yüksek. Kenar mahalle çocuklarının denetimli olarak büyümeleri için mutlaka spor alanlarının ve kültürel alanların çoğaltılması lazım. Çocukların mutlaka takip edilip kötü alışkanlıklardan uzak tutulmaları gerekiyor. Hem kadınları bı konuda eğitelim. Çocukla daha çok ilgilenen kadındır. Dağcılık kulübü olur, basket kursu olur, futbol olur. Bunlar var ama daha geniş alana yaymak gerekiyor. İzmir'de oturup da denize gitmeyen çok insan var. İmkanı olan arabası olan gidiyor. Halkın denizle buluşması zorlaştı. İzmir-Yassıcaüda seferleri olurdu önceden. Dar gelirli aileler yiyeceğini içeceğini yanına alır gider güzel vakit geçirirlerdi. Onu kaldırdılar. Çocuklar denizle buluşuyordu. Kadın şalvarla denize giriyordu olsun girsin.

İzmir'de uyuşturucu madde kullanımının fazla olduğunu nasıl ortaya çıkardınız?

Derneğin komisyonları var ve bunlar saha çalışması yapıyorlar. Önümüzdeki ay genel merkezde toplanacağız. Uyuşturucuyla mücadele başlatacağız. Daha önce de bu tür çalışma yaptık. Mesele konuşmak değil yapmak. Yerel yönetimlerin amatör spor kulüplerine önem vermesi, destek olması çocukların geleceğini değiştirebilir.

SOKAK HAYVANLARI TOPLUMU HASTA EDİYOR

Sokak hayvanlarını korurken insan sağlığını tehdit ediyoruz?

Sokak hayvanları yasası gibi hayvanları korumak için birşeyler yapılıyor ama gerçekten bu hayvanlara bakılıyor mu kontrol edilmesi gerekiyor. Özür dileyerek söylüyorum ama bazı semtlere kedi köpek kokusundan girilmiyor. Toplumda hastalıklara yol açabilir. Çocuk parklarına gidiyordunuz kedi-köpek pisliği. Bu sınırlanmalı ya da rehabilite edilebilir. Çevre kirliliği yaratıyor. Kedi köpek yesin diye bozuk yemekleri çöpe değil de çöpün yanına bırakıyorlar. Sokaklar atık yemek kokuyor. Bazen bu hayvanların insanlara saldırdığını görüyoruz. Bunun bir düzene konulmasını istiyoruz. Hayvan haklarını savunuyorken insan haklarını unutmamak lazım. Çevrenin kirlenmesine göz yummamamız lazım.

TİYATRO İLE DİKKAT ÇEKİYORUZ

Sanatsal faliyetleriniz nasıl gidiyor?

Senaryosu, yönetmeni, müziği ve oyunculuğu üyelerimize ait bir tiyatro geçekleştirdik. Sonbaharda oynamaya devam edecek. Oyun, toplumun dikkatini çekebileceğimiz alzhaimer hastalığını ve hasta yakınlarının çektiği zorlukları anlatıyor. Sadece oyunla değil, gösterim yapılan salonda konuyla ilgili bir uzman hekimin de konuşmasını sağlıyoruz. Toplumu aydılatarak hem önlem hem de eğitim amaçlı bir etkinlik oluyor. Böylelikle Sağlık Bakanlığı'nın ve belediyelerin dikkatini çekmeye çalışıyoruz. İki defa oynandı. Oyun her şeyiyle bize ait. Kültürel etkinliklerimiz devam edecek.