Sevgili okuyucularım, ulaştığım bilgiler ışığında Osmanlı'dan bu yana Türkiye-Amerika ilişkilerinin bu güne kadar amaç ve neticelerini paylaştım. Bu gün de ülkemdeki olaylar aynı doğrultuda. FETÖ'nün ikinci darbe senaryoları konuşuluyor. Kaynak da 15 Temmuz günü ilk kalkışmayı veren emekli albay Hasan Atilla Uğur'un "üst akıl" destekli yeni bir darbe hazırlığına ilişkin çok önemli açıklamalar yapması. E. Albay Uğur'un kaynaklarına dayanarak ikinci kalkışma senaryosu bu gün itibariyle Türkiye gündemine bomba gibi düştü.

***

Şöyle diyor Uğur: "İkinci kalkışmaya hazır olun, çok yakın zamanda. Çok net bilgi olarak söylüyorum, ikincisi daha kanlı olacak. Bu gün bir zafer sarhoşluğu içindeyiz. Ben medya aracılığıyla Türkiye'yi uyarıyorum. Kimse "Tamam bu iş bitti, Türkiye rayına oturdu, artık Amerika başka bir şey yapamayacak, FETÖ başka bir şey yapamayacak, PKK başka bir şey yapamayacak, biz belini kırdık bu örgütlerin" demesin. Bu bizi, hazırlanmakta olan kalkışmada başarısızlığa götürür, paramparça oluruz.
Bundan 3-4 gün önce İngiltere'nin yüksek tirajlı gazetelerinden biri olan Daily Express'te bir yazı yayınlandı. Diyor ki, 'Türkiye'de ikinci kaos ortamı geliyor. Bizim Kıbrıs'ta üssümüzdeki 10 bin deniz piyademiz, Türkiye'de bulunan 50 bin İngiliz'in can güvenliği için Türkiye'ye girecek, Türkiye'de güvenli bölgeler oluşturacağız. Vatandaşlarımızı hava yoluyla tahliye edeceğiz'. Bakın bu bir işgal planıdır. Bu ikinci kalkışmanın esas amacı işgal". Bunlar yazılırken gazete haberlerinde İngiliz diplomatların doğu ve güneydoğuda aşiret reisleri ile görüşme haberleri yer alıyor, ne işleri varsa...

***

An itibariyle, bu bilgilendirmenin ardından Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un televizyondan verilen demecini izledik. Özetle; birileri "Aman ne güzel yenildik diyerek kenara çekilecek değiliz!" diyeceklerdir dedi. Ama aynı zamanda AKP'yi ve AKP'li siyasetçilerin de töhmet altında bırakacak sözler söylenmemesini istedi. Ben 15 Temmuz'dan bu yana, Cumhurbaşkanının başbakanı Binali Yıldırım'ın da, başbakan yard. Numan Kurtulmuş'unda Tüm Türkiye'nin yöneticileri olduğunu düşünüyor ve öyle olması gerektiğini biliyorum. Bu hükümet de Türkiye Cumhuriyetinin ve tüm Türk vatandaşlarının hükümeti. Ne AKP'li siyasetçilerin, ne de CHP, MHP, HDP alınması düşünülemez. Malumunuz "Mevzubahis olan Vatan ise, gerisi teferruattır".

***

Şu an Türkiye'ni tüm siyasi kararların bedellerini vatandaşlarımız ödüyor. Mardin ve Şırnak'ta 10 şehit haberi televizyonlarda. Tüm Türk evlatları Fırat kalkanı harekatında, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulmak istenen, aslında Suriye ve Türkiye'nin bölünmesine kadar gidebilecek olan planı engellemeye çalışıyor. Bir yanda ÖSO ve Türkiye, diğer yanda PYD ve ABD. Kürt koridorunu oluşturmaya kararlı, öte yandan Rakka ve Musul'a beraber girelim diye tuzak kuran bir ABD var. Sınır güvenliğimizi için bizim Suriye ile ortak hareket etmememiz için dikkatimizi dağıtan, engelleyen dostlarımız, elinden geleni ardına koymayan müttefiklerimiz var.

***

28 Şubat kararları olarak bildiğimiz olaylarda o zamanki hükümet FETÖ ve tarikatlar konusunda uyarılmıştı. Ne kadar haklı kararlar olduğu şimdi ortaya çıkmadı mı? Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'te bizi şeyhler, şıhlar, tarikatlar konusunda uyarmamış mıydı? Şimdi FETÖ gibi tarikatların yabancı güçlerce maniple edildiğini, şıhların İngilizlerle buluştuğunu görmüyor muyuz? Bu durumda Türkiye Cumhuriyetinin kurtuluşu için tek bir reçetesi var: "Atatürk ilkeleri"ne dönmek. Yani, Sayın Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok'un kulakları çınlasın, kitabının adı gibi "Çözüm Atatürk"...