"Birlikten Cumhuriyet doğar" başlığı altında yazdım, 2014 yılının Ekim ayında. Şükürler olsun 93'üncü yılını da kutladık Cumhuriyetimizin. Ne mutlu bize! 15 Temmuz kalkışmasını düşündükçe şükretmemek mümkün değil. Ya başarılı olsalardı? Cumhuriyetten eser kalmazdı ülkemizde. Cumhuriyeti yok etmeye çalışırken kurucusunu mu bırakacaklardı dilde ve zihinlerde. Yasaklar gelirdi ardı sıra. Atatürk diyene de, Atatürk'ün izinden gidene de. Bu demektir ki artık her an her şey olabilirmiş gibi sahip çıkmalıyız Cumhuriyetimize, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına. Şakası yok bu işin. Vatanın bölünmez bütünlüğünden yana olan herkes olabildiğince sahip çıkmalı değerlerine. Değerleri kadar birbirine de.
Yaklaşık bir buçuk yıl sonra olacakları görür gibi yazmışım 91'inci yılını kutlarken Cumhuriyetimizin. Aynen şöyle dile getirmişim kaygılarımı: "Gündem öyle yoğun ki izlemek mümkün değil. Öyle iç karartıcı olaylar yaşanıyor ki içte ve dışta geleceğe güvenle bakmak mümkün değil. Demokrasinin olmadığı ülkelerde ne mutluluk vardır ne de huzur. Kutuplaşmayla başlar her şey. Kimsin, nesin gibi sorularla ayrıştırılır insanlar birbirinden. Ki iç çatışmaya zemin hazırlamak adına sorulur bu sorular da zahir. Önü alınamazsa sonu savaştır. Bizde de başladı ayrımcılığı teşvik edici sorgulamalar, tanımlamalar. Ne kötü. Yarım asrı devirdim böylesi sorgulamalara ve tanımlamalara tanıklık etmedim. Bugüne değin olmadığı kadar kimsin, nesin sorgulamaları başladı ülkemde. Oysa kimse kim. Önce insan olduğu, sonra insana yakışır davranıp davranmadığı önemliyken. Bu sorgulamalar da neyin nesi? Nasıl ki evlatlarımızı insana yakışır davransınlar, vatana millete yararlı olsunlar diye özen göstererek yetiştiriyor isek bu ülkede yaşamayı tercih eden insanlardan da beklenen aynısı. Birlik ve beraberlik için şart olan da budur. Huzur ve barış başka türlü korunamaz ki."

Eminim birçok insan aynı düşündü o günlerde. Aklın yolu bir! Duymaz dinler, bakmaz görürsen az, çok tahmin edersin neler olabileceğini. Sadece dilin varmaz söylemeye. Hiç yakıştıramazken darbeleri Cumhuriyetle yönetilen ülkemize 15 Temmuz kalkışması yaşandı birdenbire. "Akla gelen, başa gelir" denir ya işte öyle bir şey. Oysa tek yolu var bu tür olumsuzlukları ötelemenin. Ahde vefa. Vatan için canını feda etmekten çekinmemiş insanımıza sahip çıkmak. Unutmamak, unutturmamak. Rol model olmadan bunu başarmak zor! Yetişkin olan herkese önemli görevler düşüyor. Ancak özellikle okullarda, üniversitelerde eğitimi pekiştirmekten, ufku açmaktan sorumlu eğiticilere, yöneticilere!
Üniversitemizde de kutlandı Cumhuriyet. Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Handan AK'ın kutlama metninde yer alan vurgular önemliydi. Siz değerli okuyucularımla da paylaşmak istedim. Konuşma metni aynen şöyle: "Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 93. yıldönümünü büyük bir sevinç ve esenlikle kutluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş serüveni kolay ve hızlı bir değişimden ibaret değildir. Tam aksine yakın tarihimizin en bunalımlı dönemleri yaşanırken uzun ve meşakkatli bir mücadelenin sonucunda elde ettiğimiz çok değerli bir kazanımdır. Sevgili Atatürk'ümüzün Samsun'a çıkışının hemen ardından Amasya Genelgesi'nde "Milletin bağımsızlığını ülkenin bütünlüğünü yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır." İfadesi ulaşılmak istenen hedefi en açık şekilde ifade ediyordu. Nitekim kongrelerin ardından Ankara'da açılan meclisin duvarlarını "Hakimiyet kayıtsız ve şartsız milletindir." ifadesi Cumhuriyeti işaret eden en veciz sözdür. Türk Milletini çok iyi tahlil eden Mustafa Kemal Atatürk "Türk Milleti'nin karakterine ve adetlerine en uygun idare cumhuriyet idaresidir. Türk Milleti'nin layık olduğu en güzel yönetim şekli cumhuriyettir" derken şüphesiz Türk'ün binlerce yıllık tarihine atıf yapmaktaydı. Gerçekten kişi hak ve özgürlüklerini güvence altına alan demokrasinin gelişmesini sağlayan en ideal yönetim şekli olan Cumhuriyet Türk Milleti'nin ruhuna da tabiatına da en uygun yönetim şeklidir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları büyük denilen devletlerin arzusu ve onların çıkarlarına uygun çizilen devletlerle mukayese edilemez. Cumhuriyet bize bir bağış veya lütuf olarak verilmedi millet bu hakkı kanıyla, canıyla fedakarlıklar yaparak elde etti. Bu itibarla değeri kıyas kabul etmez milli egemenlik hakkını kimseye devretmesi, vesayeti kabul edilemez bir anlayış olarak görürüz. Bugün ülkemizin yakın çevresine bakıldığında adeta bir yangın yerine döndüğünü görüyoruz. Irak, Suriye, Libya hatta Balkanlar ve Kafkasya içine düştüğü bunalımda kurtulmuş değildir. Ülkemizin bu coğrafyada bir istikrar adası olarak kalmasının en büyük sebebi kuruluşunda etkili olan yüksek idealler ve sağlam temellerdir. Bu noktada cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ü ve onun fikir arkadaşlarını saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Onlara çok şeyler borçlu olduğumuzu biliyoruz. Zira biraz önce ifade ettiğimiz çevre ülkelerle en önemli farkımız Atatürk'ün liderliği ve idealleriydi. Türk milleti olarak bugün aynı ideallerle cumhuriyetimize sahip çıktığımızı, demokrasiye bağlılığımızı ispat ediyoruz. 15 Temmuz kalkışmasına karşı milletimizin gösterdiği kahramanlık bu bağlılığın en somut ifadesidir. Cumhuriyetimizin kurucusunun gösterdiği hedeflerden birisi de çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmaktır. Atatürk'ünde belirttiği gibi; "Çağdaşlaşmak", Batı'yı aynen taklit etmek demek değildir. Türk Milleti'nin "Kendine özgü niteliklerini, kimliğini saklı tutarak", Batı'nın yarattığı evrensel uygarlıktan yararlanmaktır. Hiç şüphesiz burada en büyük görevde eğitim kurumlarına, üniversitelere düşmektedir. Bizlerde üstlendiğimiz görevin farkındayız ülkemizi bulunduğu yerden daha ilerilere taşımak, cumhuriyetimizin bilim ve teknolojiyle donanmış kadrolarına yetiştirmek için her türlü gayreti göstereceğiz. Cumhuriyetimizin ilanının 100. Yılında, yani 2023'te, lider bir ülke, örnek bir demokrasi olarak ülkemizin hak ettiği yeri alacağından hiç şüphemiz yoktur. Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyetin 93.yıldönümü en içten dileklerimle kutlar, Cumhuriyeti bizlere emanet eden büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşlarını rahmetle anar, şükranlarımı sunarım."
Cumhuriyet 93 yaşında. Yüzümüz bugün ve her daim Cumhuriyet'le gülsün.