Günümüzden yaklaşık 2500 yıl önce Efes'te yaşamış ünlü filozof Herakleitos "Dünyada değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" demiş. Değişimin gücünü Pazar gecesi yaşadık. Yerel seçimi genel seçim havasına sokan iktidar, değişim rüzgarının karşısında savruldu, sarsalandı. Bu seçimlerde şiddet dilini kullananlara karşı, sevgi dilini kullananlar kazandı diyelim. Birkaç özelliği ile oldukça değişik bir seçim yaşadık. Bu seçimden en karlı çıkan, oyu % 6'lara düşmesine rağmen MHP oldu. Adana ve Mersin'i kaybetmesine karşın 1 büyükşehir ve 10 il belediye başkanlıklarını kazanarak yönettiği il sayısını arttırırken bunların çoğunu AKP'den aldı. CHP ise (Kırklareli-Bağımsız aday) haricinde tüm Trakya'yı, Akdeniz ve Ege sahillerini aldı, Orta Anadolu'da il sayısını arttırdı. En büyük başarısı üç büyükşehir Ankara, İstanbul, İzmir'i alması oldu. HDP belediye başkanı olduğu eski illerinin bazısını AKP'ye, Tunceli'ni ise Türkiye'nin tek Komünist Başkanı Maçoğlu'na kaybetti. AKP Sayın Cumhurbaşkanının söylemiyle (MHP ile) oy oranını koruduğunu ifade etse de, Ankara, İstanbul dışında orta Anadolu'da kayıplar yaşadı, Bursa ve Balıkesir'i kıl payı kazandı. Her ne kadar "bu seçim ders verme seçimi değil, yapmayın" deseler de, kötü giden ekonominin, sert ve ayrıştırıcı söylemlerinin sonucunu aldı.

***

İzmir Tunç Soyer ile güzelliklere kavuşacak. Mansur Yavaş geçen seçimlerde akıl almaz bir şekilde kaybettirildiği seçimi bu kez bileğinin hakkı ile aldı. Seçim gecesi herkes nefesini tutmuş bir şekilde İstanbul'da kıran kırana giden seçime odaklandı. Bu seçim ortaya tarzı, tavrı, duruşu ile ülkemize bence yeni bir lider kazandırdı. Ekrem İmamoğlu. Tanınmayan bir kişi iken, aday olduğu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda süreci inanılmaz güzelliklerle yönetti. Güleç, sevecen, hoşgörülü tavrı dışında, seçim gecesi kayıplara karışmayarak, 11 kez televizyon ekranlarına çıkarak, hatalı davrananları uyararak, hakkını koruyacağını net bir şekilde ortaya koyarak, liderlik niteliğini perçinledi.

***

Ekrem İmamoğlu, bu ülkenin aydın insanlarının kendilerini çaresiz ve etkisiz hissettiği bir noktada, çıkıp her türlü zorluğa ve riske rağmen ben varım ve ben yapabilirim deyip aday oldu. Gece gündüz demeden, özverili bir çalışma sonucunda doğru bir aday çıkarıldığında ve doğru bir seçim politikası izlendiğinde, seçilmenin mümkün olabileceğini tüm Türk halkına gösterdi. Tüm seçim süreci boyunca, son derece sakin, kararlı, akıllı, basiretli, uzlaşmacı, kapsayıcı bir siyaset anlayışı ile başarılı olunabileceğini bize gösterdi. Tehdit dili kullanmadan, rakibine çamur atmadan, kimseyi ötekileştirmeden de prim yapılabileceğini bize gösterdi.
Dürüstlüğün, ilkeli siyasetin, aydınlık bir yüzün ve bölen değil birleştiren bir siyaset anlayışının bu ülkede karşılık bulabildiğini gösterdi. Ben oylarınıza sahip çıkacağım diye halkına söz verip, bu sözünü tutamayan siyasetçilerden biri olmadığını ve tüm gece uyumadan, sahada bizzat çalışıp, basının karşısına onlarca defa çıkıp, çok sakin ama kararlı bir şekilde ve elinizdeki somut verilerle, hakkının yenmesine asla izin vermeyeceğini kararlı ama sakin bir şekilde haykırdı. Hiçbir surette bu minvalde bir beyanını duymamış olsak da, bu ülkede lider çıkmıyor denildiği bir noktada, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde artık bizim de çok güçlü bir adayımızın olabileceğine dair bize ümit verdi.

***

Daha önceki seçimlerde de olduğu gibi iktidar kanadını yüksekten başlatan, İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'nun öne geçtiği sıralar veri akışını durduran Anadolu Ajansı sınıfta kaldı. YSK başkanının ertesi sabah "AA bizim müşterimiz değil, verileri nerden topladıklarını bilmiyorum" demesi, üzerindeki daha önceki seçimlere ait şaibeleri arttırdı. Saatlerce sessiz kaldıktan ve YSK Başkanı'nınn İmamoğlu'nun önde olduğunu açıklamasından sonra, istemeyerek de olsa sonuçları bildirmek zorunda kaldı. Seçimin güvenilirlik açısında en büyük kaybedeni AA oldu.

***

Değişmeyen kural değişimin sonuçlarını bundan sonra da yaşayarak göreceğiz. Dilerim iktidar kanadı bundan bir ders çıkartarak, ekonominin toparlanmasına, toplumu germeyen politikalara, yapısal reformlara, dağılan dış politikamızı derleyip toplamaya yönelir. Dilerim, dağlarında çiçekler açan İzmir gibi, ülkemin her tarafında çiçekler açar.