Yılın en iyilerinin seçimi erken başladı!
Düzgün, sağlıklı seçimler de oluyor, paralı ya da beklentili olanlar da!
Özellikle belediye başkanları ile kurumların adlarının ön plana çıkarılması akçeye bağlı…
'Napolyon'a, yani paraya diyecektim ama eski zaman para birimini seçtim…
Çünkü bu bir nevi sahtekarlık ve dolaylı dolandırıcılık yıllardır yapılıyor.
Herkesin işine geliyor..
Karşılıklı 'lades!' deniliyor…
Güzellik seçmelerinde de böyle…
'Lades' ya da 'bingo' diyenler kendilerini şöyle savunuyorlar:
'Renkler, zevkler tartışılamaz!'
Son yılların modası olan, 'aşçılık' 'kıyafet' yani giysi yarışmalarında da üç kişi kendilerine göre ahkâm kesiyorlar…
Bazen birinin söylediği diğerinin söylediğinin tam tersi…
Aynen sözde bilim adamlarının, isimlerinin önünde 'profesör', 'Doçent', 'Doktor' akademik sıfatı olanlar bile iki kere ikinin dört olduğu konusunda anlaşamıyorlar.
Kimisi bunu (22) (Yirmiiki) yapıyor, bazısı da ya 'üçte' kalıyor, ya da bir ekliyor (beş) yapıyor…
İnanın kurumlar harcadıkları parayı bir şekilde vergiden düşüyorlar, dernekler, odalar, kooperatifler üyelerin aidatlarını kullanıyorlar, belediyeler ise tanıtım ya da benzer kalemlerle, ikram vs. ile ödemeleri yapıyorlar.
Alan mutlu, satan mutlu!
Olan yol, su, elektrik yani hizmet bekleyen vatandaşa oluyor…
Ben bugüne kadar, 'Seni yılın şampiyonu', ya da 'Yılın adamı', 'yılın ürünü', 'en beğenileni' gibi gerçek olmayan sözde mükafatı kabul etmeyeni görmedim, duymadım…
Ama bu işi yapanların, büyük paralar aldıklarını, sahtekarlığa kılıf uydurduklarını biliyorum…
Bununla kalınmıyor;
Kitap bastırılıyor, değerinin çok üzerinde fiyat yazıyor ve başkanın ve kurumun reklamı için dağıtılması için de milyonlarca ek para kazanıyor bu işi yapanlar...
Bir de sözde 'saygın' sözde 'duayen' olarak tanıtılan girişimciler var.
Bir sektör dergisi çıkarıyorlar, en fazla bin tane basıyor ama rakamı şişirerek 30-40 bin gösteriyorlar…
Yalan…
Yalan…
Nedense buna da 'dur' diyen birileri henüz çıkmadı…
Bunlar da bazıları ile 'lades' çiler…
Bazen duruma göre 'ayran' içerler, bazen de 'viski!'
Tabii hepsi şirketlerden, belediyelerden…
Yani halkın ve üyelerin ceplerinden…
Dağıtılan hediyeler de böyle…
Bunlara alet olan çalışanların payına ise sadece kuru ekmek düşer..
Onlara da 'sabır' diliyorum…
Mükâfatlarını alacaklar ama bu dünyada değil…
Onlara 'Kunta Kinte' deniliyor…
Akılları başlarına ancak emeklilik, ya da ömürlerinin sonuna doğru geliyor..
Son sözüm şu:
Sakın bilmediğiniz, tanımadığınız, sadece medyada 'İyi insan', 'hayırsever' ve de 'erişilmez değerde' gösterilen, 'Yılın insanı' seçilenlere inanmayın…
Bir de yanındakilere ya da bilenlere sorun bakalım, ne diyecekler?
En hafifinden, 'Cebinde akrep var!' ya da 'Düştüğü yerden bir avuç toprakla kalkar!' gibi cümleler duyacaksınız…
Denemesi, araştırması bedava!
Konu ile dolaylı ilgisi var..
Ama bunu siz bulun…
Kamhi Ailesi'ne ait Profilo Grubu'nun eski avukatı Sümer Altay'ın, vekâlet ücreti için açtığı davada Profilo Holding AŞ ve Profilo Sanayi AŞ için iflas kararı çıktı.
Avukatının açtığı dava Profilo'nun sonu oldu:
Yarım asırlık dev resmen iflas etti…
'Adamını seç!', ya da 'adamını bul! Derler ya bunun gibi bir şey…
Anlayana saz, anlamayana davul zurna az, hikayesi..