Ebru okul formasıyla geliyor. Gözleri ışıl ışıl, minik bir kız çocuğu. Dersleri o kadar iyi ki "İkinci sınavlar başlıyor, çok çalışıyorum. Bu dönem en az teşekkürname alacağım" diyor. Geleceğini tasarlamış. Dört yıllık liseyi de bitirdikten sonra üniversite sınavına girecek. Alacağı puana göre doktor, hemşire ya da acil tıp teknisyeni olmak istiyor. "İşimi en mükemmel şekilde yapan birisi olmak istiyorum, hastalara şifa vereceğim." Bu satırları elbet sıradan okuyorsunuz, gerisini bekliyorsunuz. Devam edelim ya da en başa saralım.
***
Yıl 2016, 16 Aralık. Kiraz sağlık meslek lisesi öğrencisi Ebru 14 yaşında. O gün aynı köyden komşusu 22 yaşındaki Hüseyin A. tarafından kaçırılmıştı. Babası Abdullah K. kızı kaçırılan birçok baba gibi, dağ köylerinde kız çocuklarının kaçırılıp evlendirilmesi gibi köhne bir geleneğe boyun eğmedi. Hatırladınız mı bilmem, bu haber medyada uzun zaman yer aldı. Medya, kaymakamlık, valilik, emniyet ve jandarma işbirliği yaptı. Ebru'nun kaçırılmasından 102 gün sonra 29 Mart 2017'de bulunmasını Hürriyet gazetesi "Aslan Baba" manşeti ile duyurdu. Ebrunun babası Abdullah S "Kızım hamile kalsa da Hüseyin ile evlenmeyecek. Okuluna devam edecek. Hemşire ya da doktor olacak. Sadece Ebru değil, bundan sonra hiçbir kız çocuğunun başı yanmasın diye, Hüseyin'in en ağır cezaya çarptırılması için mücadele edeceğim." dedi.
***
Haber aynen bu satırlarla çıktı. Sonra ne oldu? Aylarca zorla alıkonulan Ebru korku içindeyken şikayetçi olmadı, kaçıran kırk beş gün sonra serbest bırakıldı. Babası evini, tek gelir kaynağı kıraç tütün tarlasını bırakıp 6 çocuğuyla Ege'nin başka bir ilçesine taşındı. Ailesinin desteği, sevgisi ve psikolog yardımıyla iyileşen Ebru, üç hafta önce Ödemiş cumhuriyet savcılığına başvurarak, Kiraz Olgunlar Köyü'ndeki evlerinin yanı başındaki tecavüzcüsü için suç duyurusunda bulundu. Gelen aracılara, evlenme, para tekliflerine "hayır" dedi.
***
11 Aralık 2017 de Hürriyet gazetesi, baştan beri takip ettiği olayın ve ailenin röportajını yayınladı. Olayın başından beri içinde ve yanlarında olan, gelişmelerin her aşamasını takip eden İzmir Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Başkanı Tülin Eraslan ve yönetim kurulu üyeleri, zaman zaman dernekleri ile beraber. Gücünü İKKB'nin birleşeni 36 kadın derneğinden alan, beraber hareket eden, varlık gösteren. Ebru'nun kaçırıldığı andan itibaren aileyi yalnız bırakmayan ve halen her 15 günde bir ziyaret eden, hepimiz adına. Bugün Ebru'nun Hürriyet röportajında, eğer kaçıran tecavüzcüsü ile evlense nasıl bir hayatı olacağını da şöyle anlatıyor: Kucağında bebek, tarla veya ahırda çalışan, mutsuz, dünyası köyle sınırlı, ekonomik gücü olmayan biri olacaktım. Yeni hayatımda ise üniversite okuyacağım, kadın meslektaşlarımla seyahat planları yapacağım. Yabancı ülkelere gideceğim. Aileme maddi destek vereceğim. Kardeşlerimi okutacağım". Tüm bu mucize devlet, aile ve sivil toplum kuruluşlarının beraberce çalışması sonucu. Dominolara doğru dokunuş. Şu eylem ne kadar doğru, "İzmir'de iyilik var". Bakıp görmüyoruz, okuyup düşünmüyoruz. Ben bu konuyu tekrar aktarmak istedim. Deniz yıldızları çoğalsın diye.