Denizli'de ilk yarısı kara, ikinci yarısı ak bir maç izledik. Böylesine büyük bir farkın sebebini de doğrusu hiç anlayamadım.
İlk yarı Denizlispor sanki deplasman takımı, BB Erzurumspor ise sanki ev sahibi takımdı. Adeta maçın son dakikaları idi, Erzurumspor'un mutlak gole ihtiyacı vardı ve Denizlispor'a bu skor da yetiyordu.
Karşılaşma daha çok Denizlispor yarı alanında oynandı. Sadece uzun toplarla ve hızlı hücumlarla rakip yarı alana geçildi, orada da zaten top hemen kaptırıldı. Her ne kadar kendi yarı alanlarına hapsolsa da, pek pozisyon vermediler. Verdikleri tek pozisyonda da gol oldu.
İlk yarıyı anlatacak olay İsmail'in davranışlarıydı. Ayağındaki topu kaptırdı, rakibi alıp giderken o sadece arkasından izlemekle yetindi, koşup almayı tercih etmedi. Takımın koşacak, savaşacak gücü yoktu.
İkinci yarı ise bambaşkaydı. Tüm güçlerini adeta bu yarıya saklamışlardı. Her oyuncu koşuyor ve savaşıyordu. Daha ilk dakikalarda penaltı kazanıldı, Kappel felaket kötü bir vuruş yaptı, beraberlik şansını kaçırdı. Sonrasında 2'ye bir yakaladılar, pas hızlı olunca olası bir golden daha oldular.
'Bu sıcağa kar dayanmaz' derler. Bu inanca da Erzurumspor fazla dayanamazdı elbet. Mehmet ile eşitlik geldi. Durmak olamazdı ve sıra galibiyete gelmişti. Yine Mehmet sahneye çıktı, çok klas bir gol attı, vole ile. Mücadeleden de 2-1'lik galibiyetle ayrılındı. Gelecek hafta için düşme hattı dışına çıkma hayalleri artık kurulabilir, alınan bu 3 puandan sonra.
Denizlispor'da 3 oyuncu değişikliği de sakatlıktan dolayı oldu. Bu sakatlıkların 2 tanesi ilk yarıda yaşandı. Ancak o ilk yarıda oyuncular kafa olarak sahada değillerdi ve gösterilen bir çaba yoktu. Buna rağmen sakatlık oldu. 3 sakatlığın yaşanmasının sebebi de yeni teknik direktör Fatih Tekke'nin antrenmanlarda oyunculara fazla yüklenmesi olabilir. Bir de hafta içi bir maç daha yapılmıştı.

Manisa gençleşti

Grandmedical Manisaspor, Ümraniyespor karşısında genç ağırlıklı bir kadroyla sahaya çıktı. Kümede kalma umudu artık bitti sayılır ve gelecek sezonun da hazırlığını yapıyor.
Ümraniyespor şampiyonluk için mücadele ediyor. Kendi sahasında oynama avantajını da katarsak tek kale bir maç izledik. Ama büyük bir baskı da kurmadı. Rahat oynadı, oyuncular kendilerini sıkmadılar. Birçok kişi fark bekliyordu ama maç 2-0 ev sahibi takım üstünlüğü ile sona erdi.
Manisaspor defansı maça alan savunmasıyla başladı. Rakiplerinden uzak kaldı, boş bıraktı. İlk gol de bu yüzden yendi. Markaj yapmadan asla olmaz. Golden sonra ancak, biraz daha yakın oynamaya başladılar.
Hücum anlamında da karşı kaleye gitmekte çok zorlandı Manisa. Kaleci Burak sadece aut atışlarını kullandı, o kadar. İstatistiklere baktığımızda da aradaki farkın ne kadar çok olduğu görülüyor. Ümraniye 23 şut çekmiş 10 tanesi isabetli, Manisa 3 şut ve isabet yok. Genç ve yeni bir takım ne de olsa, eleştiri yapmak doğru olmaz.
Göktuğ yine harika bir maç çıkardı. Onca atağa rağmen kalesini gole kapattı.
Maç çok fazla durdu, çok fazla sakatlık oldu. İlk yarı için sadece 1 dakika uzatma oynatıldı ama bu en az 5 dakika olmalıydı.
Karşılaşmanın sonlarına doğru Ümraniyeli seyirciler 'Manisa Manisa' diye bağırdılar, sonra da 'Manisa büyüktür büyük kalacak' diye. Ardından her iki takım seyircisi de birlikte tezahürat yaptılar.