Tam 6 puanlık bir maça çıktı Denizlispor. Adana Demirspor ile arasındaki puan farkı sadece 1 idi. Yenerse rakibini altına alacak ve düşme hattının dışına çıkacak, yenilirse puan farkı artacaktı. Yeşil siyahlılar, deplasmanda, 3-1'lik skorla mağlup oldu ve büyük bir yara aldı. Son dakikalarda yediği gol nedeniyle de ikili averajda da dezavantajlı duruma düştü. Karşılaşmaya Horozlar iyi başladı. Kendi sahasında oynayan takım kendileri gibiydi. Üstün taraftı. Gol arıyor ve de rakibine pozisyonlar vermiyordu. 10. dakikada Mehmet ceza alanı içerisinde topu önünde buldu. Sezer biraz asıldı, dengesini bozdu. Mehmet düşerken topa vurdu. Kendini yere atsa penaltıyı verirdi hakem ama atmadı. Tebrikleri hak etti.
21. dakikada Mehmet'in kornerden gelen topa vurduğu kafa ile öne geçti. Mehmet oyuna pek iyi başlayamamıştı. Golden önce 2 pozisyonu vardı. İlkinde güzel bir pasa yetişemedi, top önünden geçti gitti. Yetişse kaleciyle karşı karşıya kalacaktı. Sonrakinde de ceza alanı solunda topla buluştu. İçeriye doğru Ziya hareketlendi, Yalnızdı. Ona orta yapsa gol olması içten bile değildi. Biraz bencillik yaptı, topu kaleye doğru paralel sürmeyi tercih etti, buna izin vermediler.

İlkler yaşandı

26. dakikada Adana Demirspor ilk defa çok adamla geldi, ilk defa orta yaptı, ilk defa kaleye doğru vuruş yaptı ve beraberliği yakaladı. Mehmet'in attığı golün ikizi gibiydi. Ziya, Erhan'a çok rahat geçildi. Duruşu bir kere yanlıştı. Orta yapacağını beklemiş, rakibinin onu geçebileceğini hiç düşünmemişti. Ceza alanında 4 Adana Demirsporlu oyuncu vardı, hiç biri de marke edilmiyordu. Denizlili oyuncuların gözü sadece ve sadece toptaydı. Bir diğer ilginç şey, skor olarak önde olmasına rağmen aksiyonun olduğu yerde hücum eden takım ile eşit sayıda idi, yani 4'e 4. Golcü Atabey, eliyle yakınındaki oyuncuyu itekledi, havaya yükseldi, topa kafa vurdu, çok rahat bir gol attı.
45+3'te Mehmet kalitesini gösterdi ve 2 oyuncudan nefis sıyrıldı, Aissati'ye al da at dercesine pas verdi. Sakin kalıp, kaleciye çalım attı. Kaleye koşan 4 oyuncu vardı. Sakinliğe devam etse 1-2 saniye daha topu ayağında tutsa hepsi kalenin diğer tarafına gidecek, uzak direk dibi tamamen boşalacaktı. Acele edip vurunca, kademeye girmeye çalışan oyuncular topa müdahale edip, kornerle tehlikeyi önlediler.
İlk yarı sonlarına doğru Teknik Direktör Fatih Tekke yoğun itirazdan oyundan atıldı. İtiraz hep oluyor ama kısa kesmek gerekir, kesemedi.

Futbol yatarak oynanmaz

İkinci yarı golle başladı. Tambe verkaç yaptı. Koşarken Canberk'in yanından geçti. Canberk, onunla omuz omuza birlikte koşacağına, kalesinin tersine doğru koştu. Ofsayt planı yüzünden Tambe'yi bomboş bıraktı. Öyle bir ofsayt da yapılmaz. Ofsayt yapacaksan da o tarafa doğru koşulmaz, rakibinin hemen arkasından gidersin, pası alacağı yeri kestirip, pozisyonunu da ona göre ayarlarsın. Tambe pası aldı, kaleciyle karşı karşıya kaldı, takımını öne geçirdi.
Dengede giden mücadele yine Denizlispor lehine dönmeye başladı. Beraberlik için bastırdı. Şanslar yakaladı, değerlendiremedi. Hızlı hücumlarla da tehlikeler yaşadı, Asil Kaan gole izin vermedi.

3. gol son dakikalarda geldi. Mendy'yi 3 kişi karşıladı, 2 kişinin arasından geçti gitti, golü attı. Maç sonu röportajında da Mehmet çok güzel bir söz etti: 'Bu kadar basit çalımlar yenirse, yenilmek de kaçınılmaz oluyor.' Maçı anlatan söz bu idi.
Denizlispor hava toplarında da çok etkisizdi. Neredeyse hiçbir kafa topuna vuramadılar ve hep vurdurdular. Her iki takım oyuncuları da çok stresli ve gergindi. Ne de olsa ortada alınacak 6 puan vardı. Sert bir mücadele oldu.
Maçın adamını seçmem gerekirse de sağlık ekibindekilerden yana oyumu kullanırım. Çünkü saha içinde en çok koşanlar onlar oldular. Oyuncular hiç yerden kalkamadılar. Sürekli sakatlandılar ve her sakatlıkta sağlıkçılar çağrıldı. Bir maçta bu kadar çok sakatlanılmaz ve bu kadar çok oyun durmaz.