Denizlispor, deplasmanda geçen hafta Beşiktaş'tan 6 gol yemiş Çaykur Rizespor deplasmanında sahaya çıktı. Horozlar için beraberlik iyi sonuç olacakken, bunun son dakikalarda yediği golle gelmesi üzülmesine neden oldu.
***
Çok farklı iki yarı izledik. İlk yarı konuk takım oyuna hakim oldu. Birçok kez pozisyona girdi, kaleci Gökhan'ı çok yordu, sadece 1 gol atabildi. Defansta boş alan bırakmadı, ceza alanına rakibini neredeyse hiç sokmadı. Kaleden top çıkarırken, yapılan tam saha prese rağmen, sorunsuz ileriye gidebildi. Hücumda çok iyi paslaştı, çok rahat adam geçti. 
Her şey iyi giderken bir anlık dalgınlık, 43. dakikada gol yemesine neden olabilirdi. Defanstan çıkmak isterken, bir oyuncu yerde kaldı. Bazı futbolcular durdu, faul bekledi. Oysa faul yoktu ve hakem de oyunu devam ettirdi. Kale önüne atılan topta, Lopes stoperlerinin ofsayt taktiğini geride kalarak boşa çıkarttı. Rizesporlu oyuncu yakın mesafeden topa kafa vurdu fakat kaleyi tutturamadı. Buradan çıkarılacak ders, hakem düdüğü çalmadan oyun bırakılmamalı ve özellikle kanat bekler kalelerine stoperlerinden daha yakın olmamalı. Olursan ofsayt taktiği yapıldığı anda, bunu bozarak göbekten açık verilmesine neden olursun.
***
İkinci yarı dengeler değişti. Konuk takım tamamen durdu, ev sahibi takım dizginleri eline aldı. Bu sefer ilk yarı fazla iş yapmayan Pantilimon'daydı yorulma sırası. Defansta inanılmaz hatalar sayesinde net pozisyonlar yakalayan Rizesporlu oyuncular, bunları bir türlü değerlendiremedi. Rakibini kalesine nadir getirtti. Beraberlik golünü ancak 90+3'te atabildi, o da karambolde, Altınordu'dan sezon başında transfer edilen Kemal Rüzgar'ın ayağından. Müsabaka 1-1 sona erdi. 

Göztepe savaşmalı

Süper Lig'de 6 hafta boyunca yenilmeyen Göztepe, hemen ardında 6 haftadır galibiyete hasret kaldı. Bu da yavaş yavaş tehlike hattına yakınlaşmasına neden oldu ve süreç teknik direktör İlhan Palut'un istifasını getirdi.
Evinde konuk ettiği Antalyaspor karşısında çok üstün bir oyun sergiledi. Tek kale bir maç oynadı, ceza alanına kadar rahat geldi fakat topu içerisine sokmakta zorlandı. Gole yaklaştığı anlar olsa da, bu oyuna göre oldukça çok kısırdı.
***
77. dakikada tüm hatlarıyla yüklenmişken, büyük bir hata sonucu hızlı hücumda golü kalesinde görüverdi. Hatanın baş sorumlusu, sollarından gerçekleşen hızlı hücumda, rakibi karşılayacak kişinin defans oyuncusu değil, ofansif oyuncu olmasıydı. Eksik yakalanmasına rağmen, geniş alanda, orta sahanın solundan gelen Antalyasporlu oyuncuyu karşılayan isim Halil'di. Sahanın en hızlı ismi. Bunu da kullanarak yapması gereken şey, rakibinin karşısına geçmek, onun kaleye gitmesine ve kale önüne pas atmasını engellemekti. Ama o doğrudan topa gitti, hızlı davranıp, yatarak kesmek istedi. Bunu başaramayınca kaleye rahat gidip, pas atmasına neden oldu. Basit bir hata yüzünden 1 puan uçup gitti.
***
Göztepe'deki eksiklik, Halil dışında hareketli oyuncu olmaması. Rakiplerinde genellikle en az 2-3 tane hem hareketli hem de çok güçlü oyuncular mevcut. Onlar karşısında yetersiz kalınabiliyor. Yükün büyük kısmı Halil'e düşüyor, topu ayağına aldığında bir tek o heyecanlandırıyor. Daha savaşçı bir takım olması şart.

Galatasaray defansı

Uzun olmasını istemediğim için, gazeteye girecek köşe yazım yukarıdaki paragrafta bitti. Burası sadece internete ve Youtube'a girecek. Halil'in hatasından bahsettim. Geçen hafta yazıp, yayınlamadığım uzun yazımdan bir kısmını eklememin iyi olacağını düşündüm. 

***
Soldan Konyaspor atak gerçekleştiriyor. Ceza alanı içerisinde bir Konyalı oyuncu 2 tane Galatasaraylı stoperler Luyindama ve Donk var. İkisi de Konyasporlu oyuncunun yaklaşık 2 metre önü ve arkasında. Yanında durup da markaja alan yok. 
Futbolcuda sezgi olmalı. Bu sezgi, sevdiğim bir arkadaşımın çok sevdiğim kızı Sezgi değil, her insanın içinde olan his. Ama her konuda değil, farklı farklı konularda ortaya çıkar. Defans oyuncusu için, boşta bir oyuncu varsa, onu görüp, mıknatıs gibi çekilmesine neden olur. Yani mıknatıs özelliği vardır. Hatta var olan bu sezgi hiç düşünülmeyecek durumlarda bile tezahür eder. Örneğin, takımın penaltı atıyordur ve sen orta sahada duruyorsundur. Kalene yakın bir forvet oyuncu vardır. Onu gördüğünde bu mıknatıs hemen devreye girer, her olasılığı düşünerek onu markaja alırsın. Futbolda defans oyuncuları için bu olmazsa olmaz bir şey.
Konyaspor atağına geri döneyim. Ceza alanına orta yapıldı, forvet oyuncusu iki kişinin arasından yükseldi ve rahatça kafa vurdu ama auta attı. Kaleci de doğal olarak arkadaşlarına kızdı.

***

Aradan 5 dakika ya geçti ya geçmedi, Konyaspor atağı bu sefer sağ kanattan gerçekleşti. Defans oyuncusunun olması gereken yerde, orta saha oyuncusu olunca ofsayt yapmak istedi lakin başaramadı ve adamı kaçırdı. Aynı Göztepe'nin yediği golde olduğu gibi Halil'in yerine Emre Akbaba vardı. Ceza alanına yaklaşıldı, Galatasaraylı defans oyuncuları kale içine koştu, penaltı noktasındaki rakibini boş bıraktı. İlki kaçmıştı ama bu gol oldu. 
Hem Halil'e örnek verdim hem de Donk ve Luyindama'nın duracakları yeri bilmemelerine ve sezgilerinin hiç olmamasına değinmiş oldum. Ek olarak Galatasaray transfer yapacaksa, ilk önce defansının göbeğine Popescu tarzında akıllı bir oyuncu alması gerekir.