Okullar 21 Eylül'de okul öncesi ve 1 sınıflar için yüz yüze eğitimle açılıyor. Covid-19 virüsü tedbirleri kapsamında uzaktan eğitimin başlaması ise evinde internet olmayan ve birden fazla çocuğu olan aileleri çaresiz bıraktı.

Dün sabah köyde yaşayan ablamla konuştum. Okuyan 3 tane ilköğretim öğrencisi yeğenim var. Hepsinin canlı ders görmesi gerekiyor. Fakat evde ne internet ne de bilgisayar var. Üstelik çeşitli operatörlerin EBA'da kullanım için tahsis ettiği bilmem kaç gb internet kotası da canlı dersler için geçerli değil. Sadece öğretmenelerinin EBA'da paylaştığı ders notlarına erişim için kullanabiliyor. Yani bir şeyler yapılıyormuş gibi görünse de ortada öğrenciye faydası olan pek bir çalışma yok. Aslında çocuklar ve onların eğitimi üzerinden bile
bir nevi reklam yapılıyor.

Şu anda dersler cumartesi de dahil olmak üzere altı gün boyunca online olarak veriliyor. Evde birden fazla çocuk varsa eğitim aracı nasıl sağlanacak? İnterneti olmayan kişiler eğitime nasıl erişecek? Bunlar cevap bekleyen çok önemli sorular.
Gerçekten de çok sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz, Çocuklar okula gitseler virüs var. Evde kalsalar eğitimlerine tam olarak devam edemiyorlar.  

Yeni eğitim öğretim yılı başlamadan önce bazı okulların, velileri arayarak öğrencilerin uzaktan eğitim için gerekli araç ve gerece sahip olup olmadığını sorduğunu ve gerekli desteğin verildiğini biliyorum. Ama bu her yerde yapılmamış olacak ki hâlâ bu konuda sıkıntılar yaşanıyor.

Peki bu konuyu çözmek bu kadar zor mu?

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim bütçesinin yetersiz olduğuna dair önemli bir açıklama yaptı. Bahane değil ama hadi kabul edelim, bakanlık bazı konularda yetersiz kaldı.

Peki Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un, geçtiğimiz dönem Twitter hesabından yaptığı “Çocuklar... Buradan söz olsun, okula döndüğümüz ilk günün ilk teneffüsünü, o güne özel olarak 40 dakika yapacağız." paylaşımına destek mesajları yağdıranlar şimdi nerede?

Hatırlayın!

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, “Sayın Bakanım, çocuklarımızın enerjiye ihtiyaç duyacağı bu uzun teneffüste onların mutluluklarına Ordu fındığıyla ortak olmak istiyoruz. 81 ilde 81 okula fındıklar bizden.” ifadesini kullanmıştı.

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ise “Sayın Bakanım, çocuklarımızı okula döndükleri ilk gün tatlının şahı pişmaniyeyle karşılamak istiyoruz. 81 ilden 81 okula pişmaniye bizden. Yiyen bir pişman yemeyen bin pişman.” demişti.

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör de, “O kadar uzun bir teneffüs dondurmasız olmaz. Sayın Bakanım Ziya Selçuk 40 dakika teneffüste çocuklarımızın mutluluğunu Maraş dondurmasıyla tatlandırmak isteriz. 81 ilde 81 okulumuza dondurmalar bizden.” açıklaması yapmıştı.

Malatya’nın Yeşilyurt ilçesi Belediye Başkanı Mehmet Çınar, da Türkiye’nin 81 ilinde bulunan 81 okula kayısı gönderme kararı almıştı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da "Şekerleri de bizden. 81 ile, her ilden de 16 okulumuza gönderelim. Bursa’dan tüm çocuklarımıza kucak dolusu sevgiler" yazmıştı.

Elazığ'dan orcik, Çorum'dan leblebi, Trabzon'dan futbol topu, Sakarya'dan 'Kabak Lokumu', Niğde'den gazoz...
Liste böyle uzayıp gidiyor.

Peki destek sözü verenler en azından kendi illerindeki öğrencilere gerçek anlamda destek verseler de tableti bilgisayarı olmayan öğrencileri tespit ederek onlara yardımda bulunsalar çok daha güzel olmaz mı?