Çoğumuz yaşamımızda doğru seçim yapamıyoruz.
Bazen dost bildiklerimize içimizdekileri dökerken anlatıyoruz. Bazen de bu sırrımız bizde kalıyor, içimizi kahretse bile...
Uzmanlar 'doğru seçim' konularında bize yardımcı oluyorlar. Büyüklerimiz de öğüt verirken, 'Eşini, işini, arkadaşını iyi, yani doğru seç!' diyorlar. Bunları bir de birlikte anımsayalım: Önce eşini doğru seç!

Umarım bulursunuz!

Doğru eş, uzun zaman flört ettiğin kişi değildir. Önemli olan kısa zamanda da olsa fikirlerinin uyuştuğu, yaşam tarzlarınızın benzediği, espri anlayışının yakın olduğu, zor zamanlarında hep yanında olacağını bildiğin, dertlerini sevinçlerini paylaşabileceğin, fikirlerine olaylara bakış açısına güvendiğin, senin fikirlerine saygı duyan, konuşmaktan sıkılmayacağın, hayata küstüğün zaman seni kabuğundan çıkarıp eğlendirebilen, gözlerine baktığında ne söylemek istediğini anladığın, aynı zamanda iyi bir arkadaş olan, fiziksel görünüşün ve işin dışında seni sen olduğun için sevebilecek birini EŞ olarak seçmelisin...
'Böyle biri var mı?' diye soracaksanız şimdi,  emin olun var. Ama sayıları fazla değil.
Hatta hayatta insanın karşısına 1 yada 2 defa çıkar ya da çıkmaz. Önemli olan onu farkedebilmek.
Eğer bu satırları okuduğun zaman aklından bu özellikleri barındıran bir isim geçirmişsen çok şanslısın. Ne olursa olsun onunla birlikte olabilmek için elinden geleni yap. Çünkü, bir daha onun gibi birini bulma şansın çok az.
Emin ol...
Bütün aptal aşıklar gibi ilk hareketi ondan beklersen, çok geç kalırsın...

İşini doğru seç!

Doğru iş, rahat iş değildir. Çok kazandıran işte değildir. Kariyer de değildir. Klimalı büro ortamı da değildir.
Doğru iş olmaktan zevk aldığın yerdir. Sabah kalktığında gitmekten üşenmediğin, bıkmadığın yerdir. Tabi yanında rahatlık, para ve kariyer varsa ne ala...

Arkadaşını doğru seç!

Çok sayıda arkadaşının olması, iyi arkadaşın olduğunun ispatı değildir.
Güzel günlerdeki arkadaşlıklar geçicidir.
Mutluluklarının yanında acılarını da paylaşabileceğin, fikirlerine ihtiyaç duyabileceğin, her zaman yanında olmasını isteyeceğin,
Seni madden değil, manen zengin eden, sana yalan söylemeyen, arkandan iş çevirmeyen, hatalarını yüzüne vuran, yeri geldiğinde eleştiren, TEK bir arkadaş sana çok şeyler katacaktır.
İşte bu kadar...
Şimdi yine büyüklerimizin anlattığı bir hikayeyi sizinle paylaşayım:

Çünkü yalnızca kızım bana kapıyı açacak

Evliliklerinin ilk gününde kadın ve kocası kapıyı kimseye açmamaya karar verip anlaştılar.
İlk olarak o gün damadın anne ve babası evli çiftleri görmeye geldi, kapının hemen ardındaydılar. Kadın ve kocası birbirlerine baktılar, adam kapıyı açmak istedi ama eşi ile yaptığı anlaşma gereği kapıyı açmadı, böylece anne babası daha fazla beklemeyip gittiler.
Aynı gün bir süre sonra, gelinin ailesi geldi. Eşler anlaşmaya rağmen birbirlerine baktılar. Gelin gözyaşları içinde, 'Bunu yapamam' diye fısıldayıp kapıyı açtı. Eşi hiçbir şey söylemedi.

Nedeni?

Yıllar sonra 4 oğlan çocuğunun ardından 5. olarak kız çocukları dünyaya geldi. Baba yeni doğan kız çocuğu için büyük bir kutlama yapmayı planladı ve tüm tanıdıklarını davet etti. Sonra o gece eşi kocasına diğer dört çocuğa böyle bir kutlama yapmadığı halde neden bu sefer böylesine bir kutlama yapmak istediğini sordu.
Kadının eşi basit bir yanıt verdi: 'Çünkü yalnızca kızım bana kapıyı açacak...'

GÜNÜN HABERİ

'Cumhuriyet ve Kadın'

Foça Belediyesi ve Atatürkçü Düşünce Derneği Foça Şubesi tarafından, "Cumhuriyet ve Kadın" konulu söyleşi ve belgesel film gösterimi düzenlendi.
Atatürk Araştırmacısı-Yazar Ahmet Gürel, konuşmacı olarak katıldığı söyleşide; yine kendinin hazırladığı ve Cumhuriyet kazanımlarının Türk kadınına sağladığı hukuki ve sosyal faydaları konu edinen 40 dakikalık bir belgesel film gösterildi.