ABD, İsrail, Kanada, Mikronezya, Panama, Palau, Marshall Adaları, Nauru ve Çek Cumhuriyeti 'hayır' oyu kullandı. Dünya basının yoğun ilgi gösterdiği tarihi oylamada, Almanya, İngiltere, Avusturalya, Bosna Hersek, Bulgaristan, Kolombiya, Kongo, Estonya, Fiji, Haiti, Macaristan, Litvanya, Hollanda, Polonya, Romanya, Slovakya ve Makedonya gibi 41 ülke çekimser kalırken 5 ülke de oylamaya katılmadı.

DAVUTOĞLU: FİLİSTİN DEVLETİNİN KURULMASINI KİMSE ENGELLEYEMEYECEK

BM Genel Kurulu'na hitap eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ‘‘Gözünü gerçeğe kapatan kişi yalnızca kendisi için karanlık oluşturur. Filistin devletinin kurulmasını kimse engelleyemez. Filistin halkı uzun süredir topluca cezalandırılıp gayri insani muamelere tabi tutuluyor. Bugün gözlerimizi gerçeğe açmamız için fırsat’’ dedi.

Kısa konuşması zaman zaman alkışlarla kesilen Davutoğlu’nu Filistin heyeti ayakta alkışladı. ‘‘Filistin bayrağı bu binanın önünde sallanmalı’’ diyen Davutoğlu, ‘‘Bugün yıllarca aşağılanan Filistin halkına haysiyetli bir yaşam sağlamak için tarihi fırsat’’ şeklinde konuştu. Geçen yıl Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Filistin’in BM’ye üyelik müracatınında bulunduğunu hatırlatan Davutoğlu, ‘‘Bugün yeni tarihi bir şansımız var önümüzde’’ dedi.

Filistin’in bağımsız devlet olması yolunda çekinilecek hiçbirşeyin olmadığını aktaran Davutoğlu, ‘‘Birleşmiş Milletler’in uluslararası arenada güvenirliliği ve yeri için Filistin bayrağı bu binanın önünde dalgalanmalı’’ şeklinde konuştu. Türkiye’nin, Filistin’in BM’ye gözlemci devlet statüsü kazanması için başvurusunu desteklemelerinin 3 önemli nedeni olduğunu aktaran Bakan Davutoğlu, ‘‘Birincisi ve en önemlisi, bizim adımıza bir insani ve ahlaki bir yükümlülük olduğu. İkincisi politik ve tarihi. Üçüncü nedeni ise bizim stratejik vizyonumuz’’ dedi.

Filistin sorunu çözülmeden Ortadoğu barışından söz edilemeyeceğini vurgulayan Davutoğlu, ‘‘Filistinlilerin yardım isteklerine kulak verelim, bunca zaman zaten sağır davrandık. Buradan tüm Filistinlilere, El Halil’den Betlehem’e, Ramallah’dan Han Yunus’a, Kudüs’teki Mescid-i Aksa’dan Gazze’ye kadar, biz Türklerin sizlerle sonuna kadar olduğumuzu söylemek istiyorum’’ ifadelerini kullandı.

ABBAS: TASARI, BARIŞA GİDEN YOL


Tarihi oylamadan önce kürsüye gelen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, bu konuyu BM Genel Kurulu'na getirme nedenlerini ‘‘barışa giden yol’’ olarak niteledi. Abbas, ‘‘Bu son şans, iki devletli çözüm için’’ diyerek, tarihi oylama öncesi BM’ye üye 193 ülke temsilcisine seslendi.

Abbas, Filistinlilerin, toplu halde cezalandırmaya kalkan İsrail’e karşı kendilerini savunma hakkının olduğunu belirtti. Bunun terörizm olmadığını ifade eden Abbas, İsrail’in yaptığı son saldırıda 168 Filistinlinin öldüğünü ve çoğunun da çocuk ile kadın olduğunu anımsattı.

İkinci Dünya Savaşı’nın külleri üzerinde iki devletli çözüm fikrinin üzerinden uzun yıllar geçtiğini vurgulayan Abbas, bu zamandan günümüze kadar Filistinlilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekti. ‘‘Onca çekilen acıya, adaletsizliğe rağmen Filistin halkı hala barışa, adil bir yolun bulunacağına inandığı için buradayız’’ diyen Abbas, İsrail’in sürekli tehditkar ve barbarca davrandığını dile getirdi.

Son İsrail saldırısını da barbarlık olarak niteleyen Abbas, İsrail’in işgal altında tuttuğu topraklarda işlemiş olduğu yasa dışı eylemleri sürdürdüğüne dikkat çekerek, Tel Aviv’in savaş suçu da işlediğini savundu. Üye olmayan gözlemci devlet statüsünün kendileri için önemli olduğunu aktaran Abbas, ‘‘Bu tasarı öncelikle Filistin davasına bir moral olacak. Ve uğradığımız onca haksızlıklara karşı da hakkımızı uluslar arası organizasyonlarda arayabilmemizin kapısını arayalayacak. Sizlerin desteği ile geçecek olan bu tasarı ile haklı mücadelemizde yalnız olmadığımızı göreceğiz’’ ifadelerini kullandı.

Genel Kurul’da uzun süre alkışlanan Abbas’ın ardından İsrail adına kürsüye gelen bu ülkenin BM Daimi Temsilcisi Ron Prosor, İsrail’in başkentinin Kudüs olduğunu iddia etti. İsrail’in kurulduğu tarihten bu zamana hep barıştan yana olduğunu ileri süren Prosor, son olarak 2000, 2008 yıllarında kendilerinin barış için attığı adımların Filistinliler tarafından reddildiğine dikkat çekti. BM’ye sunulan tasarının Filistin’in uluslararası organizasyonlara üye olacağı anlamına gelmediğini, zira böyle bir maddenin olmadığını savunan Prosor, Genel Kurul’daki tasarının iki taraf arasında görüşmelere engel çıkaracağını da kaydetti. Prosor, ‘‘Filistin için tek bir yol var ve o yol da New York’tan geçmiyor, görüşmelerden geçiyor’’ diye seslendi.

Endonezya Dışişleri Bakanı Marty Natalegawa, Filistin halkı için temel insan hakları ve özgürlüklerini kazanma zamanının geldiğini vurguladı. Kanada Dışişleri Bakanı John Baird, ülkesinin tasarıya karşı çıkmasının sebebinin, iki devletli çözüme ancak görüşmeler ile ulaşaılacağına inanmaları olduğunu dile getirdi. ABD’nin BM’deki Daimi Temsilcisi Susan Rice da oylama sonunda yaptığı konuşmada, ‘‘talihsiz oylama’’ olarak nitelediği sonucun, İsrail ile Filistin arasında yapılabilecek doğrudan görüşmelere engel olacağını öne sürdü.