Afet sırasında, soğutma sistemi arızalanan ve bu güne kadar nükleer reaktörlerin itfaiye araçlarının püskürttüğü deniz suyuyla soğutulmaya çalışan santralin açıklarında yapılan ölçümlerde Pasifik Okyanusu’nda normalin 24,8 katı radyoaktif madde tespit edildi. Fukuşima santrali yakınlarında ise radyasyon oranının normalden 126 kat daha fazla olduğu ortaya çıktı. Geçen hafta Miyagi bölgesinden, süt, sebze ve yumurta gibi gıda ürünleri ihracatına yasak getirilmişti. Şimdi de Japon mutfağının ana besin maddesi olan balık da tehlike altına girdi.

Yetkililer, ülkedeki balık sektörünün yıllık 5.4 milyar dolar hacmi olduğunu açıkladı. Ayrıca tsunami felaketinde tamamen yerle bir olan Miyagi kıyılarında balıkçılık sektörünün bir yılda ancak toparlanacağı söyleniyor. Japonlar radyasyon korkusu yüzünden balık hallerinden uzak duruyor.


500 bin $ kayıp


Fukuşima nükleer santralinde nükleer kriz devam ediyor. Dün 2 ve 3 numaralı reaktörlerden yükselen duman yüzünden ara verilen soğutma çalışmaları zor şartlar altında yine başlatıldı. Üçüncü reaktörde kullanılmış nükleer yakıtların depolandığı havuzdaki ısının kaynama noktasına ulaştığı bildirildi. Eğer su kaynamaya başlarsa havuzdan çıkacak hava kabarcıkları yakıt çubuklarının ortaya çıkmasına ve daha fazla radyasyonun çevreye yayılmasına neden olacak.

Santrali işleten Tokyo Elektrik Şirketi, Fukuşima’daki su pompalarının arızalanmasına neden olan tsunami dalgalarının 14 metre olduğu ve bunun santralin bacalarından ölçüldüğü açıkladı. Öte yandan tsunaminin yerle bir ettiği Ksennuma’da bir bankanın kasasından 500 bin doların kaybolduğu ortaya çıktı. Elektrik sistemi hasar gören Şinkin Bank’ın kasasından alınan paranın düne kadar fark edilmediğini belirten yetkililer, “Kasa kilidinin kırıldığını yeni farkettik. Bunun depremden sonra yapıldığını sanıyoruz” diye konuştu.


YAKMAYA BENZİN YOK, GÖMÜYORLAR


Miyagi’yi vuran 9.0 büyüklüğündeki depremde ölü sayısı 9 bine ulaştı. Halen 12 bin kişi de kayıp. Nüfusun yüzde 96’sının Budist inancına sahip olduğu ülkede ölüler krematoryumlarda yakılarak son yolculuklarına uğurlanıyor. Ancak ülkede yaşanan akaryakıt sıkıntısı yüzünden cesetler topluca kazılan mezarlara gömülüyor. Bu işi üstlenen askerler de defin sırasında saygı duruşunda bulunuyor.