Hollandalılar pratik insanlar; uzlaşma kültürüne de doğuştan eğilimliler. Çözüm buldukları tartışmalara bu ay bir yenisi eklendi. Eindhoven'lı tasarımcı Cindy van den Bremen'in üniversitede bitirme tezi olarak hazırladığı spor başörtüsü, yılan hikayesine dönen bir meseleye nokta koyuyor. FIFA'nın kadın futbolunda uyguladığı başörtüsü yasağı, sonradan Capsters markasına dönüşen bu tasarımla ortadan kalkmak üzere.

FIFA 2007'de kadın futbolcuların başörtüsü takmasını emniyet gerekçesiyle yasaklamıştı. Karar sert tartışmalara yol açtı. Başta İran olmak üzere bazı Müslüman ülkelerin federasyonlarından kuvvetli itirazlar yükseldi. Eleştiri tonu bir dönem öyle şiddetlendi ki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon bile devreye girerek yeni düzenleme getirilmesini istedi. Sonuç çıkmadı... Ta ki bu ayın başına kadar... FIFA'nın Asya'dan sorumlu asbaşkanlığını yürüten Ürdün Prensi Ali Bin El Hüseyin, 3 Mart tarihinde, konuyla ilgili toplanan komiteye yeni bir fikir sundu: Cindy van den Bremen'in Capsters'ı... Çantasından çıkardığı esnek, çıtçıtlı ve havadar başörtüsü yetkilileri tatmin etti ve yasağı düşürdü.

Van den Bremen, Capsters'ı başörtüsünün serbest olduğu Hollanda'daki tek bir öğrencinin probleminden yola çıkarak tasarladığını anlatıyor: "1999'da üniversitede bitirme tezime çalışırken bir hikaye gözüme çarptı. Hollanda'da bir lise öğrencisi, başörtüsü yüzünden beden eğitimi dersinden atılmıştı. Konu yargıya taşındı ve mahkeme eğitimcilerin gerekli gördüğü durumlarda emniyet gerekçesiyle başörtüsünü yasaklayabileceğine hükmetti. Alternatif olarak bone ve balıkçı yaka kazak kombinasyonu sunuluyordu. Kararı okuyunca meselenin örtünmeyle değil nasıl örtünüldüğüyle ilgili olduğunu düşündüm. Tasarımcı olarak uzlaşma sunmaya karar verdim."

Van den Bremen'in bulduğu uzlaşma, basit gelecek ama, esasen çıtçıttan geçiyor. Mesele örtünün nefessiz bırakma ihtimalini ortadan kaldırmak. Düğüm yok, iğne yok, bone türü başlıklara da gerek yok. Capsters'ın alametifarikası bağlanmaması...Tasarımcı, ürününün günlük kullanımda da spor karşılaşmalarında da rahat ve esnek malzemesi sayesinde kafadan çıkmadığını, dolayısıyla şal ve geleneksel başörtülerine bir alternatif olduğunu söylüyor.
Van den Bremen, Türkiye kökenli bir Hollandalıyla evli. Kendisi Müslüman değil ama Hollanda'daki Müslüman toplumunu yakından tanıyor. Özellikle yoksul bölgelerdeki Müslüman kadınlarla geliştirdiği sosyal projeler aracılığıyla biraraya geliyor. Bir yandan da Eindhoven'daki Teknoloji Üniversitesi'nde (TU/e) tasarım dersi veriyor.

Tezini yayımladıktan sonra, hem Hollanda'dan hem de yurt dışından siparişler gelmeye başladıı. İhtiyacı görünce, bir arkadaşıyla Capsters'ı kurdu. İlk dükkanlarını da internette açtılar.

Capsters bugün aerobik, koşu, açık hava ve takım sporları için başörtüsü üretiyor ve internet mağazasının yanı sıra 10'u aşkın ülkede reyonlarda satılıyor. Dünyanın her tarafından kullanıcılar, Facebook sayfası üzerinden görüş ve ihtiyaçlarını bildiriyor. Van den Bremen'e göre, bir tasarımcı için daha iyi bir çalışma ortamı bulmak zor: "Koşucular için tasarladığımız modelimizi (Runners) Facebook sayfamıza gelen öneriler üzerinden yaptık. Ama tez sırasındaki çalışma biçimimi de koruyorum. Burada, Eindhoven'daki atölyemize başörtüsü kullanan kadınları davet ediyoruz ve onların görüşleri üzerinden çalışıyoruz."

Son kullanıcının önerileriyle üretilen bu tasarımlarla, uluslararası sanat camiası da ilgileniyor. Van den Bremen'in yaptığı ilk
dört iş, bugün New York'taki Modern Sanatlar Müzesi'nin (MoMA) koleksiyonunda. Capsters ayrıca, Japonya'da da Good Design Award'a layık görüldü. Tasarım çevrelerinde de isabetli bir "sosyal tasarım" örneği olarak dikkat çekiyor.

Capsters'ın futbol gündemine oturmasının nedeniyse bir başka Hollandalının dikkatini çekmesiydi. Ürdün Kadın Milli Futbol Takımı'nı çalıştıran Hesterine de Reus geçen sene Capsters'ın takım sporları modelini görünce bu konu hakkında bir süredir kafa patlatan Prens Ali'ye götürüp "bir de bunu inceleyin" dedi. Hikayenin gerisini artık biliyorsunuz.


Milliyet