Krize siyasi çözüm hedefiyle yürütülen uzun uğraşların sonucunda dün nihayet İsviçre’nin Montrö kentinde başlayan Cenevre-2 Konferansı’nda rejim ile muhalifler ilk kez yüz yüze gelirken 40 kadar ülkenin katıldığı uluslararası platform söz düellosuna dönüştü. Suriye yönetimini temsil eden Dışişleri Bakanı Velid Muallim, muhalifleri ‘hain’, ‘İsrail ajanı’ ve ‘dış güçlerin maşası’ olarak nitelerken Türkiye’nin ‘terörü beslediğini’ ileri sürdü.

Kolay ve çabuk olmaz


BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon konuşmasında barış görüşmelerin zorlu olacağı vurgusunu yaparken Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov tarafların ‘tarihi bir sorumluluk’ taşıdığını belirtip “Müzakereler kolay ve çabuk olmayacak” dedi. ABD Dışişleri Bakanı Kerry ise “Esad’ın geçici hükümette yer alması söz konusu olamaz” mesajı verdi. Söz sırası Muallim’e geldiğinde “Komşunuzun evi yanarken, eviniz güvende olamaz” diyerek Türkiye’yi hedef aldı.

‘Erdoğan olmasa bunlar olmazdı’


Muallim şu ifadeleri kullandı: “Eğer komşumuz, ihtiyacımız olduğunda yanımızda olsaydı, Suriye’de olanlar aslında hiç yaşanmazdı. Erdoğan hükümeti olmasa bunların hiçbiri yaşanmazdı. Bu hükümet, kendi topraklarında teröristleri barındırıyor. Onlara, Suriye’ye karşı kullanacakları silah, eğitim veriyor. Ama bir gün bu olayların tersine döneceğini kavrayamadılar. Terörizmin dini yoktur. Tarih der ki; komşunun evi yanıyorsa senin evin de güvende değildir.”

Nazi kampı benzetmesi


Muhaliflerin heyetine liderlik eden Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Ahmed el Jarba ise Suriye ordusunun 10 bin çocuğu katlettiğini belirtip Esad’ın iktidarda kalamayacağını söyledi. Pazartesi yayımlanan işkence görüntülerini Nazi kamplarındaki suçlara benzeten Jarba, Kaide bağlantılı gruplara destek vermekle suçladığı rejimi acilen iktidarı geçici hükümete devretmeye çağırdı.

‘Teröristin kim olduğunu biliriz’

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise Muallim’in suçlamalarına “Biz Suriye’de kimlerin terörist olduğunu biliyoruz. Nasıl oluyor da rejimin temsilcileri yalanlarıyla tüm uluslararası toplumu kandırabileceklerini düşünüyorlar. Kendi halkına karşı işledikleri tüm korkunç suçlara rağmen hâlâ utanmazlık içinde olanlara bir karşılık vermek bile istemiyorum. Tarih onları acı bir şekilde yargılayacaktır” yanıtını verdi. Davutoğlu “Suriye’de suç işleyenler cezasız kalmamalı. Korkunç 11 bin fotoğraf gördük. Nüremberg’den yana böyle işkence fotoğrafları görmemiştik. Bunlar insanlık suçudur ve bu suçu işleyenler cezalarını çekmeli” dedi.

Ban ile süre kavgası


Suriyeli Bakan Muallim konuşma süresini aşınca kendisini uyaran BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ile ilginç diyaloglara imza attı. “Lütfen toparlayın” diyen Ban’a “12 saatlik yoldan geldim, 5-10 dakikaya daha ihtiyacım var” diyen Muallim, devam etti. Genel Sekreter’in sonraki uyarısına “Sen 25 dakika konuştun, benim de en az 30 dakikaya ihtiyacım var” diyen Muallim, bir süre sonra konuşmasını 1-2 dakika içinde bitirmesini isteyen Ban’a “Sen New York’ta yaşıyorsun. Bense Suriye’de. Konuşmaya hakkım var” diyerek salondakileri güldürdü.