Tipik bir örnek

Bundan önceki yazımın sonunda başka bir örnek vereceğimi söylemiştim. Bu örnek bilişsel terapiler açısından tipiktir:
Yolda giderken bir arkadaşınızı gördünüz ama o yanınızdan geçip gitti. Şimdi olay hakkındaki yorum ve değerlendirmelerimizi gözden geçirelim:
Olay arkadaşınızın yanınızdan geçip gitmesidir.
Olayla ilgili düşünceleriniz şöyle olabilir:
1)Beni görmezden geldi/benimle ilgilenmedi/beni sevmiyor. (Bu sizin yorumunuzdur.)
2) Acaba benimle arkadaşlık yapmak istemiyor mu? Umarım arkadaşsız kalmam. (Bu sizin yorumunuzdur.) Bu benim için çok kötü olur, buna katlanamam! (Bu sizin değerlendirmenizdir.)
3) Sanırım bir arkadaşı olarak beni takmıyor. (Bu sizin yorumunuzdur.) Sanırım insanlar beni pek takmıyorlar. (Bu sizin genellemeniz, dolayısıyla değerlendirmenizdir.)
4) İnsanlar beni sevmezse bu benim için katlanılabilir ya da dayanılabilir bir durum değildir. İnsanlar tarafından kesinlikle kabul edilmeliyim. (Bu sizin çekirdek inancınızdır.)
Duygusal tepki olarak değersizlik inancı taşıyabilir ve davranışsal tepki olarak da insanlardan uzak durmayı seçebilirsiniz.

Başka türlü düşünebilir

Bu olayla ilgili (A), sonuçta hissettiklerimizi ya da davranışımızı (C), B'de düşündüklerimiz belirlemektedir. Bunun neden böyle olduğunu anlamak için kendimize şu soruyu sormamız yeterli olur: Bu duruma maruz kalan 100 kişiden kaçı yukarıdaki gibi (B'deki gibi) düşünür?
Cevabın 100 olmayacağı aşikardır, çünkü cevap verenlerden bir veya birkaç kişi başka türlü düşüyor olabilir. Farklı davrananların farklı düşündükleri için o şekilde davrandıkları sonucuna buradan otomatik olarak ulaşabiliriz çünkü aslında her iki farklı davranışı (C) yapan kişi için de olay (A) aynıdır. Dolayısıyla, olaylara verdiğimiz tepkiler olayların kendisinin özelliği değil, bizim ona kattığımız hatta bilinçli bir şekilde kattığımız yorumların bir sonucudur.

Sevmediğinin kanıtı mıdır?

Peki o zaman farklı bir şekilde düşünmemiz farklı şeyler hissetmemizi ve buna bağlı olarak da farklı davranmamızı sağlayabilir mi?
Cevap: Evet, çok büyük oranda sağlar. Şimdi yukarıdaki örneği daha akılcı bir biçimde değerlendiren bir kişinin neler hissedebileceğine bakalım. Olay (A) yine aynı kalmak koşuluyla:
Beni gerçekten görmezden geldiğine emin miyim? Görmemiş olabilir, aklı başka bir şeyle meşgul olabilir, bir yere yetişmek için acele ediyor olabilir, ya da benden bağımsız olarak başka birine ya da bir şeye kızmış olabilir. Görmezden gelmiş olsa bile bu beni sevmediğinin bir kanıtı mıdır?
Beni sevmiyor olsa bile bu benim başka arkadaşlar edinemeyeceğimi mi gösterir? Belki bu benim istediğim bir şey değil ama buna katlanabilirim.
Bir arkadaş olarak beni takmaması benim değersiz biri olduğum anlamına mı gelir?
Böyle düşünen bir kişi ise yukarıdaki gibi kaçınma davranışını değil, hayatı olduğu gibi kabul etme ve olayları kişiselleştirmeden ya da genellemeden bir sonuca vararak, daha olumlu duygular yaşayacaktır.
Görüşmek umuduyla.