Orhaniye Mahalle Muhtarı Cem Dinç, kimliği belirsiz kişi veya kişilerce eli kırılan, doğal koşullar nedeniyle iyice yıpranan heykeli, turizm sezonu öncesinde kendi imkanlarıyla yenileyeceğini söyledi. Marmaris'in turistik kırsal mahallelerinden Orhaniye Mahallesi'nde bulunan 400 metre uzunluğunda ve 3.5 metre genişliğindeki kızıl kumların oluşturduğu 'Kızkumu Plajı', tatilcilerin ve turistlerin ilgisini çekiyor. İlçeye 36 kilometre mesafede bulunan ve uzaktan bakanlara deniz üzerinde yürüyor izlenimi veren plaja, 23 yıl önce bir 'Prenses' heykeli dikildi. Plajın adını aldığı 'Kızkumu' efsanesinin baş karakteri olan 'Prenses'i tasvir etmek için konulan heykel, turistlerin de ilgisini çekti. Heykelle selfie yapıp, fotoğraf çektirenlerin sosyal medyada paylaşmalarıyla da plaja ilgi arttı. Ancak hikayesi ile dikkat çeken 'Prenses' heykelinin bakımsızlığı, son zamanlarda tepki topluyor.

Buranın sembolü

Doğa olayları nedeniyle zamanla eskiyen, bazı uzuvları vandallar tarafından kırılan heykelin, yaklaşan turizm sezonu öncesinde bölgeye yakışır hale getirilmesi gerektiğini belirten Orhaniye Mahalle Muhtarı Cem Dinç, "Orhaniye, Marmaris'imize tatile gelen yerli ve yabancı turistlerin ziyaret etmeden gitmediği bir yerdir. Mayıs ile Ekim ayları arasında Marmaris'in kış nüfusu olan günlük 100 bin mahallemizi ziyaret etmekte. Prenses heykeli, buranın sembolü. Gelen herkesin büyük ilgisini çeken heykel, Kızkumu efsanesini dünyaya yaydı. Efsaneye konu olan 'Prenses' heykeli, koya eski işletmecileri tarafından tarihçesi ile birlikte yerleştirilmişti. Turizm sezonu gelmeden, gelecek olan yerli ve yabancı konuklarımıza rezil olmadan 'Prenses' heykelini kendi imkanlarımla yenileteceğim" dedi.

Kızkumu efsanesi

Efsaneye göre Bybassos Kralı'nın kızı güzel prenses ile bir balıkçı birbirlerine aşık olurlar. Kız geceleri sahile çıkıp, kandille balıkçıya işaret verir, balıkçı da karşı kıyıdan sandalıyla gelir ve buluşurlar. Kral bir gece kızını takip ettirerek durumu öğrenir. Bunun üzerine kral, askerlerine kızını kumsalda yakalayıp, elindeki ışığı alarak balıkçıya işaret vermelerini ve balıkçıyı yakalamalarını emreder. Askerler kralın emrini yerine getirir. Balıkçı karşı kıyıdan ışığı görünce, kayığına binip, kürek çekmeye başlar. Kız askerlerin elinden kurtulup denizin ortasındaki delikanlıya doğru koşmaya başladığı anda bir mucize gerçekleşir ve kızın her adımıyla su, kuma dönüşür. Arkadan koşan askerlerin üzerlerindeki ağırlık onları suya batırdığı anda bir asker ok ve yayına sarılır. Amacı delikanlıyı vurmaktır ama ok kıza saplanır. Efsaneye göre de kumların rengi kızın kanıyla kırmızıya dönüşür. Balıkçı, okla vurulan prensesi alıp kayığıyla uzaklaşır ve bir daha ikisini gören olmaz.