Süleyman Gülen- Urla Balıklıova Mahallesi’nde bölge halkı ‘ÇED gerekli değildir’ kararına karşı çıkarak mahallede seçim sandığı kurdu ve oylama yaparak taş ocağına ‘Hayır’ dedi. Bir şölen havasında geçen referandumda, önce stantlar kurularak bölge halkının ürettiği yiyecekler, takılar, zeytinyağları ve çeşitli yağlar burada satılarak davanın avukat ücretine katkı sağlandı. Daha sonra Balıklıova Parkı’na geçilerek burada konuşmalar yapıldı.

Konuşmaların ardından sazlı sözlü türküler söylenerek hep bir ağızdan birlik beraberlik mesajları verildi. CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Eski Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır ve İzmir’e Sahip Çık Platformu Üyeleri bölge halkına destek vermek için Balıkova’daki referanduma katıldı.


(Akın Yılmaz)

Biz köylüyüz, köyümüz temiz kalsın

Taş ocağına hep bir ağızdan gencinden yaşlısına kadar karşı çıkan bölge halkında ortak ses ‘Biz köylüyüz, köyümüz temiz kalsın’ oldu. Geçim kaynakları tarım üzerine kurulu olan köyde halk, kalker ocağının yaratacağı tahribattan endişeli. Referandum öncesi konuşan Balıklıova Mahalle Muhtarı Akın Yılmaz ‘’Biz köylüyüz, geçimimiz tarım ve hayvancılık üzerine. Bu taş ocağını istemiyoruz, tozu toprağı mahsulümüze zarar verecek. Onun için bu mücadeleyi veriyoruz. Bu mücadelede kalkıp İzmir’den gelerek bize destek sunan herkese teşekkür ediyorum’’ dedi. Taş ocağına ilişkin konuşan köyün gençlerinden Yiğit Yıldırım ise ‘Ne sakıncası var kendi bindiğimiz dalı kesmeye?’ diye sorarak ‘’Her gün ağaçlar kesilip doğa katlediliyor. Neden bir yenisi burada olsun? Gün geçtikçe kanser sayısı artıyor. Etrafımızda gördüğümüz ağaçlar, taşlar, topraklar doğanın bir parçasıdır. Taş ocağına doğaya destek olmak için taş ocağına ‘Hayır’ diyoruz’’ şeklinde karara karşı çıktı.


(Ali Bardakçı)

Doğaya karşı yapılan tahribat davalarını kazanmasıyla ünlü Eski Milletvekili Avukat Ali Bardakçı Türkiye’nin çevre sorunu 20-25 yıllık bir süreyi kapsıyor. Bu kapsamda da doğa her geçen gün katledilmeye devam ediyor. Bu süreçte çok mücadeleler yaptık. Karşımızda devleti de arkasına alan güçlü sermayeler oldu ve doğa tahribatlarını da büyük ölçüde gerçekleştirdiler. O yüzden bu konuda mahkemelerde eskisi kadar başarılı olduğumuzu söyleyemeyiz. Çünkü bağımsız ve tarafsız değiller. Kimleri zengin ettiklerini de hepimiz çok iyi biliyoruz. Yandaş müteahhitler zengin oluyor. Türkiye’nin her yeri beton yığını haline geldi. Güçlerimizi birleştirmek zorundayız. Ülke kötüye gidiyor, satmadık yer bırakmadılar. Borçlanma da olabildiğine artıyor. Bu davayı kazanacağımıza ve ülkeye sahip çıkacağımıza inanmak istiyorum. Biz 20-25 yıl önce bu yola çıktığımızda bu kadar kalabalığı bulamıyorduk. Önceden biz bu tip yapılara karşı çıktığımızda köylü de bize karşı çıkıyordu ancak bu şimdi kırıldı ve -bazı yerlerde yine olsa da- bizim yanımızda yer almaya başladılar’’ diye konuştu.

Sonucu bekleniyor

'Nitelikli Doğal Koruma Alanı' olan Urla'nın Balıklıova Mahallesi Bulabaş Tepe mevkisindeki 66.09 hektarlık alanın 18.23 hektarlık kısmı, 'Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı' olarak belirlendi. Orman arazisi olan bölgenin statüsü değiştirildikten sonra, bir şirketin kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi projesi başvurusu kabul edildi, İzmir Valiliği’nce de ‘Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değildir’ kararı verildi. Mahalle sakinleri, ‘ÇED gerekli değildir’ kararının iptali için İzmir İdare Mahkemesi’nde dava açmıştı. Bölge halkının referandum yaparak verdiği bu tepkiden sonra neler olacağı merak konusu.