İzmir'in Kınık İlçesi'nde yaşayan Ergün Sidal yaklaşık 1.5 yıl önce Tomurcuk Sidal ile dünya evine girdi. Çift 9 ay önce çocuklarının olacağını öğrenince büyük mutluluk yaşadı. Ancak Sidal çiftinin mutluluğu 13 Mayıs'ta yaşanan faciayla kara toprağın altında kaldı. Hamileliğinin son günlerinde eşinin ölüm haberini alan Tomurcuk Sidal, Bergama Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Faciadan üç gün sonra da, maden şehidi Ergün Sidal'in hayattayken isteği üzerine babasının adını taşıyan Durmuş bebek dünyaya geldi. Hayata babasız başlayan Durmuş bebek dün ailesi tarafından eve getirildi.

OĞLUMUN HAYALLERİ VARDI

Oğlunun katledildiğini savunan acılı baba Durmuş Sidal, "Ben oğlumun zalimler tarafından şehit düşürüldüğü madenden emekliyim. Ben çalışırken orayı devlet işletiyordu. Torunum babasız dünyaya geldi, babasını göremedi. Oğlumun hayalleri vardı, bana çok bağlıydı, benim arkadaşım gibiydi. Ölmeden önce bana, 'Baba ben çocuğuma senin adını taşıtmak istiyorum, ismi Durmuş olsun istiyorum' dedi. 'Küçük Durmuş geliyor' diye seviniyordu. Ama vahşi kapitalistler oğlumu yaşatmadı. Benim oğlum 13 Mayıs'ta zalimin zulmüne uğradı, 16 Mayıs'ta da torunum dünyaya geldi" dedi.

SEVDİĞİNE DOYAMADI

Celal Bayar Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Elektrik Bölümü, Açık Öğretim İşletme mezunu oğlunun madende elektrik sorumlusu teknisyen olanak çalıştığını ve henüz 1.5 yıldır evli olduğunu hatırlatan Durmuş Sidal, "Oğlum, aşkına, sevdiğine, eşine doyamadı. Biri açık öğretim diğer de iki yıllık olmak üzere iki üniversite bitirdi, bin 500 TL maaş alıyordu. Ama benim oğlumun yatak odasında para kasaları yoktu, ayakkabı kutuları da yoktu. Ben oğluma para da sıfırlatmadım. Emeğini alamıyordu ve ihmal yüzünden öldü" diye konuştu.

FACİA ÖNCESİ DİLEKÇE VERMİŞ

Oğlunun ölümünün ardından taziye için eve gelen arkadaşlarının anlattıkları karşısında şoke olduğunu bildiren Durmuş Sidal, "Faciada kurtulan arkadaşlarından duydum, oğlum olaydan günler önce uyarmış. 'Burada büyük bir facia olacak, buraya insanları almayalım' demiş. Dikkate almamışlar, o da bunu yazıya dökmüş ve dilekçe vermiş, yine dinlenmemiş. Ne denetim var ne de güvenlik, sadece kömür. İnsanlar para hırsına bürünmüş. Ben 20 yıl madende çalıştım, bizde böyle şeyler olmazdı. Ama bizim başımızdaki insan 'Önce emniyetini, kendini güvenceye al' derdi. Yeraltında elbette kaza, yangın olur ama orayı kapatırsın. Oraya girmezsin. Oğlum bazen bize çalışma ortamından söz ederdi, 'Baba burada çalışılmaz, ama kendimi geliştirmem, mesleğimin uzmanı olmam gerekiyor. Benim aslında 6 bin TL almam gerekiyor' diyordu" diyerek yaşananları bir kez daha gözler önüne serdi.

NE SÖYLEYEYİM

Günlerdir gözyaşı döken, torunun dünyaya gelmesiyle acısı biraz olsun hafifleyen Dudu Sidal da, "Ne söyleyeyim oğlumu alıp götürdüler. Oğlumu katlettiler. Çocuğumun birini verdik, birini aldık. Evladım, oğlunu göremeden hayatını kaybetti' dedi. Genç yaşta dul kaldıktan gün sonra ilk bebeğini kucağına alan Tomurcuk Sidal ise kimse ile konuşmuyor.