Soma'da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada, 301 madenci hayatını kaybetti. Türkiye'nin en büyük maden faciası, tüm vatandaşların hafızalarına acı olarak kazındı, ülke günlerce Soma'da yaşananlara kilitlendi, gözyaşı döktü, ailelerin acılarına ortak oldu.

Acının merkezi haline gelen Soma'da, facianın üçüncü yıldönümünde yine gözyaşı, hüzün,  kaybedilenlere özlem vardı. Faciada yaşamını yitiren madencilerin ailelerinin buluşma alanı, sabahın erken saatlerinden itibaren madenci şehitliği oldu. Resmi törenin saat 12.00'de başlayacağının duyurulmasına rağmen aileler, erken saatlerde kaybettiklerinin mezarlarına koştu. Kabirlerin başına çöken annelerin, babaların, eşlerin, çocukların, üç yıldır yüreklerinde biriken acı, gözyaşı olup şehit madencilerin mezarlarına aktı. Tamamen çimlendirilmiş olan şehitlikte, siyah mermerden yapılan madenci mezarları ile onları simgeleyen madenci üzerinde el fenerlerinin bulunduğu bölümler Türk bayraklarıyla donatıldı.


Çocuklar babalarının mezarında


Şehitliğe ilk gelenler de, şehit madencilerden Kazım Karaçoban'ın eşi Sevinç Karaçoban, kızı 6 yaşındaki Cansu Karaçoban, oğlu 7 yaşındaki Yunus Emre Karaçoban oldu. Çocuklar, şehit madenci babalarının mezarına çiçek bıraktı. Madencilerin meslektaşları da şehitliği ziyaret etti. Genel Maden İşçileri Sendikası'nın Zonguldak'ta görev yapan üyeleriyle, Maden İş Sendikası Genel merkezi ve Şoma şubesi yöneticileri, ayrı ayrı madenci şehitliğini ziyaret etti. Madenciler anısına Kuran'ı Kerim okundu, dua edildi.


Madenci şehitliğinde, mezarları ziyaret eden, çiçek bırakan ziyaretçiler, ailelerin onayıyla yapılan anıtı da inceledi. Facia günü ve sonrasındaki acıyı anlatan, madenciye özlemin tasvir edilen anıt önünde de ziyaretçiler fotoğraf çektirdi.


Gün boyunca anma etkinliği


Ailelerin bireysel mezarlık ziyaretlerinin haricinde, ilçede sendikaların, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının, valiliğin çeşitli etkinlikleri de olacak. Manisa Valiliği, Kaymakamlık, Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerinin ortaklaşa düzenlediği resmi anma etkinliği saat 12.00'de başlayacak, şehitlik ziyaret edilecek. Ayrıca, maden şehitleri için öğle namazı öncesinde Ulu Cami'de mevlit okutulacak, namaz çıkışı yemek verilecek. Kaymakamlık önündeki meydanda akşam saat 20.30'daki etkinlikte de yine madenciler için Kuran okunacak. Bunun haricinde, madenci aileleri ile onlara destek veren siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, saat 14.30'da Ege Linyit İşletmeleri önünde toplanıp önce Beşyol Kavşağı'ndaki madenci heykeline çiçek bırakacak, sonra ise Kaymakamlık önünde açıklama yapacak.

 

Acılarını satırlara döktüler


Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın üçüncü yıldönümünde, şehitlik ziyareti sırasında hüzün dolu anlar da yaşandı. Şehitlikte yatan babaları Ali Yüksel'in mezarını ziyaret eden 11 yaşındaki ikiz kardeşler Furkan Yüksel ile Betül Yüksel, acı dolu özlemlerini satırlara döktükleri mektuplarını babalarının mezarına bıraktı. Mektupları okuyan ziyaretçiler, gözyaşlarına boğuldu. Betül Yüksel ise ağlamaktan konuşamadı. Amcası Erhan Yüksel kardeş acısından gözyaşı döktü ve yeğeni adına konuştu. Erhan Yüksel, "Betül babasına olan özlemi yazdı, bu üçüncü mektubu oldu" dedi.


 

Adalet terazisi bıraktı


Madenci Ali Yüksel'in mezarını anneleri Ergül Yüksel'le ziyaret eden ikiz çocuklarından Furkan, üzerinde adalet terazisinin bulunduğu resmi bıraktı. Betül Yüksel ise, "Babam'a, babacığım seni çok seviyorum. İlk öncelikle bunu söylemek istiyorum. İyi ki benim babamsın. Seni küçük yaşta kaybettim ve hala eksikliğini yaşıyorum. Biliyor musun baba, okulda biri babasına sarılırken sen aklıma geliyorsun. Hep o an ağlamak istiyorum. Duygulanıyorum. Arkadaşlarım, ne oldu dediği zaman, aklıma bir şey geldi diyorum. Ama bu kimin suçu biliyor musun baba? Bu 301 maden şehitlerinin katilleri ne olursa olsun, affetmeyeceğim onları. Cezalarını çekmelerini istiyorum. Biraz da olsa acımız hafifleyecek. Çünkü babamın katillerinin hapiste olmasını istiyorum. Biliyorum bu biraz canice gelebilir ama onlar 301 maden şehidine kıyarken gözlerini kırpmadılar. Berat kandilinde, kimse babasız kalmasın. Babasızlık çok zor diye dua ettik. Ben bu acıyı yaşadım bu acıyı 301 maden şehidi yaşadı. Sensiz geçen 3 yıl oldu. 36 ay, 1095 gün oldu. Ve inan ki her gün yattığımda sana iyi geceler babam deyip yatıyorum. Başucumda fotoğrafların duruyor. İlk veli toplantısında bir arkadaşım 'Baban neden gelmedi' dedi. Yutkundum cevap veremedim. Babam gelmedi yok babam öldü diyemedim. Çünkü sen ölmedin, değil mi baba! O zamanda yanımızdaydın. Öğretmenlerin benim hakkımda ne dediğini duydun.  Merak etme derslerim iyi. 80-90 altında notum yok. Pilot olabilmek için çok çalışıyorum. Ve her adımı da atıyorum. Daha çok yaklaştığımı hissediyorum. İkinci dönemin sonunda takdir olacağım. Çok iyi bir okulda okuyorum. Babacığım gözün arkada kalmasın. Furkan'ı sorarsan çok iyi. Seni ziyaret gelirken onu da getiriyoruz. Çok mutlu oluyor. Bugün çok sakin bana hiç hırlamıyor. Furkan bugünlerde çok asabi. Bana çok kötü davranıyor ama ben sen üzülürsün diye pek kavga etmemeye çalışıyorum. Artık mezarlığa çok az kişi geliyor babam. Biz bir avuç insanız, mezarlığın o boş halini görünce üzülüyorum. Siz bu 301 kişiyi nasıl unutabiliyorlar. Seni çok seviyorum. Çok konuştum yine özür dilerim. Seni hepimiz çok özlüyoruz. Pilot olacağım ve senden pilot bir kızı var diye bahsedecekler. Seni çok seviyorum. Babam. Seni çok seven kişi Betül Yüksel" satırlarının bulunduğu mektubu bıraktı. Anne Ergül Yüksel de, sadece acı yaşadıklarını söyledi.


Sadece acı hissediyorum


Madenci şehitliğini ziyaret edenlerden biri de Cemile Çiftçi oldu. Oğulları Yılmaz Çiftçi ve Ali Çiftçi'yi madene kurban veren Cemile Çiftçi, "Üç yıldır yaşamıyorum. Neler yaşadığımı kimse bilemez. Sadece acı hissediyorum. Acıyla başbaşayım. Kimse bizi anlamıyor. Birde yargılama süreci bizleri çok yıprattı. Özellikle sanık avukatlarının burana anneler evlatlar demeden yaptıkları konuşmaları bizlere çok yarılıyor" dedi.

Madende can veren iki işçinin ablası Meryem Ersoy da gözyaşı döküp yaptığı konuşmasında, "İlk başlarda şaka sanıyordum. Gelirler gibi geliyordu ama üç yıl oldu ve artık onlar yoklar hiç olmayacaklar. Bunu bilmek çok acı. Ben onlara berşey olursa yaşayamam diyordum ama üç yıldır yaşıyorum. Yılmaz öldüğü zaman eşi 8 aylık hamileydi, şimdi çocuğu dünyaya geldi onu hiç göremedi, en acısı da bu oldu.

Aydın Kırmızı da Ordu'dan Soma'ya gelip madende can veren dayısı Hüseyin Avkas ile kuzeni Ferhat Avkas'ın mezarını ziyaret etti.


Sorumlular cezalandırılsın


Madende can veren babası Yüksel Cangül'ün Beyce Köyü'ndeki mezarından sonra maden şehitliğini de annesiyle ziyaret eden 12 yaşındaki Emircan Cangül, faciada sorumluluğu bulunanların da cezalandırılmasını istediğini söyledi. Emircan Cangül, büyüyünce öğretmen olmak istediğini de ifade etti.


Doğum sayesinde kurtuldu


Mezarlığı ziyaret eden Kader Çiçek ise facia günü yaşadıkları ilginç olayı anlattı. Doğum yapacağı için eşinin yanında olmasını istediğini söyleyen Kader Çiçek, "Eşim isteğim üzerine izin alıp gitmedi. Böylelikle madence ölmekten kızım sayesinde kurtuldu. Bende şimdi kızım Fatma nuir ile mezara gelip ziyaret ediyorum" dedi.