Ara karar verecek olan mahkemeye taleplerini sunan ailelerin avukatlarından ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, şirketin istediği TKİ'nin onayladığı havalandırma projelerinin ek maliyetlerden kaçınıldığı için yapılmadığını, ocakta havalandırma kapanının oluştuğunu, S panosundaki 269 kişinin bu nedenle hayatlarını kaybettiğini iddia etti. Kozağaçlı, daha sonra Havalandırma Baş Mühendisi Fuat Ünal Aydın'ın, 269 kez olası kastla ile projeyi takip etmekle görevli TKİ mühendisleri Adem Ormanoğlu ve Efkan Kurt'un ise bilinçli taksirle ölüme neden olmaktan yangılanmalarını talep etti.

Soma'da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada, 301 madencinin yaşamını yitirmesi ardından başlatılan adli soruşturmada, haklarında, 'Olası kastla öldürme', 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma', 'Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 46 sanığın yargılanmasına, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde kaldığı yerden devam edildi.

Somalı işçilerin aileleri ve onlara destek veren sivil toplum kuruluşu üyeleri, Gar önünde toplanıp duruşmanın yapılacağı salona kadar yürüdü. Aileler adına burada yapılan açıklamada, “Soma'yı unutursak kalbimiz kurusun dedik. Somayı hiç unutmayacağız. Unutturmayacağız. Soruna kadar takip edeceğiz" denildi. Polisin arama noktasından geçen aileler, ellerinde bulunan ölen yakınlarına fotoğrafları ise duruşma salonunun önünde, 'Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi, duruşma salonu' yazan tabelanın altına bıraktı. Aileler, duruşmayı izlemek üzere salona girdi.

AİLELERİN AVUKATLARI TALEPLERİNİ SUNDU

Yoklamayla başlayan duruşmada, ilk olarak hakim Esra Dokur, mahkemeye sunulan dilekçeleri ve gelen belgeler hakkında bilgi veren yazıyı okudu. Ardından söz alan Cumhuriyet Savcısı Oğuz Köktan, mağdur ailelerin katılıp taleplerinin kabul edilmesini, sanıkların, tutukluluk hallerinin devam etmesini talep etti. Ardından sırayla söz alan ailelerin avukatlarından Denizer Şanlı, olayın ocaktaki problemlerden yaşandığını, Alp Gürkan için yürütülen soruşturmada üç kez savcı değişikliği olduğunu anlattı. Şanlı ayrıca, geçen duruşma salıverilen sanıklardan Yasin Kurnaz ile Hilmi Kazık için yaptıkları itirazı, Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nin hiç değerlendirmeye almadan reddettiğini bu nedenle Anayasa Mahkemesi'ne konuyu götüreceklerini söyledi.

Avukat Can Atalay ise çok güvenli bir şekilde ocaktaki keşfe katıldıklarını, ancak o güvenli ortamda dahi burada şartların ne kadar zor olduğunu gözlemlediklerini ifade etti. Can Atalay, tutuklu sanıkların savunmaları için cezaevinde bilgisayar kullanma taleplerine de olumlu yaklaştı ve izin verilmesini istedi.

Avukatlardan söz alan ÇHD Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı ise uzun bir sunumda bulundu. Ocağın baştan beri gelişimiyle ilgili gelişmeleri tek tek anlatan Selçuk Kozağaçlı, bu süre içerisinde şirketin, havalandırma yönünden yaptığı plan değişiklikleri hakkında bilgi verdi. Ocakta yaşanan faciada 269 kişinin can verdiği S panosundaki ölümlerle ilgili de önemli iddialarda bulundu. S panosuna daha iyi hava akımını sağlayacak olan havalandırma revize planının, 11.5 ile 20 milyon TL'ye mal olacağını, şirketin bu bölgeden 85 milyon TL gelir beklediğini aktaran Selçuk Koçağaçlı, ancak masraftan kaçıldığı için bunun yapılmadığını öne sürdü. Kozağaçlı, ocak içinde havalandırma kapanı oluştuğunu savunup, “S panosundaki işçiler, bu ihmallerden dolayı hayatlarını kaybetti. Ocakta kimin ihmali olursa olsun. Olaya, yangın, patlama her ne neden olursa olsun. O 269 işçi bu havalandırma projelerinin yapılmamasından dolayı hayatlarını kaybedecekti. Onun için, burada o revize planı yapmayanlar sorumlu" dedi. Selçuk Kozağaçlı daha sonra da, 'bilinçli taksirle ölüme neden olmak' suçundan tutuksuz yargılanan Havalandırma Baş Mühendisi Fuat Ünal Aydın'ın 269 kez 'olası kastla' ile projeyi takip etmekle görevli TKİ mühendisleri Adem Ormanoğlu ve Efkan Kurt'un ise 'Taksirle ölüme neden olmak' yerine 'bilinçli taksirle ölüme neden olmak' suçlamalarından yangılanmalarını talep etti. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, avukatların ve sanıkların taleplerini, almayı sürdürmek üzere duruşmaya ara verdi.

CAN GÜRKAN İŞÇİLERİ SUÇLADI

Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 6'sı tutuklu 46 sanıklı davanın öğleden sonraki bölümünde, aralarında tutukluların da bulunduğu sanıklarını savunmalarının alınmasına geçildi. İlk sözü Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, aldı.

Olaydan sonra şirketlerinin dev bir linç kampanyasına uğradığını ileri süren Gürkan, “3 bin çalışanımızla, şirketi ayakta tuttuk. Eğer şirketi ayakta tutmasaydık. Bugün, o ocak kapanacaktı. Olay yerine gidemeyen bilirkişilerin olmayan suçlamalarıyla, yargılanacaktık. Ama bu şirket ayakta kaldı. Yargılanmamız sürüyor. Bu maden bu kadar güvensizdi de, neden o zaman bu kadar insan çalışmak istedi? İki yıldır olay için kömür yangını diyorlar, bunun öyle olmadığı, yeni bilirkişi raporunda ortaya çıkacak. Ama ailelerin avukatları, gerçeğin ortaya çıkmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Dünyada benzeri olmayan bir kavga ve avukatlar, hakkımda çok yalan söylüyorlar" dedi.

Olayla ilgili delil kararttıklarına yönelik suçlamaları da kabul etmediklerini, kendilerinin araştırma istediğini savunan Can Gürkan, mahkemede ifade veren işçilerine yönelik de suçlamada bulundu. Can Günkan, “Aileler sanal gerçekliklerle kandırıldı. Ben de bu olayda artık 'kasıt' olduğuna da inanmaya başladım. Çünkü mahkemeye gelen herkesin yalan söylediğini gördüm. Belki olayı saklamaya çalıştılar. Ben olayın gerçek nedeninin saklandığına inanıyorum. Maske, eğitim herkes farklı konuştu. Bize en büyük suçlamayı yapan işçinin burada tekrar dinlenmesini istiyorum. Çünkü, savcıya verilen ifadelerle, buradakilerin farklı olduklarını gördük" dedi. Can Gürkan ayrıca, geçen şubat ayında kaza yerine gidip inceleme yapan bilirkişilerin de, itibarsızlaştırmaya çalışıldığını savundu.

TUTUKLULUĞUM ARTIK İNFAZA GİRİYOR

Zaman zaman açıklamalarına ailelerin tepki gösterdiği Can Gürkan, iş güvenliği konusunda hiçbir talebe olumsuz yanıt vermediğini, iki yıldır sıfır delille olası kast suçuyla yargılandığını ifade etti. Can Gürkan daha sonra, “Hiçbir delil olmadan hakkımda ithamlar var. Benim tutukluluğumun devam etmesi, artık infaza giriyor. Ben adil bir yargılama istiyorum. Hem bile bile insanları ölüme götüren birisi olacağım, hem de koşa koşa gelip Soma'ya teslim olacağım. Hukuken benim sorumluluğum olmayan konulardan yargılanıyorum. Hiçbir illiyet bağı yok. Kaza riski hiçbir zaman göze alınmaz. Ben ocakta hiçbir riski öngörmüyordum. Tutuksuz yargılanmak istiyorum" dedi.

BİLİRKİŞİLER BENİ NEYLE SUÇLAYACAK MERAK EDİYORUM

Can Gürkan'dan sonra söz alan Soma Kömür İşletmeleri Genel Müdürü Ramazan Doğru, şirketteki sorumluluk alanlarını, nasıl çalıştığını anlattı, ilk bilirkişi raporunu kabul etmediğini söyledi. Kendisini daha iyi savunmak için tahliye edilmeyi de talep eden Ramazan Doğru, “Ben yeni bilirkişi raporunu bekliyorum. Benimle ilgili ne suçlamada bulunacak merak ediyorum" dedi.

Diğer sanıklardan Akın Çelik, ocakta ne yaşandığını çalışanlarının bildiğini ileri sürdü. Üretim baskını suçlamalarını kabul etmeyen İşletme Müdürü İsmail Adalı, madende 30 köylüsünün çalıştığını bunlardan 15'inin akrabası olduğunu, güvensiz olsa çalışmalarına izin vermeyeceğini anlattı. Ertan Ersoy, bant tamburlarının yanıp yanmayacağının incelenmesini bunun için deneme yapılmasını mahkemeden talep etti. Mehmet Ali Günay Çelik ise elektrik kablolarının yer üstüne çıkartılıp incelenmesi istedi.

Duruşmaya ara karar için ara verildi.