Mesleğe 10 yaşında çırak olarak başladığını belirten Ayhan Öztürk (48), "En sıhhatlisi bakır. Alüminyum kaplar sağlıklı değil. Bir süre sonra bu mesleği yapacak kimse kalmayacak. Bakırı döverek şekil veren ustalardan ilçemizde az sayıda kişi kaldı. Müşterilerimizin büyük bölümü, dağ köylerinden gelen insanlar ve çiftçiler. Bu mesleği bırakabileceğim hiç kimsenin olmaması beni üzüyor" dedi.

Kalaycılık dili

Kalaycılık ve bakırcılık Kavaklıdere ilçesi ile o kadar özdeşleşmiş ki, mesleklerini yaşatmaya çalışan son ustalar kendi aralarında 'kalaycılık' dili dedikleri bir dille konuşuyor. Muğla Kültür ve Turizm Müdürlüğü internet sitesinde yer verilen kalaycı dilinde, bakıra 'palle', müşteriye 'metrek', paraya 'nezilli', 1 yerine 'sama', 2 yerine 'kulak' deniliyor.

Kalaycı ve bakırcıların kullandığı dildeki bazı kelimeler ve karşılıkları şöyle; "Cimitçi-öğretmen, partal-elbise, mazın-silah, sürtmek-yemek, içmek, manigadı-köpek, tünemek-yatmak, uyumak, yanbol-polis, asker, çeklemek-bakmak, dibo-yok, tuna-çok, yıkım-iyi, güzel, kös-kötü, çirkin, sarıgenek-altın."