Bodrum İlçesi'nde yaşayan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi eski müdürü Oğuz Alpözen, Dereköy'de 2005 yılında açtığı 'Alpözen Sanat Evi'ni içindekilerle birlikte 1 milyon liraya satılığa çıkardı. Alpözen, satılık levhası astığı sanatevi için, "Burası Bodrum'a fazla geldi. Emekli olup Türk kültürüne, tarihine hizmet etmek istedim. Geçirdiğim soruşturmalardan, mahkemelerden yoruldum. Uzatmaları oynuyorum. O nedenle burayı içindekilerle satıp, Bodrum'un merkezine yerleşeceğim" dedi.

31 Mayıs 1968 yılında Bodrum Kalesi'nde göreve başlayan Müze Müdürü Oğuz Alpözen, bu görevinden 37 yıl sonra 31 Mayıs 2005 tarihinde emekliye ayrıldı. Evli ve üç çocuk babası 72 yaşındaki Alpözen aynı yıl mimarlığını Ahmet Berk'in yaptığı, Bodrum'un Gümüşlük Beldesi sınırlarında kalan Dereköy'de, zemin üstünde iki ve altında beş kat olmak üzere toplam yedi kattan oluşan 240 metrekarelik Alpözen Sanat Evi'ni açtı.

250 metrekarelik arsa üzerine yapılan, Burdur'un Gölhisar ilçesi İbricik Köyü'nden getirilen taşlarla döşenen ve dış cephesinde Atatürk, ay yıldız, Osmanlı tarihini yansıtan bayrak ve amblemler, balık, yengeç, deniz kaplumbağası, deniz yıldızı, deniz atı, karides, ahtapot gibi deniz canlılarının toplam 72 kabartması bulunan üçgen şeklindeki Alpözen Sanat Evi'nin önüne 'Satılık' tabelası asıldı.

Alpözen, yaptığı açıklamada, sanatevinde çoğunluğu Ege'den olmak üzere Anadolu'nun çeşitli yörelerinden toplanan, son yüzyılda günlük yaşamda sıkça kullanılan Türk ve Osmanlı objelerin yer aldığını söyledi. Seminer, konferans ve paneller için mini bir salon, Atatürk fotoğraflarının ve kitaplarının bulunduğu bir oda, meslek yaşamında aldığı onlarca plaket ve ödüllerin sergilendiği köşe, kütüphane ve mini kafeteryayı da kapsayan sanatevini satmaya kararlı olduğunu belirten Alpözen, "Sanatevinde geçmişten günümüze kadar kullanılan eski kapı anahtarlarından, şamdanlıklar, mumluklar, halı ve kilimler, havanlar ve ütülere kadar pek çok şeyi bulabilirsiniz. En büyük ilgiyi ise 1'inci Dünya Savaşı'ndan kalma, İngiliz savaş gemilerinin kullandığı ve 1 metre yarı çapındaki mayın çekiyor. Biz bu mayını odun soba olarak kullandık. Bu soba sanatevini çok rahat ısıtıyor" dedi.

Toplam 140 soruşturma

Sanatevi ile tarihin yaşamasını sağlamayı arzu ettiğini dile getiren Alpözen, "Danimarka Kraliçesi beni şövalyelik ile onurlandırırken, ülkemde emekli olduktan sonra 24, toplamda da 140 soruşturma geçirdim ve hepsinden aklandım. Burası Bodrum'a, Dereköy'e fazla geldi. Emekli olup Türk kültürüne, tarihine hizmet etmek istedim. Geçirdiğim soruşturmalardan mahkemelerden yoruldum. Uzatmaları oynuyorum. O nedenle burayı içindekilerle satıp, Bodrum'un merkezine yerleşeceğim" dedi.

Umarım yaşatacak biri satın alır

33 yıllık hayat arkadaşı Gülşen Alpözen ile birlikte yaşamının bundan sonraki bölümünü eğitim ve kültür ve etkinliklere adayacağını belirten Alpözen, "Ömrümün üçte ikisini Türk su altı arkeolojisine, su altındaki dünya hazinelerimizin gün ışığına çıkarılıp, tarihimizin, kültürümüzün doğru ve en iyi bir şekilde dünyaya tanıtılmasına adadım. Yaptıklarımın yapılması gerekenlerin sadece binde biri olduğuna inanıyorum. Ulu Önder Atatürk'ün bizlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti tarih, kültür ve doğa güzellikleri ile inanılmaz bir zenginliğe sahip. Meslek yaşamımın büyük bölümünde bu zenginliğin farkına varamayan, üzerinde yaşadığı toprakların kıymetini bilemeyen kafalarla mücadele etmekle geçti. Sualtı arkeolojisine her alanda hizmet etmeye yeni arkeologların yetişmesine yardımcı olmaya devam edeceğim. Alpözen Sanat Evi, tarih, kültür ve sanat toplantılarının yapıldığı, önemli eserlerin sergilendiği genç tarihçilerin istedikleri araştırmaları yapabileceği, yurdumuzun toprak ve su altında kalan ve yeni bulunacak değerlerini ortaya çıkarmakta yardımcı olacak bir merkez halinde yılın on iki ayı hizmet veriyor. Umarım burayı seven benimseyen ve yaşatacak biri satın alır" dedi.