Çevresinde sempatik kişiliğiyle tanınan ve yıllardır Bodrum’da sakin bir hayat süren Akter’in esrarengiz ölümü, 1987’de “polis-mafya-siyaset” ilişkilerini açığa çıkaran ve büyük ses getiren Birinci MİT raporunu akla getirdi. Raporu hazırlayan ekipten Ferdi Tamer de 1990’da öldürülmüştü.

Bodrum Yalıkavak’ta Salı günü bir evden silah sesleri geldi. Komşuların ihbarı üzerine gelen jandarma 63 yaşındaki Haluk Akter’in cansız bedenini, banyodaki küvetin içinde bulundu. Akter’in ensesiden 3 kurşunla öldürüldüğü anlaşıldı. Akter’in Bodrum’daki cenaze törenine 8 yıl önce boşandığı eşi Seyhun Güleç, İngiltere’de yaşayan kızı Aysim Akter ve komşuları katıldı.


Sarışın kadın aranıyor

MİT’ten de yardım alan jandarma, Akter’in eski eşi Güleç’in de aralarında bulunduğu 12 kişinin ifadelerine başvurdu. Akter’in olaydan bir gün önce evine birlikte geldiği, yakındaki bir marketin güvenlik kamerası görüntülerinden saptanan biri sarışın iki kadının arandığı bildirildi. Akter’in sahibi olduğu güvenlik şirketindeki A. adlı ortağının da arandığı öğrenildi. Uzun süredir yalnız yaşayan Akter’in, yaklaşık bir aydır zaman zaman birlikte görüldüğü bir kadına da ulaşılmaya çalışılıyor.


2000’e Doğru haber yaptı

Akter, 1987 yılında hazırlanan ve kamuoyunda günlerce tartışılan MİT raporuna alt düzeyde bilgi toplayan isimlerden biriydi. 1987 yılında ortaya çıkan MİT raporu, ‘’Polis-mafya-siyaset’’ ilişkilerini gündeme getirmiş kamuoyunda bomba etkisi yaratmıştı. MİT Arşiv-Sorgu Müdürü Ferdi Tamer ile Haluk Akter’in, o dönem raporla ilgili telefon konuşmaları 2000’e doğru Dergisi’nde yayınlanınca soruşturma başlamış, bu kişiler MİT’ten uzaklaştırılmıştı. Daha sonra raporu yazan MİT görevlisi Mehmet Eymür’ün yanı sıra, Hiram Abas ve Korkut Eken de görevden uzaklaştırılmıştı. Ferdi Tamer ise MİT’ten emekli olduktan sonra İstanbul Üsküdar’da önce bir manav ardından da tüpgaz bayii açmış, 18 Aralık 1990 günü de dükkanında uğradığı saldırı sonucu öldürülmüştü. Tamer’den sonra aynı rapora çalışan Akter’in de esrarengiz bir cinayete kurban gitmesi soru işaretlerine yol açtı. Öte yandan son 5 ayda ölen MİT’çi sayısının da 6’ya yükselmesi dikkat çekti.


Ünlü MİT raporu

Kamuoyunda 1’nci MİT raporu olarak bilinen, “Banker Bako Olayı, Polis İçindeki Çekişme ve Yeraltı - Polis - Kamu Görevlileri İlişkileri” isimli istihbarat raporu 1987 yılında uzun süre gündemde kalmıştı. Raporu hazırladığı belirtilen Mehmet Eymür‘ün kendi internet sitesinden yaptığı şu yorum dikkat çekiyor: “İstihbarat raporu o tarihte sadece raporu kaleme alan ve rapora sahip çıkanların başını yedi. Hiç kimse raporda yazılanların doğruluğu araştırmadı, hiç bir yetkili raporda yazılanlarla ilgili tedbir almadı. Raporda suçlanan isimlerin bir çoğu, etkin ve önemli mevkilere getirildiler. Sistem doğrudan yana işlemedi. Neticede “Susurluk’u”, “Banka Soygunlarını”, bitmek tükenmek bilmeyen “yolsuzlukları” hep birlikte yaşadık, yaşıyoruz. Sonuçta bu raporun kaleme alınmasından 14 yıl sonra değişen çok fazla bir şey yok. Sadece oyuncular ve yöntemler değişti, sahne yine aynı sahne.”


5 ayda 6 MİT’çi

- Emekli MİT çalışanı Semra Maliş de (55) 22 Ekim 2010’da İstanbul Bostancı’da oturduğu 7. katın balkonundan atlayarak yaşamına son verdi. Maliş’in psikolojik tedavi gördüğü açıklandı.

- Kocaeli Şube Müdürü Ahmet Süreyya Kasım 2010’da yaşamını yitirdi. Süreyya’nın büyük olasılıkla kalp krizi geçirdiği ifade edildi.

- Manisa’da gençlerin kavgasını ayırmaya çalıştığı öne sürülen MİT çalışanı Adnan Kılıç da aynı tarihlerde bıçaklanarak öldürüldü.

- Ankara’da da bir MİT görevlisi evinde ölü bulundu.