Yırca'da köylülerle birlikte fidan diken, zeytin ağaçlarıın kesilmesiyle ilgili yaşananlara değinen TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, köylüyü darp eden güvenlikçilerin değil bu emri verenlerin peşinde olduklarını söyledi. Üç tane güvenlik görevlisini günah keçisi gibi sembolik olarak getirip, "Buyurun getirdik, yargılayın' diyorlar. O özel güvenliğe, kim bu insanlara 'Vurun, gaz sıkın ve kelepçeleyin' dedi. Biz onların peşindeyiz" dedi.

Zeytinden ekmeğini çıkarmaya çalışan ve ağacına sarılarak 'kesmeyin' diye mücadele eden ve tüm ülkeyi de bu sayede bilinçlendiren Yırca köylülerine teşekkür eden Feyzioğlu, "Elimizde bir yürütmeyi durdurma kararı var. Bu yürütmeyi durdurma kararının alınmasında dönemin Ankara Barosu yönetiminin çok büyük katkısı var. Yürütmeyi durdurma kararından sonraki süreç çok önemli ve bu durumdan dersler çıkarılmalı. Bu çevre katliamının yapılacağını biz, Danıştay içtiadını değiştirip, baroların çevre davalarında 'ehliyeti yoktur' denmesiyle anladık. Danıştay, neredeyse 20 yıldır değişmeden 'barolar doğrudan müdahale edebilir, değiştirebilir' dediği yaklaşım ve kararını bir anda, yeni Danıştay denilen yapılanma zamanında değiştirip, 'hayır barolar sadece avukatlıkla ilgili işlerde dava açabilirler' diye daralttı. Bu durum anayasaya aykırı. Çünkü, anayasada bütün vatandaşların kurumların çevreyle ilgili dava açma hakkı açıkça yazıyor. Baroların hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını koruma, kollama görevi var" açıklamasını yaptı.

KARARIN TEBLİĞİNDEN BİR GÜN ÖNCE ZEYTİN AĞAÇLARINI KESTİLER

Söz konusu davanın açılmasının üzerinden çok uzun süre geçmesine rağmen karar verilemediğine de dikkati çeken Feyzioğlu, "Etraf askeri tip telle çevrildi ve sonunda karar çıktı. Ne tesadüftür ki yazılan ve çıkan kararın tebliğinden bir gün önce, burada 6 bin zeytin ağacını yok ettiler. Bu durumun tesadüf olduğuna bizi hiç kimse inandıramaz. Bu kararın içeriğini öğrendiler ve yangından mal kaçırırcasına yürütmeyi durdurma kararından zeytin ağaçlarını kaçırırcasına kestiler, yok ettiler. Birde diyorlar ki dağ, taş zeytindir. 'Her yere zeytin diktik ağaç diktik geride şu kadar var' dedi. Birisi de çıkıp, '301 madenci orada öldü ama geride 76 milyon daha var' dese, 'Bu ne' dersiniz. Ben de şimdi size, 'Geride, şu kadar milyon zeytin ağacı var' cümlesine, aynı şeyi söylüyorum. Zeytin de candır, 76 milyon insanı doyuran bir candır, üstelik hazinedir" dedi.


AVUKATINA SAHİP ÇIKKİ HAKLARINA SAHİP ÇIKILABİLSİN

Yırca'daki köylülere hukuki destek sağlayan Manisa Barasu avukatlarından Hasan Namak'ın termik santral kurmak isteyen şirketin özel güvenlik görevlileri tarafından tartaklanmasına da değinen Feyzioğlu, şunları söyledi: "Bu arkadaşlarımız burada kendi zeytinlerini, kendi mülklerini korumuyorlar. Avukat arkadaşlarımız burada başkalarının hakkını koruyor. Şunu artık herkesin anlamasını istiyorum. Bir avukata el uzatıldığında, hakkı, hukuku yendiğinde bilin ki, milyonlarca insanımız bilsin ki aslında vatandaşın hakkına, hukukuna el uzatılıyor. Bir avukat yerde sürüklendiğinde ters kelepçelendiğinde, sus, konuşma denildiğinde bilin ki bir milletin konuşması yasaklanıyor ve bir millet ters kelepçeleniyor. Tüm toplumumuza sesleniyorum, avukatına sahip çık ki haklarına sahip çıkılabilsin. Avukat, vatandaşın hakkını koruyan kişidir."