Söz konusu santraller, Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ)'den alınıp Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na 22 Ağustos 2013 tarihinde bağlandı. 31 Aralık 2016 tarihine kadar özelleştirilmelerine yönelik kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasının ardından bu işçilerin örgütlü olduğu sendikalar, 17 Eylül 2013'te eylem başlattı. Yatağan Termik Santrali önünde, direniş çadırı kurdular. Burada 24 saat nöbet tutarak, bayramlarını bile geçirdiler. Yetkililerin kendilerini görmesi için tabuta girdiler, 600 metre râkımlı Sodra Dağı'na çıktılar. Özelleştirmeye karşı il genelinde başlattıkları kampanyada topladıkları 50 bin imzayı yetkililere sundular. Birçok sivil toplum kuruluşu, siyasi partiler ve vatandaşların desteğini aldılar. Nihayet Ankara’ya yürüdüler. 200’den fazla maden ve enerji işçisi Aydın, Uşak ve Afyonkarahisar'dan yürüyerek üç günde Ankara’ya ulaştı. İlk olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın kapısına baretlerini asarak tepkilerini dile getirdiler. Ardından TBMM’ye yürüyerek, özelleştirmeyle ilgili dosyaları siyasi partilerin grup başkan vekillerine teslim ettiler ve görüş alışverişinde bulundular. Daha sonraki aşamada AK Parti il ve ilçe başkanlıklarına yürüyerek haklarını aramaya çalıştılar. Bu sırada polislerle çıkan arbedelerde 22 işçi, yaralanarak çeşitli hastanelerde tedavi altına alındı. Yaklaşık 5 bin kişinin çalıştığı bu kurumların işçileri, 24 Ocak 2014'te Yeniköy ve Kemerköy ile 10 Şubat 2014 tarihinde Yatağan termik santrallerinin özelleştirme ihalesi gününe kadar direnişe devam edeceklerini açıkladı.

Tes-İş Sendikası Şube Başkanı Fatih Erçelik, hükümetin işyerlerini, emeklerini ve geleceklerini özelleştirmeye çalıştığını öne sürerek, "Kamu malımız olan santral ve kömür ocaklarımızı teslim etmeyeceğiz. Hükümet, her türlü demokratik ve meşru hak arayışına, vatandaştan yükselen tepki çığlıklarına kulaklarını tıkamakta ve kendi bildiğini okumaya devam etmektedir. Yaklaşık bir yıldır sürekli eylemdeyiz. Siyasi iktidarın bizi görmesi ve duyması için bugüne kadar her türlü demokratik ve meşru eylemleri gerçekleştirdik; 50 bin imza topladık, tabutlara yattık, dağlara çıktık, Ankara'ya yürüdük, halkımızdan ve yerel siyasilerden destek istedik. Haklı olduğumuz ve mücadeleye devam etmemiz konusunda Yatağan'da, Milas'ta, Muğla'da, tüm ülke sathında çığ gibi büyüyen bir destek aldık. Bunlardan sadece AKP Muğla İl Başkanı bizi muhatap almadı." dedi. Enerji ve maden işçileri adına sıkıntılarını dile getirmek ve hükümete iletmeleri için görüşme talep ettiklerini anlatan Erçelik, "Ancak bu talebimize yanıt bile verilmedi. Termik santral ve kömür işletmeleri nedeniyle tarımdan uzaklaşan ve ölümcül hastalıklara yakalanan bölge halkı, hangi siyasi partiye oy verirse versin 7'den 70'e özelleştirmeye karşıdır." ifadelerini kullandı.

Direniş çadırında işçilere köy halkı adına destek veren Eskihisar Köyü Muhtarı Mehmet Kaya ise santraller ve kömür ocakları için üç kez yerleşim yerlerini değiştirdiklerini belirterek, "Mezarlıklarımızı taşıdık, zehirli havayı soluduk. Tarlamızdaki ürünlerimizden verim alamadık. Göç verdik, bedel ödedik, yeri geldi ailelerimiz dağıldı, sesimizi çıkarmadık. Tüm bunları, santraller ve kömür ocakları devletin kurumları, devletimize gelir getiriyor diyerek sineye çektik, katlandık ama şimdi onları birilerine peşkeş çekmeye kalkıyorlar. Köylülerimiz, bu direnişte enerji ve maden işçilerinin yanındadır." şeklinde konuştu.