Ortaca İlçesi Terzialiler Mahallesi Açık Sebze Pazaryeri'ndeki bir kahvehanede 12 Mart 2012 tarihinde bilinmeyen bir nedenle çıkan tartışmada iddiaya göre İbrahim Dal, Ortaca Belediyespor Voleybol Takımı oyuncusu Çağrı Aydoğan'ı, tabancayla iki el ateş edip yaraladı. Ambulansla Ortaca Devlet Hastanesi'ne kaldırılan ve ilk müdahalenin ardından Muğla Üniversitesi Sıtkı Koçman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen genç voleybolcu, buradaki müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Önce Suriye'ye gitmiş

Olayla ilgili soruşturma başlatan ve katil zanlısının peşine düşen polis ekipleri, İbrahim Dal'ın, yasadışı yollarla Suriye'ye geçtiğini oradan da Irak'ın kuzeyine gittiğini tespit etti. Bunun üzerine polis, İnterpol Daire Başkanlığı ile irtibat kurup, kati zanlısının yakalanmasını istedi. İnterpol'ün düzenlediği baskın sonucu İbrahim Dal, kaldığı Birleşmiş Milletler kampında yakalandı. Gözaltına alınan Dal, Şırnak'ın Silopi İlçesi'ndeki sınır kapısında Türkiye'ye teslim edildi. Buradaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen cinayet zanlısı İbrahim Dal, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Dal'ın ilerleyen günlerde Fethiye F Tipi Cezaevi'ne nakledileceği ve yargılanmasına Muğla'da devam edileceği belirtildi.


Ailesi, nedenini bilmek istiyor

Öte yandan ölen genç voleybolcunun ailesi hala olayın nedenini bilmediklerini belirterek, aydınlatılmasını beklediklerini söyledi. Şüphelinin yakalanıp tutuklanmasını değerlendiren acılı anne 48 yaşındaki Akibe Aydoğan şunları söyledi:
"Oğlumun kanı yerde kalmadı. Ancak olayın üstünden 10 ay geçti, bu süre bizim için çok geç. Katil zanlısıyla yüz yüze konuşmak isterim. Şu an her şey bizim için kapalı bir kutu. Ölen ve bir vuran var, sebep yok. Bizi aydınlatan yok. Bizim çocuğumuzu oraya çektiler ve oğluma bir tuzak kurulduğunu düşünüyorum. Katilin de bir tetikçi olduğunu düşünüyorum. Oğlum katili tanımaz, katil de oğlumu. Aralarında husumet yoktu, neden öldürdü?"

'İşin içinde başka iş var'


Baba 54 yaşındaki Ekrem Aydoğan da, yakalama sürecinin çok uzun olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Katilin yakalanması için başvurmadığım yer kalmadı. Ben katilin yakalandığına sevinmiyorum. Çünkü benim canım gitti. Ülkemizdeki kanunlarını hepimiz biliyoruz. Ne yatar ne çıkar bilmiyoruz. Oğlumu niye öldürdü, bu benim için soru işareti. Benim tek derdim kavgayı çıkartanlar sokaklarda elini kolunu sallaya sallaya dolaşırken, benim oğlum öldü. Ben bu işin içinde başka bir iş olduğuna inanıyorum. Sonuç olarak katil yakalandı ama biz karmakarışık duygu içerisindeyiz."