Antik çağ coğrafyacısı Strabon'un 'Geographika' eserinde 'Yanık Ülke' olarak tanımladığı Kula-Salihli Volkanik Jeoparkı'nda, tarih boyunca meydana gelen volkanik patlamalar sonucu akan lavların oluşturduğu 2320 kilometrekarelik saha, akademisyenlerin ve öğrencilerin ilgisini çekiyor. Volkan konileri ve sönmüş lav kalıntılarını gezerek inceleme fırsatı bulan bilim insanları, öğrenciler ve öğretmenler, taşlardan örnekler de toplayabiliyor.

80 koni bulunuyor

Jeopark Belediyeler Birliği Turizm ve Eğitim Sorumlusu Ali Karataş, bilimsel tespitlere göre 1 milyon 200 bin yıl ila 10 bin yıl öncesine kadar Kula ve çevresinde çok sayıda volkanik patlama olduğunu, bölgede lav kalıntıları ile irili ufaklı 80 volkan konisi bulunduğunu söyledi. Bölgenin, sadece turistlerin değil coğrafya ve yer bilimleri alanında çalışma yapan akademisyenlerin ve öğrencilerin de ilgisini çektiğini dile getiren Karataş, "Bundan 8-9 yıl önce bölgeye gelen ziyaretçi sayısı 8-9 bin civarındaydı. Bu yıl ekim ayı itibarıyla yaklaşık 90 bin ziyaretçiye ulaştık. Bu ziyaretçilerin büyük çoğunluğunu da öğrenciler oluşturuyor." dedi.

Görerek öğreniyorlar

Karataş, bölgeye 10 ayda 60 bin civarında öğrencinin geldiğine dikkati çekerek, "Bunların çoğunluğunu da üniversitelerin coğrafya bölümleri oluşturuyor. Ancak içinde bulunduğumuz yılda, artan bir şekilde lise, ortaokul ve hatta ilkokul öğrencilerinin de geldiğini görüyoruz. Bunun sebebi de 4. sınıfta kayaçlar konusu müfredatta yer alıyor. Bunun için birçok öğretmen, açık derslik olarak görülen bu jeoparka gelip çocuklara kayaçları daha rahat şekilde öğretiyor" diye konuştu.

Coğrafyacılar için fırsat

Sadece yurt içinden değil, yurt dışından da öğrencilerin ve bilim insanlarının jeoparka geldiğine işaret eden Karataş, şunları kaydetti: "Kayaç yapılarını, volkanizmada gerçekleşen faaliyetleri görmek için geliyorlar. Normalde başka bir volkanik arazide bir kraterin üzerine çıkmak için 400-500 metre tırmanmanız gerekebilir ama burada minyatür koniler sayesinde 100-150 metrede krater görebiliyorsunuz. Bu da coğrafyacılar için iyi bir fırsat. Buradan aldıkları bazı örnekleri kendi arşivlerine koyabiliyor, okullarındaki müzelerde sergileyebiliyorlar. Çünkü böyle bir arazi Türkiye'de başka bir yerde yok. En son patlayan yanardağlar arasında gezmek eğitimciler için de büyük bir keyif."