Sevgili okuyucularım, her ne kadar ülkemizde gündemler çok hızlı değişse de halkın şu andaki temel konuları, korona, geçim sıkıntısı, işsizlik olmaya devam ediyor. Korona’nın getirdiği sıkıntılar tüm dünyada ekonomiyi vurmuş durumda. Tüm dünyada altın fiyatları hızla yükselmeye başladı, biz de de altın ile bağlantılı, yabancı para birimleri aldı başını gidiyor. Neler olduğunu anlamakta zorlanıyoruz. 

*** 

Ekonomi lafı aslında eski yunanca (Oikia-nomos)  “ev yönetimi “ anlamına geliyor. Ekonomi, birbiriyle ilişkili üretim ve tüketim faaliyetleri kümesi olarak tanımlanabilir. İlk çağlarda ihtiyaçlar takas ekonomisi ile sağlanıyordu. Koyun almak isteyen, belli miktar buğday veya buğday ihtiyacı olan belli miktar üzüm takas yaparak ihtiyaçlar karşılanıyordu. Bundan sonrasını Prof. Dr. Ramazan Kurtoğlu’nun bir söyleşisinden aktarayım: 
“M.Ö. 6 ncı yüzyılda altın ve gümüş sikkeler basılarak takas birimi olarak para ortaya çıktı. Bu uzun yıllar böyle devam ederken 20 yy. a gelindiğinde sikkelerin yerini banknot (kâğıt para) nın aldığını ve dünyanın rezerv parasının İngiliz Sterlini olduğunu görüyoruz. 1944 yılına gelindiğinde ABD de Bretton Wood kasabasında Avrupa’daki 2. Dünya savaşının yıkımının onarılması için 29 ülke Dünya Bankası ve IMF’yi kurarken, dünyanın rezerv parası Amerikan doları olarak değiştirildi. Bunu da bir kazığa bağladılar. Dediler ki, FED (Amerikan merkez Bankası) kasasındaki altınların karşılığı dolar basacağız, bir ons (31,1 gram) altın karşılığı 35 dolar olarak belirlendi. Altına rezerv olarak talep artınca ABD’nin altın stokları erimeye başladı, Vietnam savaşı sırasında para sıkıntısı çeken ABD dolar basmayı arttırdı. 1 Ağustos 1970 de ABD başkanı Nixon, doların altın ile bağlarını kopardı. Bundan sonra 1 ons altın getirene 35 dolar vermeyeceğiz dedi. Bunun üzerine Fransa başkanı Charles DeGaulle, şarladı. Size güvenip dolar depoladık, alın dolarlarınızı verin altınlarımızı diyerek, iki nükleer gemi gönderip dolarları iade edip altınları geri aldı. Biz ve bizim gibi ülkelerde bu olaydan sadece nasihat ve öpücük aldık. 

*** 

1971 den sonra rezerv para birimi dolar olarak devam etti. Basılan paralarla 2018 yılı sonuna gelindiğinde dünyanın milli geliri 88 trilyon dolar, tedavüldeki dolar 868 trilyon dolara ulaştı. 

1929 daki büyük buhran dünyaya 10 yılda yayıldı, iletişim aracı telefondu. 2008 deki büyük krizin yayılması internet ve hızlı iletişim sayesinde bir yılı bulmadı. Dünya ekonomisi bu krizi Clinton’un son döneminde bir torba yasaya eklenen bir dip not sayesinde bankaların kaldıraç (borç verme)  oranını kaldırması sonucu yaşadı. Bir yerde bir skandal veya terör olayı varsa arkasında bir ekonomik planı maskeleme vardır. Fransa’daki Charlie Hebdo terör saldırısından iki gün sonra İsviçre frangı %40 devalüe edildi, Avrupa’da bir milyon kişi battı, bileniniz var mı? 

*** 

Şimdi de küresel ısınma bahane edilerek köklü bir değişikliğe gidiliyor. 2008 yılında James Dickinson’un yazdığı kitabın adı “Para öldü”. 2009 yılında Bitcoin çıktı. Ondan sonrasında 1400 daha çeşitli kripto para birimi var. İsveç’te 900 banka bugün sadece kripto para ve altın işlemi yapıyor, nakit para almıyor. Kripto paranın bir merkezi yok. Bilgisayarlar üzerinde kayıt oluyor. %40 ının kontrolü bazı çevrelerin elinde. Bu günlerde Facebook, Google gibi şirketler kendi kripto para birimlerini çıkarma peşinde. Görünen o ki, önümüzdeki on yıl içinde sikke gibi Banknot ’da ortadan kalkacak. Kendimizi ona göre hazırlamalıyız. 

*** 

Para insan hayatının temel özgürlüklerinden biridir. Kredi kartınız herhangi bir nedenle çalışmazsa, cebinizden paranızı çıkarır, istediğinizi alırsınız. Şu günlerde korona bahane edilerek insanlar mikrop bulaşır diye kâğıt paradan uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Kredi kartı ise sizin nerede ne zaman bulunduğunuzu, alışveriş alışkanlıklarınızı, yaşam tarzınızı her haliyle takip ettiriyor. Kripto veya elektronik paraya geçilirse, her şeyimiz kontrol altına girecek. Orwell’in 1984 romanı hayaldi, gerçek olacak. Nakit ve altın ortadan kalkınca elektronik ortama giremeyenin de yaşama şansı olamayacak.  

*** 

Yukarıda yazdığım ekonominin temel öğesi takas döneminden, kripto paraya gelinceye kadar hep üretim. Bir meta veya hizmet üretmeyenin, artı değer koymasına imkan yok. Ürettiğinizin de değer elde edebilmesi için üst düzey malzeme olması lazım. Ülkemizin içinde bulunduğumuz ekonomik çıkmazdan kurtulabilmesinin tek çıkış yolu, ölü yatırımlardan vaz geçip, katma değer sunan mal üretmek. Artık, hepimizin bu konuda kafa yorması gerekir.