Amaç, hem eski tatları geri kazanmak hem de nesli tükenmekte olan tohum türlerini koruma altına almak. Çiftçiler, 2 aylık bir çalışma sonucunda 3 binden fazla tohum topladı.

- Sistem takasa dayalı: Önen sistemi şöyle anlattı: 'Mesela bir üretici bize beş tane domates tohumu gönderiyor, bizden elinde olmayan bir türden beş adet tohum temin ediyor. Aldığı tohumları ekecek,10 dönüm yeri varsa 1 dönümünü tohumluk için ayıracak. Talep ettiğimizde de bize tekrar gönderebilecek. Sistem takasa dayalı.

- İthalin değeri düşük: Ayhan Dükel ise 'İsrail'den alınan hibrit dediğimiz melez tohumlar çok daha verimli, ama lezzeti yok ve besin değeri düşük. Karpuzun, salatalığın kokusu yok. Hibrit tohum bir defa ekildiğinde ertesi yıl aynı verimi vermediğinden tekrar satın alınıyor ve bir ülkeye bağımlı kalıyorsunuz. Türkiye'nin petrolden sonra en çok para ödediği şey ithal tohum. Doğal tüketmek bir ayrıcalık değil, hepimizin hakkı' dedi.

Hibrit kanseri tetikliyor


Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Tayfun Özkaya ise hibrit tohumların şirketlerce geliştirildiğini, kimyasal gübre ve kimyasal ilaçsız yetişmediklerini belirtti. Özkaya, 'Kanser gibi hastalıkları tetikliyor. Tohumculuk yasasında yerel tohumların çiftçilerce satışına getirilen yasağın kalkması gerekir' diye konuştu.