Yorgancılar, Türkiye'nin özel sektör ağırlıklı büyüme performansını sürdürdüğünü, son çeyrekte büyüme oranındaki düşüşün ekim ayının başında Merkez Bankası'nın uygulamaya başladığı piyasayı soğutma yönündeki politikaların bir sonucu olduğunu, bu politikanın asıl etkilerinin son çeyrek rakamlarında gözlenebileceğini belirtti.

İthalat artış hızının son çeyrekte yüzde 19'dan yüzde 7'ye gerilemesinin cari açığın gerileyeceği yönünde sinyaller verdiğini, bunun ekonomi yönetimince de sıklıkla dile getirildiğini ifade eden Yorgancılar, IMF'nin 2012 yılında Türkiye ekonomisi için öne sürdüğü büyüme tahmininin yüzde 2'ler seviyesinde olmasının ise yatırım ve istihdam politikalarında sıkıntı yaratabileceğini öne sürdü.

Yorgancılar, cari açığın azaltılması çalışmaları kapsamında ithalatı yüksek olan ürünlerde yerli üretimin artırılması için belirlenecek sektörlere özel yatırım teşvik sistemlerinin uygulanması gerektiğine işaret ederek, yılbaşına doğru açıklanması beklenen yeni teşvik sistemiyle bu beklentinin karşılanması halinde ithalatın daha hızlı gerileyebileceğine inandığını belirtti.

Avrupa'daki ekonomik krizle ilgili izleme sürecinde olduklarını, durgunluk beklentilerine yönelik tedbirler almaya başladıklarını kaydeden Yorgancılar, İzmir'den yapılan ihracatın büyük kısmının AB ülkelerine yönlendirildiğini, bu pazarda meydana gelebilecek bir daralmanın İzmir'deki tesisleri doğrudan etkileyeceğini ifade etti.

Bu ortamda pazar çeşitlendirmesine gitmenin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Yorgancılar, oda olarak üyelerini Çin, Hindistan, Güney Amerika gibi pazarlara açılması konusunda teşvik ettiklerini, Azerbaycan gibi dış ticaret fazlası veren ülkelerde etkinliklerini artırmak için yoğun çaba sarfettiklerini söyledi.

Yorgancılar, "AB'deki mevcut ekonomik durumun İzmir'deki tesislere verilen siparişlere ve 2012 ihracat planlarına etkisi oldu mu-" sorusuna şu cevabı verdi: "Avrupa'dan gelecek siparişler hakkında konuşabilmek için henüz erken. Ancak 2012 yılına ilişkin talep tahmini toplamak için yaptığımız araştırmada Avrupa'daki müşterilerin çoğunun 2011 ile aynı seviyede rakamlardan bahsettiğini saptadık. Artış değil ama aynı seviyeyi koruyabileceklerini belirtiyorlar. Avrupa'daki ekonomik büyüklükler içinde Türkiye'nin payı oransal olarak çok fazla değil. Bu nedenle ben olası bir daralmadan büyük montanda (miktar) bir etkilenme beklemiyorum. Bu etkilenme süreci ve miktarını 2012'nin ilk 3 ya da 4 ayında görebileceğiz. Bugünden ne oranda bir resesyona gireceğini, Türkiye'nin bundan ne oranda etkileneceğini söylemek çok zor. 2012 yılı için bütçelerini yapmaya çalışan üyelerimize 'büyümeye devam' demek zor. 2012'de faiz oranları yükseleceği için faiz yükleri sanayicilerimiz için önemli bir dezavantaj olacak, dolayısıyla maliyet unsuru, stok ve üretim verimliliğinin ön plana çıkacağı bir yıl geçireceğiz."

Yorgancılar, son dönemde Türkiye'nin AB üyelik süreciyle ilgili dış basında yer alan haberlerde müzakerelerde adım atılmazsa üyelik sürecinin kesilebileceği iddialarının dile getirilmesiyle ilgili soru üzerine, müzakerelerin devamı konusunun, Türkiye'nin çıkarlarına göre değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Bu süreçte Türkiye'nin çıkarlarına olmayan bazı durumların söz konusu olduğunu, örneğin Gümrük Birliği'nden kaynaklanan ticari olumsuzlukların giderilmeye çalışıldığını ifade eden Yorgancılar, "AB, Türkiye için ne kadar önemliyse Türkiye de AB için o kadar önemli. Bu saatten sonra Türkiye girdiği AB yolculuğundan vazgeçemez. Ancak mutlaka ve mutlaka bu işi ülkenin menfaatleri doğrultusunda gerçekleştirmeliyiz. Bu sürecin uzaması insanları karamsarlığa itmektedir. Bunun içinden çıkmak için de bazı görüşler var" dedi.

Öte yandan Yorgancılar, İzmir'in uluslararası yatırımlarda 2011 yılında önemli bir atağa geçtiğini, 2012 için yeni yatırımların da söz konusu olduğunu ancak şu anda açıklanma safhasında olmadığını ifade etti.