Aktif ve fahri olmak üzere 650 civarı üyesi bulunan, küçük, orta, büyük işletmelerden oluşan 3100'e yakın şirketi kapsayan, yaklaşık 110 bin kişilik istihdama ilişkin bir üretim gücünü temsil eden EGİAD Ege Genç İşadamları Derneği'nin Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Buğra İlter, süreci değerlendirdi.

Yönetim hataları

Mayıs ayından itibaren ülke olarak ekonomik sıkıntılar ile mücadele edildiğinin altını çizen İlter, krizi tetikleyen unsurlar olarak ise yurt içi ve yurt dışı farklı etkenlerin yanında, idari, siyasi ve yönetişim alanında yapılan hataların ekonominin temellerini aşındırmasında önemli bir rol oynadığını vurguladı. İlter, "Bugün baktığımızda, nakit sıkışıklığı her sektörü etkiliyor. Bankalardaki kaynak sıkıntısı, bizlere finansmana erişimde güçlükler yaşatıyor. Kredi daralmasını en etkili şekilde hissediyoruz, 7-8 aylık dönemde faizler 12-13 puan, kur % 40 arttı. Elektrik fiyatlarındaki yükseliş sanayicimizi zorluyor. Ekonominin can damarı olan KOBİ'ler için sorunlar daha da ciddi ve kritik boyutta. KOBİ'ler ödeme ve tahsilat sorunları, konkordatolar ve KDV sorunları dahil bir dizi sorunla boğuşuyor. Reel sektör, yüksek enflasyon ve TL'deki dalgalanma nedeniyle önünü görmekte zorlanıyor. Yüksek işsizlik ve enflasyon satın alma gücümüzü düşürmekte. Düşen talep ise şirketlerimizi daha da zora sokabilir. Finans sektörünün doğru araçlarla desteklenmesinin gündeme alınması ve reel sektör ile finans sektörünün sarmal halinde yaşadığı sorunlara engel olunması gerekmekte" dedi.

Büyümede sert düşüş uyarısı

2019'a ilişkin ekonominin büyümesinde sert bir düşüşün kaçınılmaz olacağı görüşünü de paylaşan EGİAD Başkanı Aydın Buğra İlter, iyi bir öngörü ve doğru yönlendirme ile virajın daha kolay alınabileceğini belirterek, "Küresel piyasalardaki son gelişmeler ile biraz zaman kazandık, bu dönemi doğru kullanırsak kısa süreli bir resesyonla badireyi atlatmamız mümkün. Bu noktadan sonra hayati olan konu, ekonomimizin tüketim ve kamu harcamalarına dayalı büyüme modelinden, sürdürülebilir katma değerli üretime dayalı bir büyüme modeline doğru evrilmesi" dedi.

Ümitsizliğe düşmemeliyiz

Mevcut ve dönemsel olumsuzluklara rağmen, ümitsizliğe kapılma lüksünün olmadığına da vurgu yapan İlter, "iş dünyasının ve özellikle biz genç iş insanlarının enseyi karartıp, ümitsizliğe düşme lüksü yok. İçinden geçmekte olduğumuz dönem, hepimizin şapkalarını çıkartıp önüne koyması, ekonomimizde, şirketlerimizde ve demokrasimizde yeniden yapılanma ve iyileştirme yapmamız açısından fırsatlar barındırmakta. Ekonomimizi sadece ekonomik reformlarla güçlendiremeyiz. Güçlü bir demokrasi olmadan, güçlü ekonomi söz konuş olamaz. Atılması gereken teknik adımların ötesinde, ekonominin ilacı daha fazla demokrasi, daha güçlü ve bağımsız kurumlar tesis edilmesi, liyakata dayalı sistemin güçlendirilmesi, hukukun üstünlüğü ve Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya sarılarak ilerlemek olacak. Tasarruf ve verimliliği arttıracak şekilde yeniden yapılanma ve ayrıca ekonomik unsurlarının yanında sosyal ve teknolojik unsurları da kapsayan sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde alınacak aksiyonlar ile içinde bulunduğumuz durumu fırsata çevirmek mümkün. Ekonomiyi güçlendirmenin en iyi ve kalıcı yolu, şeffaf ve demokratik bir toplum düzeni kurmaktan geçmekte. Bağımsız ve tarafsız yargı, özgür basın, kuvvetler ayrılığı bileşenleri ile hukuk devleti anlayışımızı güçlendirmemiz gerekmekte. Hem yerli hem de yabancı yatırımcılar ile iş dünyası açısından, iş yapmaya ilişkin öngörülebilirliği arttırmamız zaruri" dedi.