Ali Budak- Dünyada ve Türkiye'de buğday üretiminde verimsizlik nedeniyle düşüş yaşanıyor. Yaşanan düşüşe bir an önce gerekli tedbirlerin alınması gerektiğine dikkat çeken Aliağa Organize Sanayi Bölgesi Başkanı, Ege Un Sanayicileri Derneği Başkanı ve EBSO Meclis Üyesi Haluk Tezcan, 'Türkiye'de yaşanan yüzde 20 düşüş ve buğdayda dışa bağımlı olmamız nedeniyle artan bu fiyatlar en çok bizleri etkileyecek.  Dünyada da yaşanan sıkıntılardan dolayı buğday fiyatları 15 gün gibi bir sürede 190 dolardan 230 dolara yükseldi. Üretim politikalarımızı değiştirmezsek daha da kötü etkileneceğiz' diye konuştu.

 

Üretim düştü

Türkiye'de buğday üretiminde yüzde 20'lik düşüş yaşandığına dikkat çeken EBSO Meclis Üyesi Haluk Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Buğday'da zaten dışa bağımlı hale geldik. Ancak bu sefer yurt dışında da aynı sorun var. Bu ise ülkedeki fiyatları etkilemeye başladı. Çözümü ise hem iç piyasadaki sıkıntıyı da gidermek için tarımı farklılaştırmak. Artık üretim modelini değiştirmek zorundayız. Daha teknik, sertifikalı tohum modeli ve büyük arazi modellerine geçmeliyiz. Havza uygulamasına da bir an önce geçerek bu soruna çözüm üretebiliriz. Ülkedeki üretimi arttırmanın yanı sıra israfı da azaltmalıyız. Elimizde çıkan miktarı fazlalaştırıp, ürettiğimiz ürünü ihraç eder hala gelmek durumundayız. Bu sayede dünya ile rekabet edebilir ve sürdürülebilir bir tarım elde edebiliriz.'

'Tarımda bir romana ihtiyacımız var'

Hükümetin havza bazlı modelleme ve israfla ilgili bir dönem tedbirler alacağı yönündeki çalışmaları hatırlattığımız Tezcan, tedbirler alınacağının söylendiğini ancak bu konuda herhangi bir adımın daha atılmadığını belirterek, 'Çünkü ülkede çok fazla bakan değişti. Özellikle tarım ve milli eğitim bakanı çok sık değişmemeli. Değişse dahi yeni gelen sorumluluk almalı ve ortada olan en yararlı projeyi sürdürmeli. Bakan sık değiştiği için de kimse sorumlu olmuyor. Kimse suçu üstüne almıyor. Çünkü herkes kendi döneminde olmadığını ifade ediyor. Bu durumda da ülke kaybediyor. Hayvancılıkta da aynı sorunu yaşıyoruz. İthalatı bu kadar özendirmek yerine koyun yetiştirmeyi özendirseydik büyük başa daha az etkimiz olacaktı ve kanatlıyı ise daha başka boyuta getirmiş olacaktık. Kanatlı üretimi de sürdüremez hale getirdik ve bu alanda da sıkıntı yaşamaya başladık. Elde ettiğimiz değerleri kaybetmek çok kolay ama yeniden kazanmak çok zor. O nedenle de kazanmak için çalışmalıyız. Kazanmak için de gelecek bakanın özellikle bu konularda yetkiyi ve sorumluğu eline alamsı gerekiyor. Zaten artık bu alanlarda ülkemizin yeni bir hikaye hatta roman yazması gerekiyor' ifadelerini kullandı.

Tarımsal köyler yenilenmeli

Tarımsal ürün üreten köylerin de artık yaşlandığına dikkat çeken Tezcan, 'Yaşlanan köylerin yerine modern tarımın uygulanabileceği alanların yapılması gerekiyor. Seracılığın da geliştirilmesi lazım. Aslında her alanda yapacağımız o kadar çok iş var ki! Ancak bu işleri yaparken doğru modellemeler gerekiyor. Şu anda dünyada da yaşanan verimsizlik nedeniyle 190 dolar olan buğday 230 dolar oldu. Bu sorun daha da büyük görülmeye başlandığında hemen bu tarımdaki fonlar sürece dahil olup, fiyat üzerinde daha da artırıma gidiyor. Bu da daha pahlı ürün almamıza neden oluyor. Bu durum ise bizim gibi gelişmekte olan ülkelere ciddi bedel olarak dönüyor' dedi.
 
Kayıt dışı üretim sektöre zarar veriyor

Unlu mamullerdeki kayıt dışı üretim sorunun nedeni olarak Suriyelileri işaret eden Tezcan, 'Ülkede 4 milyon Suriyeli yaşıyor. Bu insanlar yaşamlarını idame ettirmek için ticaret yapmaya başladı. Ancak iş yaparken kayıt dışı iş yapıyorlar. Kayıt dışı yapınca da kayıt içi iş yapanlar rekabet edemez boyuta geliyor. Alandaki denetleme de ne kadar sık olursa olsun çözüm olmuyor. Çünkü yapılan denetimlerde yaşamak, evine ekmek götürmek ve çalışmak zorunda olduklarını belirtiyorlar. Bu da onların üretim yapmasını sağlarken sizin de buna göz yummanıza neden oluyor. Bu süreç ise alanda kayıt içi çalışanlara zarar veriyor. Bu noktada da gerekli çalışmaların bir an önce yapılması gerekiyor' dedi.

Gevrek büfeleri 2 milyon hava parasıyla el değiştiriyor

Hastane önündeki gevrek büfelerinin 2 milyon lira hava bedeliyle el değiştirdiğini ifade eden Tezcan, sözlerini şöyle tamamladı: 'Çünkü belediye o küçük esnafa hayatını idame ettirmesi için o alanları cüzi bedellerle kiralıyor. O kişi de kiraladığı düşük bedel sayesinde karla simit satıyor. Sattığı simit karşılığında elde ettiği karın yanı sıra bu büfeleri ciddi paralara satıyor ya da kiralıyor. Burada belediyenin gösterdiği iyi niyette art niyete dönüşüyor. Bu art niyetten dolayı da bu kişiler ciddi kazanç sağlıyor. Bu konuda gerekli çalışmalar da bir an önce yapılmak zorunda. Özellikle belediyenin de bu haksız kazancı denetlemeli ve gerekli yasal süreçleri hızlandırmalı. Yoksa bir büfe 2 milyon hava parasıyla satılamaz.'
 

Üretimi öncellemek şart

Türkiye'nin 2017 yılında ve yılbaşından bu yana yağışlarda ciddi sıkıntı yaşadığını belirten Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ferdan Çiftçi, 'Bu da doğal olarak verimlere yansıyacak. Özellikle verim düşüklüğü nedeniyle buğdaydaki üretimde düşüş yaşayacağız. Bu yıl yüzde 10-25 arasında düşüş yaşayacağız. Bu da ithalatı arttıracak. Zaten yaptığımız ithalatı daha da arttıracağız. Bu da ekonomiye ayrıca yük getirecek. Bu nedenle de bir an önce tarım politikalarımızı gözden geçirmeli ve üretimi öncelemeliyiz. Özellikle anavatanı olduğumuz buğdayda bunu sağlamalıyız. Ve buğday ithal etmekten kurtulmalıyız. Bunun için de küresel iklim değişikliğini de göz ardı etmeden doğru ürün çeşidiyle bunun önüne geçebiliriz. Geçemediğimiz takdirde ise dışa bağımlılığımız derinleşecek. Alınacak önlemler noktasında bakanlığın doğru politikaya geçmesi gerekiyor. Özellikle üst politikaların hayata geçirilmesi lazım' dedi.