Ali Budak- Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ESİAD) ile Etik ve İtibar Derneği (TEİD) işbirliğiyle düzenlenen ‘Küresel Ekonomide Etik, Uyum, İtibar Riskleri ve Türk Şirketlerine Etkileri’ konulu panel, ESİAD Dernek Merkezi’nde gerçekleştirildi. ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri ve TEİD Yönetim Kurulu Başkanı Asım Barlın’ınaçılış konuşmalarını gerçekleştirdiği panelde, TEİD Yönetim Kurulu Üyeleri Fikret Sebilcioğlu, Emre Çolak ve Av. Okan Demirkan da konuşmacı olarak yer aldı.


6 milyar dolar zarar


Kamu kurumlarının ve özel sektörün, ürün ve hizmet üretme sürecinde örgüt olarak veya birey düzeyinde davranışlarının farklı ölçeklerde sorunlara yol açabildiğini belirten ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri, ‘Hafızamızı zorladığımızda toplumumuzu aydınlık bir geleceğe taşıma noktasında sıkıntılar çıkartan, ‘skandal’ denilebilecek çeşitli konular hemen aklımıza geliyor. 2016 yılında varlıkların kötüye kullanımı nedeniyle oluşan mali tablolardaki tahrifat gibi yolsuzlukların açtığı zarar 6 milyar doları aşmış durumda. Kurumlar bu nedenle ortalama olarak cirolarının yüzde 5’ini kaybediyor. Serbest piyasa rekabetini gözeten, kayıt dışına izin vermeyen, fikri hakları çiğnemeyen pratiklere dayanan, etik kodların hem kamu hem özel sektörde oluşturulması ve uyum programlarının hayata geçirilmesi gerekiyor. Tedarik zinciri ve mali tablolarda şeffaflığın düzenlenmesi, çalışanların şirketlerine verebileceği zararlar ve yolsuzluk karşıtı raporların belirli bir metodoloji içerisinde ele alınması ve iş ortaklarıyla ilişkilerin şeffaflık çerçevesinde düzenlenmesi önem arz ediyor’ dedi.


‘Dünyada, radikal tedbirler alınıyor’


Yolsuzlukla mücadelede 3’üncü taraf riskleri, kurum içi yolsuzluklar ve kamudan kaynaklı zorlukların bugün için ticarete dönük çok ciddi sıkıntılar yarattığını belirten TEİD Yönetim Yönetim Kurulu Başkanı Asım Barlın ise, şöyle devam etti: Gelişmiş ve küreselleşmiş şirketler suistimallere karşı çok radikal tedbirler alıyor. Yolsuzlukla mücadelenin ilk örneği 1970’lerde Amerika’da oluşturulan mevzuattır. Biz de TEİD olarak kurum içi veya genel eğitimlerle yolsuzluk konusunda kurumlara faydalı olmaya gayret ediyoruz. Bugün özellikle gelişmiş ülkelerdeki global şirketler, 3’üncü taraf riskler kapsamında uyum sürecini tamamlamış kurumlarla ticari ilişkiler kurmayı önemsiyor. Bu ilerleyen zamanlarda mecburiyet haline gelecek. Kurumların yolsuzlukla mücadele konusunda çok ciddi faaliyetler yapması gerekiyor. İzmir’deki kuruluşlar pek çok global şirketle iç içe oldukları için İzmir bu eğitimler için çok uygun.
 

Yolsuzluk Algı Endeksi’nde Türkiye 75. sırada


2016 Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 1 numarada Danimarka’nın bulunduğunu söyleyen belirten TEİD Yönetim Kurulu Üyesi Fikret Sebilcioğlu Türkiye’nin ise 75’inci sırada bulunduğunu kaydetti. Yolsuzluk ve rüşvetin hem şirketler hem devletler açısından çok ciddi bir maliyete sebep olduğunu belirten Sebilcioğlu, ‘Şirket içi suiistimaller şirketlerin yüzde 5 cirosunu alıyor. Böylece herkesin cebinden yılda 2 bin lira para suiistimal zararlarına gidiyor. Yolsuzluk algı endeksinde üst sıralarda olanların ortak özelliklerine bakıldığında ise yüksek seviyede basın özgürlüğü, kamuoyunun bütçeye kolay erişim (para nereden geliyor ve nereye harcanıyor), iktidarda olanların üst seviyede dürüst olması, yargının zengin ile fakir arasında ayırım yapmaması, yargının devletin ve hükümetin diğer kısımlarından tamamen bağımsız olması gibi özelliklerin dikkat çekiyor’ dedi.  


İhbarla açığa çıkıyor


Son olarak suiistimallerin nasıl tespit edildiğini ortaya koyan Sebilcioğlu, konuşmasını şöyle sonlandırdı: İhbar suiistimallerin önlenmesinde önemli bir yere sahip. İç denetim komisyonu, şirket yönetimi incelemeleri yöntemi ile suistimaller yüzde 40 oranında tespit ediliyor. İhbarın kaynaklarına baktığımızda ise yüzde 52 çalışanlar geliyor. Müşteri yüzde 18 ile ikinci sırada, tedarikçi ise yüzde 10 ile üçüncü sırada yer alıyor. Suistimaller ile mücadele yöntemlerinde iç kontroller önemli olduğunu söyleyebiliriz. Data analizi suistimallerin ortaya çıkarılmasında ilk sırada yer alırken, şirket yöneticisinin soruları ve çalışanları çok fazla sıkmadan yapılan sürpriz denetimler de suiistimallerin ortaya çıkarılmasında önem arz ediyor.