Tüm dünya ülkelerini etkisi altına alan ve insan sağlığını tehdit eden corona virüsle birlikte sosyal ve ekonomik bir değişim yaşandığını vurgulayan Saylan, insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan gıda gereksinimini karşılayan tarımın, ne kadar stratejik ve hayati bir sektör olduğunun anlaşıldığını vurguladı. Tolga Saylan sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu sorunların global olarak bundan sonra da sıklıkla yaşanması mümkün. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de tarım ve gıda bugünkünden çok daha önemli olacaktır. Bu yüzyılda tarım sektörünün savunma kadar önemli bir stratejik sektör haline gelmekte olduğunu hepimiz gördük. Bu noktada ülkelerin zirai anlamda kendi kendine yetebiliyor olması stratejik açıdan atılacak adımların en büyüğü diyebilirim"

Destekler artırılmalı

Tarım ve gıda üretiminin sürdürülebilir olmasının gıda tedarik zinciri açısından yaşamsal önem taşıdığının altını çizen Tolga Saylan, bu konuda sağlanacak desteklerin artırılması gerektiğini ifade etti. Saylan, "Bilindiği üzere gıda sektörü de hammaddesini tarım sektöründen karşılamaktadır. Tüm bu özelliklere sahip tarım sektörünün tarımsal arz güvenliğinin garanti altına alınması önem kazanmıştır. Tarımsal sorunların çözümünde; doğal tarım ve alternatif ürün oluşumunun, tarımsal üretim planlamasının, kırsal kalkınma politikalarının ve sanayi-üniversite-tarım iş birliği modellerinin geliştirilme süreçlerinin de birlikte değerlendirilmesi ve daha sağlıklı bir yapıda koordine edilmesi gerekiyor. Tabii ki; devletin açıklamalarını yakından takip ediyoruz. Şu ana kadar alınan önlemler, ülke içi gıda arzını korumaya yönelik ve bu sevindirici bir durum. Bazı ürünlere konan ihracat yasağı yerli pazarın ihtiyacı için büyük önem taşıyor. Çiftçilerin ürünlerinin devlet tarafından alınacak olması da yine üretimin sürekliliği açısından çok önemli. Bu zor zamanda çiftçi borçlarının ötelendiğini biliyoruz, aynı doğrultuda çiftçilerin üretime devam etmesini teşvik edecek yeni hibe ve destek paketlerinin artırılmasını bekliyoruz" diye konuştu.

Üretime devam

Erkunt Traktör olarak üretim süreçlerinin devam ettiğini de belirten CEO Tolga Saylan, şöyle devam etti: "Bu olağanüstü durumda önce çalışanlarımızın ve ailelerin sağlığını düşünerek tüm tedbirlerimizi en başta ivedilikle aldık. Covid-19 pandemisiyle birlikte herkes ve tabii ki çalışma hayatı en azından bu süreci algılayana kadar bir uyum sürecine girdi ve yavaşladı. Fakat, şirket içinde aldığımız sıkı önlemler, tedarik sürecinde yaşanacak gecikmelerin değerlendirilmesi, planlama ve alınan diğer tedbirler sayesinde üretim sürecimiz devam ediyor"

Büyük emekler vererek üretimlerini sürdüren tüm çiftçilerin Dünya Çiftçiler Günü'nü de kutlayan Erkunt Traktör CEO'su Tolga Saylan, Erkunt'un gücünü de başarısını da çiftçilerden aldığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Erkunt Traktör olarak, döküm ve makine teknolojilerinde edindiğimiz yarım asırlık tecrübeyle 2003 yılında yola çıktığımızda, toprağa olan bağı asırları aşan bu milletin çiftçilerine hak ettikleri konforu sunacak, toprağını tanıyıp çiftçisinin hâlinden anlayacak yerli tasarım traktörü üretme ideali vardı. Türk çiftçisinin toprakla kurduğu bağı, işine duyduğu tutkuyu, yarına yönelen umudunu ve geçmişe olan inancını örnek aldık; onun fikriyle geliştik, onun desteğiyle başardık. Erkunt Traktör markası, gücünü, ideallerini, başarılarını, geleceğini size borçlu. Tarım ve çiftçinin gücü, ülkenin gücüdür. Sizler var oldukça, gayesi yüzünüzü güldürmek olan Erkunt Traktör çalışmaktan, üretmekten, koşullar ne olursa olsun sizin sesinizi dinlemekten, çiftçinin gücü ve gururu olmaktan vazgeçmeyecek. Özellikle bu seneki çiftçiler gününün farklı bir anlam taşıdığını düşünüyorum. Aynı sağlık çalışanlarımız gibi, çiftçilerimizin de bizler için çok büyük gayret gösterdiğini unutmuyoruz"