Ali Budak- Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Seyyar, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin yaklaşan Genel Kurul Toplantısı öncesinde 4 yıllık görev süresinde yürüttüğü projeler ve yaptığı çalışmalarla ilgili basın toplantısı düzenledi. Ege İhracatçı Birlikleri’nde gerçekleşen toplantıda konuşan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Seyyar, kendi dönemlerinde sektörün yaşadığı birçok soruna çözüm getirdiklerini dile getirdi.  

‘Hava kargo 10 bin tonu geçecek’

Başlattıkları hava kargoyla ihracatın avantajlarından bahseden Seyyar, şöyle devam etti: Japonya, Malezya, Çin, Güney Kore gibi pazarlarda bizim kirazımızın, taze incirimizin ne kadar değerli olduğunu gördük ve bu ürünlerin Uzak Doğu ve Güney Doğu Asya pazarlarına hava kargo ile daha düşük maliyetle ve daha hızlı bir şekilde ihracatının başlaması için Türk Hava yolları ile masaya oturduk ve 2017 yılında bir anlaşma imzalayarak bazı destinasyonlara çok uygun maliyetli parkurlar oluşturarak üyelerimize sirküle ettik. Bu çalışmalar ile birlikte, 2016 yılında 3 bin 500 ton olan hava kargo ile yaş meyve sebze ihracatımız 2017 yılının sonunda yüzde 77’lik artışla 6 bin 200 tona yükselmiş, dolar bazında da yüzde 18’lik bir artış kaydedilmiştir. 2018 yılında da hava kargo ile yapılacak ihracatımızın 10 bin tonu geçeceğini tahmin etmekteyiz.

Çin’e, kiraz izin çıktı

Önemli projelerinden birinin de 2010/8 sayılı Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ kapsamında ‘Taze Kiraz ve Üzüm Ürünlerinde Rekabet Gücünün Arttırılması ile ilgili URGE Projesi’ni başlatmak olduğunu söyleyen Seyyar, ayrıca Tarım Bakanlığı ile yaptıkları yoğun görüşmeler sonucunda, 9 üretici ve 6 paketleme tesisine Çin’e kiraz ihracatı için izin çıkartmayı başardıklarını söyledi. Bu sezon kirazda Çin ile hareketli bir ticaretin yaşanacağını umduklarını ifade eden Seyyar, ‘Önümüzdeki günlerde Vietnam’a da ihracat izninin çıkması için yoğun bir uğraş içindeyiz. Elbette ki bu yönde ki çalışmalar adım adım takip edilerek sonuca bağlanması sağlanmalı ve bu piyasalarda da Türk ürünleri en iyi şekilde raflarda yerlerini almalıdır, ürünlerimizin kalitesi ve nefaseti ile bu piyasalarda da hakim olacağından hiçbir şüphem yoktur. Yavaş yavaş bizlere kapalı olan kapıları açma niyetindeyiz. Aslında hava kargo, karantina anlaşmaları ve URGE’yi Uzakdoğu projemizin üç temel ayağı olarak görebiliriz. Bu üç ayaktan biri eksik kaldığında projenin temelleri de sarsılıyor ister istemez. Bizler, bir yandan Çin, Japonya, Vietnam gibi ülkelere ihracatın mevzuat açısından sınırlarının kaldırılması için Tarım Bakanlığımız ve Ekonomi Bakanlığımız ile dirsek temasında iken, bir yandan URGE projesi ile firmalarımızı bu ülkelere ihracata özendirmeye çalışıyoruz. Bir yandan da hava yolu şirketleri ile masaya oturarak kargo maliyetlerini uygun hale getirmeye çalışıyoruz. Tahmin edersiniz ki, projenin tam anlamıyla başarıya ulaşması zaman alıyor, ama biz bu amaca yönelik olarak çok yol kat ettiğimize inanıyoruz ve bundan sonraki dönemde de bu ülkelere ihracatımızın artarak devam edeceğini göreceksiniz’ ifadelerini kullandı.

‘C şeker sorununu çözdük”

Meyve sebze mamulleri sektöründe, firmaların ihraç etmesi için üretilen C Şekeri tahsisatlarının durdurulmasının son derece önemli bir sorun haline geldiğini belirten Seyyar, şöyle devam etti: İlgili kurumlar ile yoğun temaslarda bulunduk. Nihayetinde, firmalarımızın yüksek vergiler ödeyerek şeker ithalatı yapmasına gerek kalmaksızın şeker fabrikalarından C şekeri tahsis etmesi sağlandı. Bu gelişme de sektörün önemli bir sorununu çözmüş oldu.

“Çin’den talep başladı”

Çin’in, ABD’ye karşı gümrük vergilerini artırmasının ve ABD’den kiraz ve benzeri ürünleri almayacak olmasının Türk ürünlerine olacak olası talebi değerlendiren Seyyar, ‘ABD ve Çin arasındaki gümrük vergisi sorunu ve Çin’in Amerika’dan kiraz gibi meyvelerin alımından vazgeçmesi, bize ve bizim gibi ülkelere fayda sağlayacaktır. Bu tarz dönemlerde bu pazarlara girişimizi kolaylaştıracaktır. Türk ihracatçısı da bir pazara girdimi oralarda kalıcı oluyor. Artık Çin’den, Türk kirazıyla ve diğer ürünlerle ilgili nasıl alabiliriz diye sorular gelmeye başladı. Umarım bu işten fayda çıkarmaya başlarız’ dedi. N Ali Budak

Gençler tarıma döndürülmeli

Tarım ürünleri birebir desteklenmelisi gerektiğine vurgu yapan Seyyar, ‘Dünyada tarım ürünlerinin desteklenmesiyle kalkınma yaşanıyor. Bu süreçte yegane kaynağımız tarım ürünlerimizdir. Japonya, Çin, ABD de böyle yaptı. Zenginliğin temelinde tarım var. Bu süreçte ede en önemli süreç üreticinin desteklenmesi. Türkiye’de Kula’dan sonra Ağrı’ya kadar olan tarım arazileri bomboş duruyor. Buralara gençleri yeniden döndürmeliyiz. Bu alan yatırım yapılmalı. Bu noktada da tarım ürünlerinin birebir desteklenmesi öne çıkıyor. Bunun yanı sıra ülkemizde 50 milyon ton yaş-sebze meyve üretiyoruz. Ancak konserve yapamıyoruz. Kırsala bu şekilde yatırım yapmalıyız. Elma armut kiraz bahçeleri kurup tek ürününün üretimini 3 aydan 6 aya çıkarmalıyız. 5-6 ay aynı ürünü üretirseniz pazarda vazgeçilmez olursunuz. Buna ulaşmanın yolu da tarım politikalarını yeniden gözden geçirmekten geliyor.