DEPARK'ı diğer teknoloji bölgelerinden farklı kılmak için düşünce yapısında farklılığa gittiklerini söyleyen DEPARK Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Özgören, 'Biz aslında bölgemizi bir anlamda yeni nesil sanayi bölgesi yapmanın gayreti içindeyiz. Orada da özellikle inovatif firmaların birbirlerinin kapasitesini algılayarak, ihtiyaç duyacakları çözümleri başka yerde aramadan bölge içindeki firmalarla birlikte çözmelerini hedefledik' dedi.

En iyi ve en yeni çözümün birbiriyle birleşerek dünyayla yarışabilecek yeni bir ürün ortaya çıkarmak için çalışıldığını kaydeden Özgören, 'Bunun Türkiye'deki ilk çalışmasını bölgemizde yaptık. Zira teknoparklardaki firmalar normal inovatif firmalardan ziyade inovasyonu üst noktada benimsemiş kurumlardan oluşuyor. Yani bunlar bir anlamda inovasyon komandosu' ifadelerini kullandı.

Bin kişilik 'yenilik' ordusu

Yapılan işbirliğini 'Reaksiyon kabında yeni moleküllerin sentezlenmesi' olarak değerlendiren Özgören, 'Eğer bu denemeler başarıyla ilerler ve rutin haline gelirse cidden Türkiye uçar. Bunu kesinlikle şaka olarak söylemiyorum. Bu yapılamadığı ve herkes tek başına bir şeyler yapmaya çalıştığı için bugüne kadar başarılı olunamamıştı. İşte biz bu düşünce değişikliğiyle hem işbirliği kültürünü hem de inovasyonu artıracağız. Bunun yanı sıra Dokuz Eylül Teknoloji Geliştirme Bölgesi (DEPARK) olarak Türkiye'nin erken aşama teknoparkları arasında birinciyiz. Şu an itibariyle sayımız 122 firmaya ve binden fazla çalışana ulaştı' dedi.
 
Arkas ve Ericsson örneği

Özgören, bu firmalar arasındaki etkileşimi de şöyle örneklendirdi: DEPARK içinde çalışmalarını sürdüren iki firmadan Arkas'ın, Ericsson ile birlikte çalışıp Hint Okyanusu'ndaki Arkas gemilerinin soğutma sisteminde (frigorifik) yaşanan sorunun telefon ve internet ile çözümünü sağlayacak. Yani firmalar el ele verip birbirlerinin ihtiyaç duyduğu çözümleri üretecek.