HALİL ÖZCAN - Geçen yıl hastalık ve az ekimden dolayı markette 10 liraya kadar çıkan domates, bu yıl ilk mahsulde 70 kuruşa düştü. Üretici, ürün tarlada kalmasın diye maliyeti kurtarmaya çalışıyor. Bir ay içinde fiyatın daha da düşeceği tahmin ediliyor. Hal esnafı Mehmet Kale, "Kahve kültürüyle üretim yapılırsa olacağı bu. Yıllardır aynı filmin tekrarını izliyoruz. Bir sene çok kazandıran ürün ertesi sene fazla ekimden dolayı tarlada kalıyor" dedi.
Türkiye'de tarım ürünlerinin arz talep dengesine göre üretilmemesinin faturası yine çiftçiye çıktı. Önceki yıl domates halde 30 kuruşa kadar düşmüştü. Bunu gören çiftçi geçen yıl domatese ağırlık vermedi ve az kazandırdı mantığıyla üretmedi. Arz talebi karşılamayınca da bir kilo domates markette 10 liraya kadar çıktı. Yüzü gülen çiftçileri görenler de bu sene tarlaları domates doldurdu ancak ilk mahsulde fiyat halde 70 kuruşa düştü. Domates çiftçisi maliyetini kurtarmanın derdine düştü.

Kahve kültürü değişmeli

Emiralem Hali'nde hizmet veren yaş meyve ve sebze komisyoncusu Mehmet Kale, "Üretim planlaması kesinlikle olması lazım. Tarım Bakanlığı, çiftçiye her yıl belli oranda domates, patates, soğan, patlıcan, karpuz gibi ürünleri diktirecek. Bakanlık, Türkiye'de hangi ürünün ne kadar tüketildiğini çiftçiden ya da esnaftan daha iyi biliyor. Üretimi buna göre planlasalar sorunlar çözülür. Evvelki sene domates 30 kuruşa düştüğü için çiftçi geçen sene dikmedi. Bundan dolayı fiyatlar bir anda yükseldi. Geçen sene domates fiyatlı gitti diye bu sene herkes dikti. Fiyatlar dibe vurdu. Çiftçi kahve kültürüne göre ekim yapıyor. Her sene aynı film tekrarlıyor. Diğer ürünlerde üretim fazlası görünmüyor. Domates diken çiftçi kara kara düşünüyor" diye konuştu.

Tanzim alış yapsınlar

Menemen Yanıkköy'de çiftçilik yapan Turgay Yıldırım (33), bu sene 30 dekar domates ekimi yapmış. Geçen sene domates fiyatının çiftçinin yüzünü güldürdüğünü ifade eden Yıldırım, "Bu sene ürünün bol olmasından dolayı çok düşük fiyata gidiyor. Bir sene para yapıyor bir sene yapmıyor işte. Akar kokar bir ürün. Satamazsan çöpe gidiyor. Eskisi gibi değil artık ürün yetiştirmek çok maliyetli. 4-5 ay ürün almadan bakımı devam ediyor. Para etmediği zaman o sene boşa geçmiş oluyor. Para kazanamayan çiftçi üretim yapmıyor. Yaşı genç olan çiftçi çok az artık. Kazandırmıyor diye fabrikada çalışıyorlar. Domates 60-70 kuruş bizim maliyetimizi kurtarmıyor. Hasada getirmişiz ürünü bu saatten sonra yapacak bir şey kalmıyor, ne satsak kar diyoruz. Mal para etmiyor, toplamayayım kalsın diye bir lüksümüz yok. Bakanlık, çiftçiyi yönlendirse yani planlı üretim olsa mağdur olmayız. Herkes kafasına göre tarım yapmaz. Sabah 04.30'da tarlada oluyoruz. Fazla üretimden dolayı maliyetine satmak zorunda kalıyoruz. Seçimden önce tanzim satış yaptılar. Şimdi de çiftçi mağdur. Tanzim alış yapsınlar. Bir araba tanzim satışla ülke yönetiliyorsa şimdi bizi düşünsünler" ifadelerini kullandı.

Çözüm için tüm aktörler ortak olmalı

Çiftçi sorunlarının çözülmesi konusunda çalışma yapan Menemen Ziraat Odası Başkanı Arif Metin Karagöl, "Planlı üretimle bu işin çözüleceğini siyasiler de biliyor, üniversiteler de biliyor, çiftçi de biliyor. Kontrollü ve ihtiyaca göre üretim yapılması gerekiyor. Polisiye önlemlerle hiç bir şey yoluna girmez. Çiftçiye sen bunu dik, sen bunu ek demekle olacağını düşünmüyorum. Benim önerim, hangi ürün nerede iyi yetişiyorsa oradaki çiftçiye destekleme verilmeli. O bölgede o ürün yetişmeli. Bu şekilde planlama yapılabilir. İnsanları ödüllendirerek üretim politikası oluşturulabilir.

Mesela, Torbalı'daki çiftçiye biber, Menemen'de domates, Bergama ve Dikili'de bamya, Ödemiş'te barbunyaya destek verilsin ki hem ürün dağılımı hem üretim planlaması yapılsın. Çiftçiyi de bilinçlendirmek gerekiyor. Herkes aynı şeyi düşünüp geçen sene para eden ürünü dikerse her sene aynı şeyi yaşamaya devam ederiz. Babam zamanında da bu böyleydi torunda da devam ediyor. Fidan ve tohum satarken bile insanlar uyarılabilir" dedi.

Raf ömrü çeşitlenmeli

Tarım ürünlerinin raf ömrünü uzatacak sanayi üretiminin yaygınlaştırılmasının üreticiye dolayısıyla ülke ekonomisine katkı sağlayacağına dikkat çeken Karagöl, şöyle devam etti: "Domates bolsa salça fabrikası açarsın. Bazı ürünleri dayanıklı hale getirmenin yolları var. Cips, konserve ve kurutma gibi. Geçmiş dönemde üzüm para etmedi. Sonradan duyduk ki Manisa'daki alkol fabrikası kapanmış. Fabrika faaliyette olsa üzümün fazlasını alıp alkol yapacak. Dolayısıyla üzümün raf ömrünü uzatmış oluyor. Üniversiteler, ziraat odaları, bakanlık ve çiftçiler beraber bu konuları tartışıp çözüm yolu bulunabilir. Çözüm arayışına olayın aktörlerini ortak edeceksin. Çözüm böyle bulunur. Otobandan gitmişsin, uçakla gitmişsin, yaya olarak gitmişsin bu bir şekilde çözülür ama bir ülke gıdasını alternatifsiz şekilde yetiştirmeli ve kimseye bağımlı kalmamalıdır."